Yazar, Hamas’ın 1987 den 2012 ye kadar olan süreçte dünya ülkeleri ile ilişkisini bazı alıntılar yaparak anlatmış. Özellikle Hamas’ın 2006 da yapılan seçimler sonucunda iktidara gelmesinden sonraki süreci ile 2006 dan önceki süreçte yaşananları, Arap Baharı sürecinde gelişen olayları bazı başlıklar halinde ve ülkeler bazında yürütülen ilişkileri özet geçmiş. Ben AB’nin tutumunu, Arap ülkelerinin, ABD ve pek çok ülke ile olan ilşkisinden bahsetmesinden ayrı olarak Türkiye ile olan ilişkisi hakkında birkaç şey eklemek istiyorum. Kitapta Mavi Marmara’ya ve dönemin Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğanın Hamas yanlısı söylemelerine yer vermiş. Geçmişten ziyade günümüz hakkında da konuşmak gerekir. Zamanında -söylem olarak - sessiz kalmadığımız gibi şuanda da Türkiye olarak sessiz kalmıyoruz ama artık söylemden çok icraat gerekiyor. Filistin davasında Türkiye olarak samimiyetimizi ispatlamamız müslüman kimliğimizle beraber insani duyguların bize yüklediği sorumluluklar neticesinde icraat yapmamızı gerektirir. Lakin bizim eylemlerimiz yalnızca söylemden ibaret. Kınamak bir çözüm olmamalı. Köprü üstünde eylemler yaparken köprünün altından ticaret yapmak iki yüzlülük kabul edilmeli. Mevcut Hükümet bu konuda daha sert ve net adımlar atmalı. Türkiye bunu tek başına değil İslam Birliği kurarak zalimin zulmüne dur diyecek politikalar izlemeli. Öyle ki güçten anlayan İsrail yıkılıp son bulsun. Tıpkı zamanında Necmeddin Erbakan hocanın 8 aylık iktidar olduğu süreçte siyonist İsrail’in tek bir kurşun atamadığı gibi...