Aşkın hikayesi
Aşkı sordun... Sana gerçek bir aşkın hafızama yazılıp silinmeyen hikâyesini anlatayım istersen... Daha üç günlük evlilerken İstiklal Harbi'ne çağrılır damat ve elinin kınası solmadan ayrılık düşer gelinle damadın arasına. Doyuma ulaşmayan bir vuslatın yazgısı vardır onların ayrılıklarında... İşte o zaman hazin hikâyesi başlar aşkın...
Ey Mâlik, ey Esmâül’l-Hüsnâ’nın cem’i Allah! Kalbim buharlaşıyor içimden çektikçe âh… Hâkim-i Mutlak Sensin, Vâhid-i Ehad Sensin, Rahmani’r râhim Sensin, Kerîm ve Samed Sensin Rabbim, Seni tanıyan, bilir doluyu-boşu, Kapına geldi işte yorgun bir aşk sarhoşu...
Reklam
"bu durumda, bir kadın bulduğuna göre, onun yardımına koşamaz ya da onu yalnız bırakamaz mıydın? ne diye onu kendi budalalığının içine sürüklüyorsun?" "aşk," diye açıkladı diğeri.
"Aşk nedir?" sorusuna son ve doğru cevap verilmiştir.
Kesilmiş bir koyunun kasap dükkânındaki manzarası hoşa gitmez, hatta bazılarına iğrenç görünür. Fakat usta bir aşçının elinde nefis bir et yemeği olduğu zaman, dükkândaki manzarasına bakamayanlar bile onu iştahla yer. Aşk da böyledir. Aslında şehvettir yani hayvanî bir istek. Fakat romantik bir muhayyele onu o kadar süsler ve güzelleştirir ki aşkın ilâhî bir duygu olduğuna inanırız. Yüzlerce yıldan beri bu şairane tariflerini dinleye dinleye aşkın insanüstü bir şey olduğunu sanmışızdır. Gerçekte şehvet isteğinden başka bir şey değildir. ... - Aşkın şehvetle aynı şey olduğunun kesin bir delili de vuslattan sonra ikisinin de sönmesidir. - Yıllarca süren aşklar nedir? - Vuslata erememenin, yahut çok geç ermenin, belki de âşıktaki geç soğuma karakterinin neticesi...
Sayfa 175 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
"Bir insan diğerine tam anlamıyla vurulmuşsa, diğeri de ister istemez vurulmuş olsa gerektir, diyen bir yasa vardır bir yerde. Amor ch'a null'amato amar perdona. Seven hiç kimseyi sevilmekten dışlamayan aşk."
Bir cehennem ateşiydi aşk içimizde Hiç sönmeyecekmiş gibi yanıyorduk…
Reklam
''Ama bir insanı gömmek dostluğunu, aşkını da gömmek olduğundan ve aynı insanın içini doldurup bir heykel gibi evin en güzel yerine koymak da pek kullanışlı olmadığından, yapacak bir şey yok. Canlıların birbirini öldürüp yemelerini ana hareket edinmiş ekolojik sistem ne kadar faşistse, öleni gömmek de o kadar canavarca. Doğanın gereği faşistlik. Güçlünün zayıfı yemesi faşizan ve doğal. Ölüyü gömmek de dostluk, aşk gibi kavramları yalanlayan en büyük doğa geleneği. Ki bu gelenek hayatta kalana unutmayı emrediyor. Unutmak için toprağa gömmeyi.''
Kayra
“Belki de en iyisi bu duyguyu tatmak. Çünkü aşk hem cennet hem de cehennem gibi bir şey.”
KORİDOR YAYINCILIK - 183Kitabı okuyor
"Aşk sizce ne demek? Nasıl tanımlarsınız bu benzersiz duyguyu?" "Ayaklarımızın altında bir zemin yok artık. Bir çatımızda. Gelecek yok. Geçmişin izleri ise çoktan silinmeye başladı. Aşk, bize bu sonsuz boşlukta ev olacak tek şey.
Müzik sevgi gibi bir şeydir. İyi ya da kötü olan değil, doğru ya da yanlış olan değil. Somut bir şey de değil. "Tin"dir bu. Tutku ve aşk...
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.