Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fransız kafka,
“Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var... Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay."
Can yayınlarıKitabı okuyor
Rabıta nedir?
Önce durumu özetleyeyim ondan sonra asıl konuya geçeceğim. Aramızda birçok anne vardır, hepinizin de ellerinden öperim. Siz yeni doğmuş bir bebeğinizin dahi nasıl bir durum içerisinde olduğunu, hasta mı sıkıntıda mı iyi mi kötü mü nasıl bir psikolojide kolaylıkla ondan okuyabiliyorsunuz değil mi? Ya da çocuğunuz konuşmayı bile doğru dürüst öğrenmemiştir, onun ne dediğinden hiç kimse anlamaz, Ama siz onu ne dediğini kolaylıkla anlarsınız değil mi? Çünkü aranızda gönül bağı var. Ve o bağ yoluyla onun kalbinde ne var ne yok kolaylıkla içinizde bunu görebiliyorsunuz. İşte rabıta, şeyh ile mürid arasın da bulunan gönül bağı sayesin de gönülden gönüle bilgi ve idrak naklidir.. Ama bunlar taa Peygamber efendimizin zamanında kalmış şeyler, tıpkı hayatlarında bir kez birbirlerini görmemiş Üveysi Kârani ile Peygamber efendimizin arasında ki gönül bağı sayesinde birbirlerine bilgi ve idrak nakli gibi. Günümüzde böyle mi? Yok rivayetlerden, yok kıssalardan, yok sağdan soldan çalıp çırpmadan, mıy mıy mıy mıy karınlarından konuşmadan, Hayatlarında bir kez olsun, insanın idraki tahayyülünü başka boyutlara çıkaracak, ağızlarından tek bir söz çıkmaz, adam şeyh olmuş, Mürit 7/24 şeyhini düşünüyor. Cinleniyorsun salak herif cinleniyorsun.
Reklam
Çiçekçiden bir karanfil al sevgiline. Ekmeğini de bölüşmeyi bil, yüreğini de...
Sayfa 57 - Siyah BeyazKitabı okuyor
Artamonova göre Hazar’lar da, öteki Türk kabileleri de TURKUT hanedanın soyundan gelenler, yani yıkılan batı Türk İmparatorluğu’nun yönetici ailesi tarafından yönetilmektedirler. Zeki Velidiye göre, hanedan sülalesi ya da Soylular dendiği zaman, Çin kaynaklarından da geçen Asena adlı bir soy, bir çeşit Çöl aristokrasisi anlaşılmaktadır. Türklerde Moğollarda asena soyundan geldiklerini öne sürmektedirler.
Yaşadığım tüm acıları sen de hisset istiyorum. Bu bir intikam arzusu değil, beni anlamalısın. Ve bazı şeyler yaşanmadan anlaşılmıyor...
Halit, çocukken seni ensenden öpmüş olmalılar? Neden Öğretmen? Çünkü her söylediğin yalan. Her söylediğim değil, Öğretmen. Niçin bu kadar yalan konuşuyorsun? Yalana inanmak daha kolaydır da onun için Öğretmen.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
"Şimdiyi hiç yaşamıyorum sanki!"
Hayatta çok şey var. Olabilir ama bekliyorsun işte. Şöyle geliyor bana: Sanki olmasını istediğim şeyler çok yavaş oluyor ve olurken de onları düşündüğüm ve beklediğim gibi olmuyorlar; hepsi sanki beni öfkelendirmek için ağır ağır geliyorlar. Sonra bir bakıyorsun, hemen hepsi geçmiş gitmişler bile..
Hoca, benim kardeş hasta, diyor. Nesi var? diyorum. Ateşi var çok, diyor. Ölecek. İlâç vereyim mi? diyorum. Hayır, portakal ver, diyor. Portakal yememiştir hiç.
Sayfa 180Kitabı okudu
Sessiz Gemi Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. Yahya Kemal Beyatlı
Kim anlattı Hoca sana bunları? Gazetelerde okudum. Halit gülüyor: Burası büyük bir kent mi ki gazeteler yazsın cinayetleri? Burda her gün adam ölür. Gazete mi yeter bunları yazmaya?
Sayfa 173Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.