Genç bir hanım kız, elinde bir bohça, giderken bir derviş baba çıkmış karşısına, "Nereye gidersin böyle?" demiş. Kız, "Sevgilime elma götürürüm" demiş. "Kaç tane elma var torbada?" diye sorunca "Sevgiliye götürülen şey sayılır mı?" demiş kız. Derviş baba diyor ki, "O gün tespihimi kopardım" Bu da başka bir şey.
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir. Çakır Ağa, İsa
Reklam
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
… Derviş demiş ki, "Fakat efendim, âcizane şöyle arz edeyim: Evet, dil dünyadaki en tatlı nesnedir. Ondan çıkan sözler tatlı olursa bir hastayı iyi edebilir, bir mutsuza sürur kaynağı olabilir. Canı sıkkın, ümidi kırılmış bir kimseye, hayatının yaşamaya değer olduğunu hissettirerek ona neşe verebilir. Şüphesiz ki dünyadaki en tatlı şey dildir."
Dervişin biri bir padişahla tesadüfen karşılaşmıştı. Padişah: Dile benden dilediğini, deyince, derviş cevap vermiş: Ben kölemin kölelerinden bir ihtiyaç talep etmem (sen kölemin kölesi olan zatsın). Padişah, bu nasıl olur, diye sorunca, fakir demiş ki: Benim iki kölem var, bunların ikisi de senin efendindir. Bunlardan birisi ihtiras, diğeri tûl-i emel (bitmez tükenmez arzular)dır.
"Devesinin üzerinde çölde yolculuk etmekte olan bir derviş, güçlükle yürüyen, susuzluktan dudakları kurumuş bir adama rastlamış. Derviş devesiyle yaklaşınca, adam dervişten su istemiş. Derviş de Allah'ın misafiri deyip devesinden inmiş ve heybesinden ona su vermiş. Suyu içen adam birden dervişe vurup yere düşürerek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış. Derviş biraz kendisine gelmeye çalışmış ve adamın arkasından bağırmış: 'Tamam, deveyi al git ama bir ricam var, sakın bu olayı kimselere anlatma!' Bu isteğe anlam veremeyen hırsız biraz ilerde durmuş ve dervişe neden böyle söylediğini sormuş: 'Eğer anlatırsan' demiş derviş, bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce güvenmeyip yardım etmezler .Anlatma ki senin hilen burada kalsın, gariplere, maz- lumlara bulaşmasın.'
Reklam
155 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.