Gün soldu, vakit geç, gitme bırak, kal
Omuzlarında şal, başında örtü,
Odamda hülyalı bir akşamüstü
Gölgeler içinde renk ve dudak kal.
Gidersen sana da kırılacak, kal
-Gönlüm ki, böyle her gidene küstü-
Ve deme “buradan bir akşamüstü
“Giderken ardımda hıçkırarak, kal!”