Atasözü, Deyim, Söz Sanatları
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan _Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri _Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız _Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran _Yılan
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
Reklam
“Derviş demiş ki; Benim halim ateşlere düşen İbrahim (as)’a benzer, siz yanıyorum diye bana acırsınız, ben de yanmıyorsunuz diye size. Bir zalim, bir mazlumu ağlatır ve mazlum da ona mukâbele edemeden gözyaşını içine akıtırsa, iş arşa yükselir ve ilahi irade devreye girer. Mazlumun ahı yerde kalmaz. Bu bazen hemen olur, bazen de Allahü teâlanın belirlediği bir süre bekletilir. Allahü teâla, zalimlerin ettiklerine (tevbe için) mühlet vermemiş olsaydı, mazlumların ahı önünde dünya bir an bile dayanamaz, yıkılırdı. Allahü teâla ihmal etmez, imhal eder. Bütün zulümler, haksızlıklar, eksiklikler, bu dünyayı, bu dünyadan ibaret sanmaktan kaynaklanıyor. ALLAH’ım, tarih bu zulmü yazdığında, gözü kapalı, kalbi mühürlü olanlardan eyleme bizi. Bize gücümüzün üstünde, işler yükleme, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. SEN, bizim Mevlâmızsın, zalimlere ve kafirlerlere karşı bize yardım eyle. Amin.
Yapan kendine yapar
Bir eski Türk kasabasında bir yaşlı derviş varmış. Bu yaşlı derviş kasaba sokaklarında durmadan dolaşır, boyuna da”Yapan, kendine yapar”der dururmuş. Bu sözü dilinden hiç eksik etmezmiş: “Yapan, kendine yapar!” O kasabadaki kötü yürekli bir kadın, sıksık evinin önünden “Yapan, kendine yapar!” diye bağırarak geçen bu dervişten tedirgin olmuş,
Sessizliğin sesini dinlemek çok anlamlı geliyor bana. Doğu kültüründe çok yaygındır. Bir hikaye anlatılır, iki derviş buluşmuşlar,sonra bir odaya geçmişler ve uzun uzun yere bakarak susmuşlar, saatlerce susmuşlar. Ayrılırken kucaklaşmışlar, biri diğerine demiş ki, "Çok güzel bir sohbetti." Doğu ima ile geçmenin yeridir. Doğu sessiz konuşmanın yeridir.
Sayfa 246 - KapıKitabı okudu
Bir gun elinde tespiniyle bahçelerde gezen bir dervis eteĝine elmalar doldurmus koşa kota geien bir genç kiz görmüg. Kiz öyle her şeyden habersiz geliyormuş ki şaşırmış derviş. Kızin önünce geçmiş de sormuş; “Hayırdır kızim nedir bu acelen? Hem ne ta srsin öyle eteginde?" "Sevdiğin için elma topladim, onları götü rürüm. Şu karşıdaki tarlada çalışıyor” demiş parmağıyla tarlayı göstererek. Derviş bakmış bir sürü elma var kızın eteğinde "Ey kizcağizım" demiş. “Ne çok toplamışsın! Bu kaç tane elma böy le?" Bu kez genç kız şaşırmıs. "Er babam" demis "insan hiç sev diğine götürdüğü şeyi sayar mı?” Susmuş derviş diyecek bir sözü kalmamış ve sessizce koparmış elinde tuttuğu tespihin ipini.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
377 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.