Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilmenin bilinmezliğini bilmek, hakiki mükemmelliktir. --Chuang Tzu
Bilmek nedir? Bilmeyi nasıl bilirsin? Bilmek bilinebilir mi? Bilmenin bilinmeyeceğini bilirsen, hakikate yaklaşmış mı olursun? Çünkü beni bilen ben miyim? Yoksa beni bildiğinde ben, benden başkasına mı dönüşüyor? Ben sınıf bilinci olan bir erkeğim. Bu şu demek: Ortada bir kavga olduğunda, erkek tarafını anlamaya çalışırım, zihnimi yoran neden onun öyle davrandığı olur. Evlilik konusunda bir süredir şunu farkettim: Erkeğin kadını (anlaşma olmadan) hasarsız boşaması neredeyse imkansız. Hasarsız derken, maddi hasardan bahsediyorum. Hukuk önünde erkeğin sorumluluğunu yerine getirmediğini isbat etmek kolay, neticede madden ölçülebilir sorumlulukları var. Kadınınkiler böyle değil, hukuk kadına net bir sorumluluk yüklemiyor. Belgelenmiş şekilde aldatmadığı sürece, ispat etmesi hemen hemen imkansız kusurlar. Ne diyeceksin, her gün evi süpürmüyor mu diyeceksin, çok dedikodu yapıyor mu? Bu durumda da erkeklerin kendi bildikleri hukuk devreye giriyor. Zaten ekseriyeti kendini ifade etmek, hukuki yolla adalet aramak gibi uzun işleri pek sevmez. Ayrıca pek bir umut da yok, kadın boşanmak isterse haklıdır, istemezse de haklıdır diye öntanımlı bir hukuk sistemimiz var.