dünyaya kendimden bir şeyler veremiyordum. Kendimi kendime saklıyordum. Bu duruma kimse daha fazla dayanamazdı. Kendime acımak istedim. Mutlak bir ümitsizliğe düşmek istedim. Belki tam düştükten sonra çıkmak kolay olurdu. Fakat, bütün bu düşündüklerimin, kelimelerden ibaret olduğunu biliyordum. Hayır, ben adam olmazdım. Gerçek bir acı duyduğumdan bile kuşkum vardı. Ben ucuz bir romandım. Kelimeler bile yanyana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı? Bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı. Binlerce yıldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı! Çok insan için söylendi ama, sana da uygulanabilir denilseydi. Kendime gerçekten acıyabilseydim, gerçekten ümitsiz olsaydım. Sonra yavaş yavaş, adım adım doğrulurdum. Başımdan geçenleri ilk gününden başlayarak yeniden düşündüm uzun süre. Geç kalmıştım. Burada paslanıp gidiyordum; hafızam paslanmaya başlamıştı bile.
Ve damlasın, kör devlerin mezarlıklarına Gözyaşlarım, kan damlalarım... Ezilen her ruh, çiğnenen her beden için Biraz daha acı ve öfke! -gözüme gelmez- Anlaşılmalı, çekenin çektiği acı; Anlaşılmalı, kötünün yanına kalmadığı kâr. Direnmeliyiz daima, tütmeli evimizde ocak, Son kez değil, doğarak binlerce kez; Ağıtlar ve sindirilmiş bir yaşam değil bizimki Yalnızca ve yalnızca, doğru yaşam için hareket gayesi! D.p
Reklam
Eski Bir Rus Askerin İtirafı
Çeçenya’daki birinci ve ikinci savaşlar sırasında bizzat kendim pek çok ölüm olayına şahit oldum. Ölü insanları gördüm, onlarca yaralanmış veya sakat kalmış çocuk ve yetişkin gördüm. Sadece ızdırap, kan ve gözyaşı vardı. O dönemde olduğu gibi, şimdi de halen Rus güçler tarafından sivillere karşı yapılan mezalimle ilgili çok sayıda hikaye
Bir Şey Öğrendim
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı
Bağımlısı oldum hüzünlerimin Artık hüzünsüzlükten korkuyorum İncitildim hem de binlerce kez Artık incinmeyince acı duyuyorum
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Reklam
TAŞLARA VURAN ACI
Hatice, dedim. Ben Leyla’yım, dedi. Ürperdim. Yol kayboldu. Ay sustu. Rüzgâr bütün yapraklardan çekildi. Yalnızlık işte, dedim. Yok, dedi, sevmek arzusu. Bir tek ölüler yalnızdır. Bir daha ürperdim. Gülümsedi. Su gülümsedi. Kedi kalbime yürüdü. İnsanlar, dedim, konuşmuyor, dinlemiyor Herkes bir top pıtrak ötekinin ağzında. Korku, dedi.
Oscar Wilde, Dorian Gray’in Portresi kitabında; “Geri çevirdiğimiz şeylerden ötürü cezalandırılırız. Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Bir ayartmadan kurtulmanın tek yolu, ona teslim olmaktır.” der. William Blake, Cennet ve Cehennemin Evliliği eserinde şunu yazar; “Arzulayan ama eyleme geçmeyen kişi,
Acıyla Tamamlanmak!
Bir yüreğin çarpıntısı kanatlandı ruhumda, sevmenin güven veren tarafı ışık oldu bu garip yalnızlığıma. İçimde aradığım yolu buldum, kalbimde ıssız kalan orman, yeşillendi bir anda. Uzun bir trenin yolcusuydum bir zamanlar şimdi ise yerini bulmuş biriyim. Kayıp sandığım günler, acı sandığım hâyal kırıklıkları meğerse bir köprüymüş gerçeğe ulaşmamı
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
Tık tık tık ! - Kim o? - Merhaba - Merhaba buyurun?
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.