Hayat bu bir bakarsın Her şey bir anda son bulur. Hayat bu son dediğin an her şey yeniden can bulur.
Sarı kulede bir çan, yas çalıyor. Sarı rüzgârda yayılıyor, çan sesleri. Sarı kulede çan, susuyor. Rüzgâr gümüş biçimler yontuyor tozda.
Reklam
GÖRÜP DÜŞÜNEN ANLAR
Ayet, çevremizdeki doğal fiziksel olayları, zirai üretimleri ve daha birçok unsuru hatırlatarak insanları Allah’ın kudreti hakkında düşünmeye davet etmektedir. Bu, Kur’an’da daha çok ölümden sonraki dirilişe bir delil göstermek için yapılır. Kupkuru toprağı yağmurla sulayan ve oradan bitkiler, yiyecekler çıkaran Allah’ın, yeniden diriltmeye de gücü yeter. Buradan, çorak bir araziye düşen ve oraya can veren su misali, İslam’ın hikmet yüklü mesajlarının da iman ve rahmetten yoksun kalmış kalpleri yeşerteceğine dair bir mesaj çıkarılabilir.
Sayfa 21 - DibKitabı okuyor
Artık banş çağrısı olmalıyız biz Cge’nin iki yakasında. Tüm terk edilmiş Duasız tapmaklar gibi. Her yıl, her yıl olmazsa beş yılda. on yılda bir aynı gün aynı saatte burda, orda. dünyanın her yerinde varlığı işlevinden utanan her tapınak, camileştirilmiş her kilise. müzeleştirilmiş her cami anadilinde çağırmalı insanları. Çan sesiyle gelmeli, Müslümanlar kiliseye. Ezanla durmalı safa, Hıristiyanlar camilerde...
"Tabi gerçek aşk pek az rastlanan bir şeydir, aşağı yukarı yüzyılda iki ya da üç kez görülür. Bunların dışında boş gurur ya da can sıkıntısı vardır." Albert Camus
Sonuç olarak, hayat büyük bir akıl oyunudur. Karşı oynadığınız tek kişi kendinizsiniz.
Sayfa 219 - David GogginsKitabı okuyor
Reklam
Kim bilir büyüdüğümüzde, şimdiki acılarımızı ve üzüntü­lerimizi saçma bir şeymiş diye hatırlayacağız belki. Ama yetişkin olana kadarki bu uzun ve can sıkıcı dönemi na­sıl yaşamamız gerekiyor?
Mezhep savaşları da moda gibiydi. Yirmi yılda bir kendini tekrar ederdi. En azından Ortadoğu’da. Batıda insanlar kendilerine yakışanı giymeyi çoktan öğrenmiş olduğundan, artık sadece fosil yakıtlar gibi asil renkler için kan döküyorlardı. Ancak Avrupa Parlamentosu ve Beyaz Saray’daki halılardan kan lekesi çıkarmak özellikle zordu, bu yüzden de
Gönülden kopan büyük bir istek ve samimiyetle, içtenlikle mânâsında kullanılır bir tâbirdir. Farsça kökenli can kelimesiyle Eski Türkçe kökenli gönül kelimelerinin birleşimiyle oluşmuştur.
Sayfa 290 - Can yayınları
Bir can sıkıntısı erken Geldi seni aldı Oğlum, kim dedi sana O kadar mutlu ol deye Ne kaldı?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.