Merhaba
Bugün sizlere Edebiyatist Yayınlarından Dilek İşçen Akışık kaleminden Kışkırtıcı Eşikler kitabı ile geldim.
Yazarımızın kalemiyle tanışma kitabım oldu. Kışkırtıcı Eşikler kitabını ilk gördüğümde ismi çok ilgimi çekti,çok da merak ettim.Kitabı okuyunca ismi ile uyumunu çok sevdim.Yazarımızın sade,samimi,akıcı bir dili var ve kesinlikle ilk sayfalardan sizi içine hapsediyor.Ben severek okudum.
Kitabımız mektup tarzında,bir kadının kendi içsel karmaşasını,aslında öfkesini,üzüntülerini,çatışmalarını,nefretini,isyanlarını ‘ Can Dostum ‘ diye kağıtlara döküşünü,kendi iç dünyasında verdiği savaşı kaleme alışını okuyoruz.Okurken bir taraftan da kendimi sorgularken,düşünürken buldum satırlar arasında,alın yazısının nasıl olduğunu Gül ile daha iyi anladım diyebilirim.
Gül;evli,bir çocuk annesi ve eşinin söylediği bir söz ile ilgili kafasında soru işaretleri olan bir kadın,yıllar sonra yazdıklarını tekrar gün yüzüne çıkarıp okumaya başlıyor ve geçmişle şimdi ki zamanın arasında yüzleşme yaşıyor.Gül o duyguları yaşarken alın yazısıyla hesaplaşırken,biz
de o güçlü kadına tanıklık ediyoruz.
Kadın temalı kitapları seviyorsanız benim gibi mutlaka okumalısınız. Beni çok etkileyen bir kitaptı.
“Bir bebek çıktığında içinden,bitmez mi çocukluğu kadının? Annelik nedir? Taçlanmak mı? Evrim mi? Serüven mi? Üretkenlik mi? Ödül mü? Kırılıp dökülmek mi? Mutluluk mu? Düşlerin çatılardan yuvarlanıp düşüvermesi mi? Hangisi? Belki de hepsi…”
“Gerçekleri yürekte kabul edemedikten sonra hepsi hikâye. Gözler gülebilse… Evet,gülebilse gözler… Kalp gülebilse…”