Bazılarımız nazik ve iyi yürekli kızlarımızı tercih ettik, bazılarımız da annelerimiz gibi oğullarımızı. Tarlada daha çok işe yarıyorlar. Onları kız kardeşlerinden daha çok besledik. Tartışmalarda onların tarafını tuttuk. Onları daha güzel giydirdik. Ateşlendikleri zaman kızlarımıza evde bakarken, oğullarımızı doktora götürebilmek için son kuruşumuza kadar harcadık. Kızımın göğsüne hardal yakısı koydum, rüzgar ve grip tanrılarına da dua ettim. Çünkü kızlarımızın evlendikleri an bizi terk edeceklerini, oğullarımızınsa ihtiyarlığımızda bize bakacağını biliyorduk..
Sayfa 73 - Domingo YayıneviKitabı okudu
Ancak hediyeyi, karşılığında bir şey vermeden aldığımız takdirde bir bedeli olacağını biliyorduk. Budama bıçağıyla kızın parmağının ucunu doğradı. Bu yüzden de "evet" demeden ve başka bir adamın gözlerinin içine bakmadan önce iyice düşünmeyi öğrendik; çünkü Amerika'da hiçbir şey bedava değildi..
Sayfa 39 - Domingo YayıneviKitabı okudu
Troya'nın son günlerine şahit olduğumuzu ve şehrin ölümüyle özgür kalmak için son umudumuzun da ortadan kalkacağını biliyorduk. Yine de bitmek bilmez dokuma işi sürüp gidiyor, mekikler ileri geri uçuyor, kumaş gıdım gıdım uzuyordu, belki de kadınlar durdukları, ipliği kopardıkları takdirde dünyanın da durup kopacağından ve onları alıp götüreceğinden korkuyordu.
Manhattan Projesinin başındaki bilim insanı olan Robert Oppenheimer 1945 Temmuzundaki ilk atom bombası denemesinden (Trinity nükleer denemesi) iki yıl sonra şunları söylemişti: "Dünyanın artık aynı olmayacağını biliyorduk. Bazıları güldü, bazıları ağladı, insanların çoğuysa sessizdi. Hindu yazıtı Bhagavad-Gita'daki bir sözü hatırlıyorum, 'Şimdi ben Ölüm oldum; dünyaların yok edicisi."
Sayfa 137Kitabı okudu
Biliyorduk: Soluğumuz tükenip gözlerimiz birbirine değdiğinde korktuğumuz şeye yakalanacaktık: Konuşamadıklarımıza.
"Daha önce boğuldun mu?" Niye ilgileniyormuş gibi davranıyordu ki? Umurunda olmadığımı ikimiz de gayet iyi biliyorduk.
"Küçükken boğulmuştum. Pek hatırlamıyorum ama etkisi hala üzerimde. Belki de su beni dibe çektiği için ayağımın değmediği yerlerde biri beni dibe çekecekmiş gibi hissediyorum.”
