Vakti tam anlamamakla beraber sanıyorum akşamdı. Bir trendeydik, vagonların bir başı var sonunu görene aşk olsun. Efendim kalabalıktı içerisi. Vagonlardan birinde oturmuş oluşan hengameyi anlamaya çalışıyordum. Birden baktım elimde gitarım var. Başladım çalmaya, bir de söylemeye. İnsanların sesinden sesim duyuluyor mu o da meçhul. E bende kalkıp vagonlar arası geçiş yapmaya başladım. Vagon kapıları ne dar öyle. Nefesim kesiliyor adeta geçiş yaparken. O esnada gitar falan kayboluyor elimden, yine bir curcunanın içine düşüyorum. Telefonum kaybolmuş. Başlıyoruz o vagon senin bu vagon benim aramaya. Arkadaşlarımdan biri buluyor. E sonra... Sonrasını bilmiyorum. Uyandım.