Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
Reklam
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
DÜLGER BALIĞININ ÖLÜMÜ Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?.. Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon, balıklar
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Bir aralık kız bir tütüncüden Fransızca bir mecmua alıyor. İçime bir Fransızca konuşma arzusu geliyor. Fransızca konuşmayı, hele Beyoğlu'nda olursa, hele iki Türk arasında, iki Türkiyeli arasında olursa gayrikabili tahammül bulurum. Hatta bazan çirkin, ayıp bulduğum da olur. Öyle olduğu halde ben de Fransızca başlıyorum: – Hiç başınızı
Yağmurlu HavaKitabı okudu
Reklam
Keşke Bir Öpüp Koklasaydım
Babamı kendi çabalarımla, arkadaşlarından, annemden dinleyerek keşfetmek zor bir şey, keşke bir öpüp koklasaydım, bir kokusunu alsaydım. Annem senelerce babamın parkasını giydi, onunla gezdi. Oradan bile tahmin edebiliyorum yani. Çocukken çok utanırdım ben, annemi babamın parkasıyla gördüğümde babam gelmiş gibi olurdu, ona baba diyesim gelirdi sonra baba demek benim için çok yabancı bir şey. Babam öldüğünde ben konuşmayı bilmiyor olduğum için baba kelimesi bana uzak, sonra da utanırdım tabii yani. Bir hayal kuruyorsunuz, hayali bir arkadaşınız var ve onu seslendiriyorsunuz ve herkes duyuyor gibi oluyor o zaman. Utanırdım çok ama böyle bir insanı okuyarak keşfetmek güzel. Çok güzel şeyler yazılıyor, yakışıklı bir adam, dağ gibi bir adam, nefis fotoğrafları var. Keşke bizim ikimizin de bir fotoğrafı olsaydı, o yok ama keşke o da olabilseydi.
Alaz ErdostKitabı okudu
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
Sokrates
Hippias! Sevgili dostum. Sen kurtulmuş ve mutlu bir insansın. İnsanların bilmeleri gereken şeyleri biliyorsun ve söylediğin şekilde bu bildiklerini çok iyi bir biçimde uygulamaktasın. Fakat benim kötü bir kaderim var ve bu nedenle de sürekli yoldan çıkıp şaşırıyorum. Sizin gibi bilge insanlarla karşılaştığım zaman bu şaşkınlığımı gösteriyorum ve sürekli olarak eleştiriliyorum. Çünkü sen şimdi söylediğin şeyleri benim için söylüyorsun. Değersiz boş ve aptalca işlerle ilgilendiğimi ifade ediyorsun. Ancak sana inanarak senin dediklerini yaparsam, yani güzel bir konuşma yapmak, bir mahkemeye ya da bir toplantıda amaca ulaşmanın temel şey olduğunu ifade ettiğimde, başkaları ve özellikle de sürekli olarak söylediklerimin aksini ispatlamaya çalışan o kimse bana çok kötü şeyler söylüyor. Bu adam hem benim çok yakınım, aynı evde yaşıyoruz. Evet her ne zaman evime gitsem ve benim güzelin kendisinin ne olduğunu bilmediğim apaçık ortadayken yine de güzel şeylerden söz etmeme kızıyor ve bu durumdayken halen utanıp utanmadığımı soruyor. "Sen güzelin ne olduğunu bile bilmiyorsun, buna karşın bir konuşmanın ya da başka bir şeyin güzel olup olmadığını nasıl bilebilirsin? Durum böyleyken halen yaşamanın ölmekten daha iyi mi olduğunu sanıyorsun?" diyor. Evet tam da bu böyle, hem o hem de sen beni küçük görüp eleştiriyorsunuz. Ancak yine de tüm bu duruma katlanmalıyım çünkü bundan da belli yarar sağlayacağım. Hippias! Her ikinizle olan konuşmalarımdan bir sonuca vardım. Evet artık güzelin zor olduğuna dair sözün anlamını bildiğimi sanıyorum.
Yine seni rüyamda gördüm
~Anlıyorum tüm ressamlar gibi Benim arkadaşım da çok hassas biri böyle insanlar diğer insanlara göre daha Zayıftır ve daha kolay incinirler • anlıyorum ~ ama aynı zamanda diğer insanlardan daha kibar olurlar resim çizen insanlar dünyayı dosdoğru görür iyi şeyler de kötü şeyler de onları diğer insanlara göre daha da etkiler ressamlara Dünya böyle görünür • kir gibi insanlara dünya hep böyle güzel mi görünüyor yani ne güzel Böylesine güzel bir dünyada eminim acı şeyler de hüzünlü şeyler de yoktur ~ Ama bu dünyada acı şeyler de hüzünlü şeyler de fazlasıyla var ressamlar iyi bilir böyle şeyleri Dalgalı çizgi büyükanneyi temsil ediyor( ~ ) Nokta ise bizim ana karakter küçük kızı temsil ediyor( • )
Sayfa 280 - Mutluluk nedir?Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.