Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Jacquetta Hawkes, kadınların özgüveninin ve toplumdaki sağlam yerlerinin bir başka nitelikle de ortaya çıktığını belirterek sözlerini şöyle sürdürür: "Bu, bütün dinsel anlatımları boşa çıkaran, her iki cinsin kışkırtıcı giysilerinde, birbirleriyle kolayca kaynaşmalarında apaçık ortaya çıkan, korkusuz ve doğal cinsel yaşamın vurgulanmasıdır; bir şeyin özü en iyi, karşıtından anlaşılır: Müslüman kadınlar kendilerine bir ruh bile vermeyen inanç yüzünden, evlere kapatılıp, çarşafa sokulur."
Sayfa 78
Irz düşmanı Hüveytat Aşiretinin Yaptıkları
Hüveytat aşireti, Hıreyşe aşiretinden sonra gelen altı bin çadırlık bir seyyar aşiretti. Disiplini gevşek, halkı sert, yırtıcı, en adi şeylere kadar tenezzül eden hırsızlardandı. Arap aşi­retleri içinde kadınlara el atan ve alçakça soyan yegâne aşi­retti. Bu vahşi ve saldırgan aşiretten gerek Urban-ı Badiye (Çöl Göçerleri) ve gerekse yerli
Reklam
Tatar medeniyeti
Kazan, büyüklüğü, nüfusun çokluğu cihetiyle yalnız Moskova ve Novgorod şehirlerinden küçüktü. Şu da itibare alınmalıdır ki Kazan, Moskova'dan ikiyüz elli, Novgorod'dan beşyüz yaş gençti. Kazanlıların hayatını da medeniyetsiz, yarım göcebe hayat olarak saymak doğru değildir. Medreselerde okuma yazmadan başka o zamanın felsefesine kadar
Sayfa 218Kitabı okudu
Tevhîd-i Rububiyet - Tevhîd-i Uluhiyet
"Müşrikler tevhid-i rububiyete, Cenab-ı Allah'tan başka Rabb olmadığına inanıyorlardı. Fakat onlar tevhid-i uluhiyet meselesinde şirke düşmüşlerdi. Tevhid akidesi ise hem tevhid-i uluhiyette hem de tevhid-i rububiyette Cenâb-ı Hakk'on "bir"len- mesi ile gerçekleşir. Tevhid-i ulûhiyette şirke düşenlerin tevhid-i rububiyetteki tevhidi hiçbir işe yaramaz. Ama bir kimse tevhid-i uluhiyeti kavrarsa onun içinde tevhid-i rububiyet de vardır. Dolayısıyla “Allah'tan başka ilah yoktur." cümlesinin mânâsını, maksudunu, mazmununu anlayan kimse aynı zamanda Cenâb-ı Hak'tan başka bir Rabb de olmadığını idrak eder, görür ve bunu da bu şekilde ifade etmiş olur." Buradan şöyle bir noktaya geliyorlar: Müşriklere "Kainatı kim yaratır, güneşi, ayı kim doğurur, bitirir, mevsimleri kim döndürür?" diye sorsanız, "Allah" derler. Bu onların tevhid-i rububiyeti ikrarlarıdır. Fakat onlar ulûhiyet vasfını Cenâb-ı Hak'tan başka varlıklara atfediyorlar. Mesela birtakım putların insanlara fayda ya da zarar verebileceğine inanıyorlar. İşte bu inanç tevhid-i uluhiyeti zedeleyen bir inançtır. Dolayısıyla İslam dini içinde de Müslüman oldugunu söyleyen insanlar arasında da tevhdi-i uluhiyeti rencide eden, tevhid-i uluhiyete aykırı inançlara sahip olan insanlar vardır. Bunlar mü'min de görünseler muvahhid de görünseler, müştiktirler.
Daha sonra sözlerine şöyle devam eder: Bir Sufi dost, bize şems Divanı’nda Mevlana’nın dile getirdiği şu küresel anlayışı içeren sözleri hatırlatmıştır: “Hak yolunun yolcusu küfürden de, dinden de beridir. Gönlüme baktım: Allah’ı orada buldum. Yoksa başka yerde değil. Ben ne Hristiyan’ım, ne Musevi, ne Zerdüştçü, ne de Müslüman. Ne şarktanım, ne garptanım, ne topraktan, ne de denizden. İkiliği bir yana attım. İkinin bir ettiğini gördüm. ‘Bir’i arar, ‘Bir’i yaşar, ‘Bir’i çağırırım ben.”
