Namık Kemal
Ne mümkün zulm ile bidat ile imhayı hürriyet
Çalış idraki kaldır muktedir isen ademiyetten
Sayfa 223Kitabı okudu
Dinde yapılan her değişiklik ve reform bid’atdir. Yoksa, çatal, kaşık, boyun bağı kullanmak, kahve, çay, tütün içmek bid’at değildir. Çünki, bunlar ibâdet değil, âdetdir ve mubâhdırlar.
Başka ülkelerde çiçekleri kesip saplarından ince çöplere bağlayarak sepetlerde satıyorlarmış. Allahım ne büyük bid’at!.. Köklerinden kopartılmak suretiyle öldürülen çiçeklerin hemen az sonra soluvermesi, bizim artık dönemeyeceğimiz bir geçmiş ile şimdiki halimizin acı bir mukayesesi gibidir.
Sayfa 262Kitabı okudu
İbn Teymiyye dinsizlikle suçlanır
Muhafazakâr din âlimi İbn Teymiyye’nin (ö. 1328) yaşadıkları bunun tipik bir örneğini sunar. Kitabü’z-ziyarat adlı eserinde İbn Teymiyye, bazı halk âdetlerini bid’at ve şirk sayarak şiddetle kınamıştır. Fakat 1304’te, Şam’da hacıların ziyaret edip öptüğü bir ayak izini bulunduğu yerden kaldırmaya teşebbüs ettiğinde, öfkeli kalabalıklar tarafından kovularak engellenir ve ilginç bir şekilde bu kez kendisi dinsizlikle suçlanır.
Sayfa 88Kitabı okudu
İTÜ Radyosunun, kapatılmasına dair,
Her şeye el uzatan istibdatçı zihniyet, buna da el atmıştı. O, gençliğe ve aydına inanmıyor, haklı olarak ondan çekiniyor, korkuyordu.
Bilmiyordu ki insanların çeşitli faaliyetlerine türlü zulm ve tedbirlerle bağ vurabilirler,, yalnız düşünme kudretine ve hürriyet sevgisine asla.
Büyük şairimiz Namık Kemal "Ne mümkün zulm ile bidat ile imhayı hürriyet/ Çalış idraki kaldır müktedir isen ademiyetten" diye bundan yıllar önce bağırmamaş mıydı?
Sayfa 224Kitabı okudu
Dönemin diğer bir âlimi Âmir b. Şerâhîl eş-Şa'bî'nin de "Müminlerden ve Hâşimoğulları'ndan doğru yolda olanları (sâlihleri) sev, fakat bir Şiî olma; bilmediğini ircâ et, ancak bir mürciî olma; iyiliğin Allah'tan, kötülüğün ise kendinden geldiğini bil, fakat kaderî olma!" şeklindeki tavsiyesi, bu dönemde onların ilke olarak bidat ehlinden uzak durmayı benimsediklerini göstermektedir.
Sayfa 248Kitabı okudu
