Müslümanlık Nerde?
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;
İstemem, dursun o payansIz mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benzeyen kan bana!
Isterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar,
Çok
Kadın o devre, 1910’lu yıllardadır
Birlikte yaşadığı ve her şeyine, hayatı boyunca müdahale eden annesini sonunda geride bırakıp, diktatör Porfirio Diaz’ın maiyetinde mürebbiyelik için ABD’den Meksika’ya gitmiştir.
Adam ise ünlü bir gazeteci, yazardır ve yaşlılığın ne olduğunu ruhuyla, bedeniyle iyice fark ettiği yaştadır.
Amerika’daki ışıltılı
Öncelikle sonunda ağlamaktan ciğerimin solduğunu, bir anne olarak kendimi onun yerine koyduğum için üzüntüden migren ağrıları çektiğimi belirtmek isterim Yazarımız @kristinhannahauthor o duyguları, yaşanılanları öyle güzel betimleyip, kurgulamış ki bir sonraki sayfada ne olacak diye düşünmekten bırakamıyorsunuz kitabı.
Tully ile Kate aynı yaşta iki genç kız. Yaşları aynı olsa da hem yaşama şekilleri hem de karakterleri çok farklı. Tully, babasını hiç tanımamış, annesi tarafından terk edilmiş ve anneannesi tarafından büyütülen; kendine güveni yüksek ve okulda popüler bir kız. Kate, kendine güveni olmayan, arkadaş bulmakta çok zorlanan ama mükemmel bir ailesi olan bir kız. Hayat bu iki zıt karakteri öyle bir zamanda tanıştırıyor ki, onlar bundan sonra TullyileKate dir. Ateşböceği Yolu’nda daha 14 yaşındayken ebediyete kadar dost kalacaklarına söz vermişlerdi. 30 yıllık dostluk onlarınki. Ta ki…
Genelde Tully’ye bencillikleri için sinir olsam da onu da anlıyorum. Öyle bir şekilde büyümüş ki belki de böyle davranarak kendine kalkan oluşturuyor diye düşündüm. Kate’e de zaman zaman pasifliği yüzünden sinir oldum. Ama bazı şeyler karakter meselesi. Yap demekle yapılmıyor. Dostluk, aile ve aşk gibi kavramların çok güzel işlendiği güzel bir kitap olmuş. Ah hele o sonuuuu…. O sonuuuu…
Aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir
Ben bir Divan şairi değilim ki sevgilim
Sana bercesteler düzeyim
Yine de giderayak, gözlerine, ellerine, ayaklarına Tutulmuşluğumu herkes bilsin isterim.
youtu.be/OrCx5wW94m0
Vivaldi’nin bu parçasını ne zaman dinlesem, tarif edilemez derinlikte bir huzur hissederim. Bu huzurun ardından boğazımdaki düğüm sihir olabileceğini düşündürecek bir zariflikle çözülür,
içime sevinç dolar. Sonra aşık olmak isterim. Evet, bu parçayı ne zaman dinlesem karşı konulamaz bir aşık olma arzusu kaplar
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır