Yirmi birinci yüzyılın sözde enformasyon toplumu,belki de önceki yüzyılların tüm toplumlarından daha zayıf bir belleğe ve tarih bilgisine sahip.Sansür yada bilgi manipülasyonu yüzünden değil, işittiklerimizi, gördüklerimizi ve okuduklarımızı seçmemize izin vermeyen bir haber bombardımanıyla karşı karşıya kaldığımız için.O kadar çok haber var ki günlük yaşamımızda,adeta arka planda bir gürültü halini alıyor haberler.Tıpkı hızlı besin, hızlı seks, hızlı kültür gibi, hızlı haber de totaliter nitelikte.Çünkü insanları artık ayrım yapamayan duyarsız bir toplum olmaya yöneltiyor.
Veri güdümlü pozitif bilim ne bir bilgi üretir ne de hakikat. Enformasyon sadece malumat verir. Ama malumat gerçek bilgi değildir. Pozitifliği nedeniyle toplamacı ve kümülatiftir. Bir pozitiflik olan enformasyon hiçbir şey değiştirmez, hiçbir şey açıklamaz. Herhangi bir sonuca yol açamaz. Bilgi ise bir negatifliktir. Hariç bırakan, seçkin ve yetkilidir.
Sayfa 54 - Metis, Beşinci BasımKitabı okudu
Reklam
Peki internetteki bilgi, kitabın/ öğretmenin yerini, reytingler sonucu ortaya çıkan "ortalama fikir" de halkın sağduyusunun yerini tutabilir mi? Sadece teknik düzeyde cevaplayamayacağımız bu soru bizi, hakikat/gerçeklik, bilgi/enformasyon, vasat/ortalama, ehliyet/ eşitlik gibi karşıtlıklar üzerinden ele alınabilecek felsefi ve varoluşsal derinliğe sahip meselelerin kucağına bırakıyor.
Duygular sosyolojisi hislerin ve sezginin sosyolojisidir. Bu sosyoloji pratiği hiçbir suretle “bilimsel bilgi” kılavuzluğunda oluşmayıp sadece enformasyon ve kanaate dayanmaktadır. Hisler, basın ve televizyon tarafından yönlendirilebilir ama sezgi hiçbir zaman yönlendirilemez: O insanın kendini kamunun kanaatinden olduğu gibi, aynı zamanda artık “toplumsal tiplere” değil, tersine “imaj tasarımı” alanına ait bulunan imajların temsil edilişinden de kurtarabilme yoludur.
Enformasyonun artmasının daha iyi kararlar verilmesine zorunlu olarak yol açmadığı kanıtlanmıştır. Örneğin sezgi eldeki enformasyonun ötesine geçer ve kendi mantığını izler. Giderek artan, hatta aşırıya kaçan enformasyon yığını günümüzde üst düzey yargı yetimizi köreltmektedir. Bilgi ve enformasyondaki azlık pek çok durumda da ha fazlayı elde etmemizi sağlar. Dışarıda bırakma ve unutmanın olumsuzluğunun üretkenlik sağlaması hiç de seyrek rastlanan bir durum değildir
Malumat Çağı
Malumat eşyaya ilişkin bilgilerin toplamını ifade eder, enformasyon dediğimiz şeydir. Enformasyon çağını "bilgi çağı" diye çeviriyoruz, aslında bu da yanlış, kastettiğimiz malumat çağıdır. Maalesef Türkçeye "bilgisayar" diye tercüme ettiğimiz bir kelime var: computer. Programlama (computing) işlemleri sayılarla yapıldığı için bu şekilde tercüme edilmiş. Halbuki "bilgisayar" sanki bütün bilgileri sayan kişi gibi anlaşılıyor. Şu anda o işlevi, internete de verdik. İnternetin malumat deposu olduğu doğrudur.
Sayfa 37 - Mecra yayınları
Reklam
397 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.