387 syf.
1/10 puan verdi
Mr. Lennard J. Davis, bu kitabı yazmanız için kayınvalidenizin bir OKB olması yeterli değil. Yapmış olduğunuz araştırmalarda bu hastalığın bir çözümü olmadığına yönelik yazılarınızda yer vermeniz hangi tecrübenizle sabit? Bu hastalıkla pratikte bulunmadan bu kazanımları nerede edindiniz? Yazdıklarınızı bir kitaba çevirmeniz araştırmaların bazı
Geçmişten Günümüze Obsesyon
Geçmişten Günümüze ObsesyonLennard J. Davis ·  Doğu Batı Yayınları · 014 okunma
ADAPTİF KONTROL(YENİDEN DÜZENLENMİŞ MYB)
Kontrol davranışı, OKB'nin bilişsel-davranışçı tedavilerinde işlevsiz görülmektedir. Bu yüzden gençlerde genelde engellenen bir davranıştır. Ancak metakognitif yaklaşım, metakognitif inançları değiştirmek ve obsesif düşüncelere mesafe almak adına kontrolün kullanabileceğini öne sürmektedir.
Sayfa 242 - Litera Yayıncılık..Kitabı okudu
Reklam
Sosyal fobi kaç yıl sürer? Psikoterapi, sosyal fobi tedavisinde etkili bir yöntemdir. Genellikle ''bilişsel-davranışçı terapi'' denilen psikoterapi yöntemi uygulanmaktadır. TEDAVİ NE KADAR SÜRER? Rahatsızlığın tekrarlamaması ve iyilik halinin sürmesi için tedavi en az bir yıl kadar sürmektedir.
.... Psikopati Kişilik Bozukluğu Nedir? Psikopati, kişinin duygusal empati eksikliği, başkalarının duygusal ve fiziksel zararına kayıtsızlık, sosyal normlara uymama ve manipülatif davranışlar sergileme gibi özelliklerle karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Psikopati, klinik olarak “antisosyal kişilik bozukluğu” altında sınıflandırılmıştır.
Nesne ilişkileri kuramına göre, büyüyen çocuk bir nesneyi veya kişiyi değil, o kişiyle olan ilişkisinin bütününü ve ona eşlik eden duygulanımı içselleştirmektedir.
Sayfa 33
" eylemler duyguları takip eder gibi görünür ancak gerçekte eylem ve duygular birlikte varlığını sürdürür. İradenin kontrolüne olan eylemlerinize yön vererek, dolaylı bir şekilde iradenin kontrolünde olmayan duygularımıza da yön verebiliriz."
Reklam
Epiktetos'a göre mutluluk ve özgürlük neyi kontrol edip neyi kontrol edemeyeceğimizi anlamamıza bağlıdır. Kişi bu gerçekliği, yani yaşamın bizim kontrolümüzde olan ve olmayan öğelerden oluştuğunu kabul ettiğinde ve ikisini birbirinden ayırmayı becerdiğinde hem iç huzura hem de iyi bir yaşama sahip olur.
Sayfa 28
Beynin Gizli Savaşları: Limbik Sistem ve Korteks
Gözlerinizi kapatın ve en mutlu anınızı hayal edin. Belki sevdiğiniz biriyle bir an, belki büyük bir başarı, belki de doğayla baş başa huzurlu bir an. Şimdi, o anın verdiği hissi düşünün. İçinizde yükselen sıcaklık, yüzünüzde beliren gülümseme, içinizi saran coşku... İşte bu hisler, beynimizin derinliklerinde gizlenen limbik sistemin
"Epiktetos'a göre mutluluk ve özgürlük neyi kontrol edip neyi kontrol edemeyeceğimizi anlamamıza bağlıdır. Kişi bu gerçekliği, yani yaşamın bizim kontrolümüzde olan ve ol­mayan öğelerden oluştuğunu kabul ettiğinde ve ikisini bir­ birinden ayırmayı becerdiğinde hem iç huzura hem de iyi bir yaşama sahip olur."
"Kişi ön yargılarına uyan verileri kabul eder, önem verir ve sayarken, ön yargılarına uymayanları ya görmezlikten gelir ya da önyargısını uygun hale getirerek görür."
Reklam
''Soruna yol açan değiştirilemez bir şeyi değiştirmeye çalışmak sorunun sürmesine ve boşa zaman kaybına sebep verir. Eşi tarafından fiziksel ve maddi olarak istismara uğrayan bir kadının eşini değiştirebileceği umuduyla sürekli uğraşması buna bir örnektir.''
“İnsanların duygusal yönden nasıl hissettikleri ve nasıl davrandıkları, bir durumu nasıl yorumladıkları ve o durum hakkında nasıl düşündükleri ile ilişkilidir. Durumun kendisi, nasıl hissettiklerini veya ne yaptıklarını doğrudan belirlemez.”
Kavramlar, Teoriler ve Eleştiriler
Sigmund Freud, 19. ve 20. yüzyılın en etkili psikologlarından biridir ve modern psikolojinin kurucularından biri olarak kabul edilir. Freud'un analizi, insan zihninin derinliklerine inen birçok önemli kavramı içerir. Bunlar arasında id, ego, süper ego, bilinçdışı, psikoseksüel gelişim teorisi ve savunma mekanizmaları
Ellis' e göre RDDT, yaşamdaki olaylarla ilgili "ciddi ve mutlak değerlendirmeler" yapma eğiliminin, duygusal rahatsızlığın temeli olduğu ve bu değer yargılarının genellikle "zorunluluk", "gereklilik", 'mecburiyet" ve "şart" gibi kesin ifadelerle -yani koşulsuz zorunluluklarla- belirtildiği varsayımları üzerine kurulmuştur.
Beşinci bir durumda, hasta zihninde "entelektüel" uyum sağlayıcı bir yanıta inandığını gösterir fakat "duyguları" kalpten, ruhundan ya da içinden gelmez. Uyum sağlayan cevabı önemsemez. Bu durumda, terapist ve hasta ifade edilmeyen inançların altında yatan otomatik düşünceleri araştırmaya ihtiyaç duyar.
1,103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.