'' .. Bilin ki hiç bir musibet sebepsiz değildir. Başımıza gelen her ne ise suçunu kendimizde aramak icap eder. Yoksa Allah kuluna zulmetmeyi sevmez ki, insan zulmü kendi eliyle kendine eder. İşte şimdiki halimiz de budur. Bir yandan fitne, vesvese ile bu cihan devletinin, Müslüman milletinin gönlüne musibet bulaşır durur. Bir yandan da veba denen illet bedenlerimize kasteder de biz sebebini başka yerlerden bilir, çaresini başka yerlerde ararız. Her ne olursa olsun, her ne gelirse gelsin başımıza, derdimiz, sıkıntımız, acımız hiçbiri sebepsiz değildir. Lakin sebebi her ne olursa olsun çaresi yalnızca Allah'tır .. "
Sayfa 234
Reklam
Şu yedi şey gelmeden önce Salih ameller işleyin; •Unutturucu fakirlikten başka bir şeyin geleceğini mi bekliyorsunuz ? •Veya aşırılığa sürükleyici zenginlikten başka bir şeyi mi bekliyorsunuz ? • Veya vücudunu bozacak hastalıktan başka bir şey mi bekliyorsunuz ? •Veya her şeyi tüketen yaşlılıktan başka bir şey mi bekliyorsunuz ? •Veya aniden çökecek ölümden başka bir şey mi bekliyorsunuz ? •Veya deccalı mı; o beklenilenlerin şerlisi. •Veya kıyamet saatini mi; o saat daha dehşetli ve daha acıdır. Sahih-i Tirmizi, Babu'l Fiten
Sayfa 275Kitabı okudu
Ekim ayında Kazan hükûmeti azaları arasında ihtilâf çıktı. Hükümete muhaliflerin başına Sibirya emirlerinden Bibars ve biraderleri geçti ve bunlar Nogaylarla müzakereye giriştiler. Şah Ali ile Rus sefirine karşı hazırlanan muhalefet, vaktinden önce açığa çıkarıldı. Muhaliflere karşı yapılan araştırmalar esnasında bunların Nogaylarla
Sayfa 123Kitabı okudu
Taklitçilik
Bir başka gerçek de şudur: İnsanoğlu hayran olduğu, beğendiği şeyleri taklit eder. Bu nedenle bir medeniyetin manevi değerlerine hayran olunmadan sırf görüntüden dolayı taklidine imkan yoktur. Bu demektir ki bir Müslüman âdetlerinde, giyinişinde, düşünüşünde, hasılı hayat tarzında Batı milletlerini taklit ediyorsa, o kimse kim ve neci olursa olsun, Batı'nın hayat tarzını İslâm hayat tarzına üstün tutuyor demektir. Böyle bir kişi, Müslüman olduğunu söylediği halde, Müslümanlardan çok Batılılara benzeyen bir kişidir. Nitekim Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde " Kim, kendisini bir topluluğa benzetirse o, onlardandır” buyurmuştur.
Sayfa 102Kitabı okudu
Sünnete Uygun Bir Düğünde Neler Olmamalı? 3. İfşa olmamalı: Fıkhımız Efendimizin (sas) uygulamalarından ve sözlerinden yola çıkarak erkeğin erkeğe karşı, erkeğin kadına karşı, kadının Müslüman kadına karşı, kadının gayrimüslim kadına karşı avretini, örtmesi gerektiği yerleri çok net bir biçimde ortaya koymuştur. Müslüman kadın, Müslüman kadınlar
Sayfa 83
Reklam
Rivayet odur ki ölmeden müslüman olmuştu...
Hayatı boyunca başının üstünde yıldızlardan başka bir şey olmayan ve dünya yolları üzerinde atını neşeyle koşturan, “önemli bir yaşamın çiçeklerini toplamayı bildiği için özenli bir sanat bahçıvanı olarak görülen” bu dahi ozan, “ölümün tunçtan kapısını da soğukkanlı, sakin bir şekilde çalar” ve çocukluğunda, pencerenin önünden dışarıyı seyrederek başladığı hayatı, ölümüne dakikalar kala odasındaki pencereden dışarıyı seyrederek şu cümlelerle biter: Öteki pencereyi de açın, biraz daha ışık girsin.
Suudî Arabistan Kralı Faysal bin Abdulaziz
İran Devrimi'yle birlikte "kahraman ihtiyacı"nı Humeynî üzerinden karşılayan Müslüman kitleler, daha önceki bir başka "başarı hikâyesi"ne gözlerini kapamayı sürdürüyor.
Sayfa 78 - Aşina YayınlarıKitabı okudu
Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler ihsan et. Bizi, takva sahiplerine rehber ve önder yap. Furkan/74 Evinizde yapacağınız hizmetleriniz size Allah yolundaki mücahidlerin sevabını kazandırır. Kıyamet de herkes hesap görülene kadar, sadakasının gölgesi altında olacaktır. Farz olan zekâtı vermek cömertlik değildir, ancak Cimrilikten kurtulmaktır. Müminin elindeki malda, zekatın dışında, yerine getirmesi gereken başka haklar da vardır. Müslüman kadın evindeki çocuklarına vereceği edep ve ilmin bir çeşit sadaka olduğunu bilmelidir.
Bir başka anlatımla, müslüman, kendini müslüman bilmek veya saymakla müslüman olamaz. Müslümanlığı bir varoluş haline getirmek borcundadır.
Doğmamış Çocuğa Mektup
Sevgili çocuğum, Sana yalan söylemeyeceğim; sana hamileyken midem bulanıyor ve bu berbat bir his. Böyle bir durumda insanın ilk tepkisi, içten içe karnındaki çocuğu suçlamak oluyor. Kadınlar bu durumda "Ah, annemi şimdi anladım!", "Annelik!", "Anne olmak ne zormuş. Artık annemin gözümdeki değeri arttı." gibi
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.