Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uyum sağlamayı da öğrendim ama sürekli bunu yapmaya çalışmak artık rahatsız edici olmanın da ötesinde acı vermeye başladı. Çünkü ben sizin gibi değilim. Kusurlarımı gizler, aramızdaki en bariz farklılıkların üstünü kapatırım ama ben sizinle bir değilim. Gezegende yedi milyardan fazla insan varken her nasılsa bütün hayatını yapayalnız hissederek geçirmeyi başarmış biriyim!
"Kadın olduğum için hoşnutum" dedi bana bir akşam, "çünkü kadının önünde erkeğinkinden çok daha fazla olanaklar vardır." “Nasıl olur?” dedim. “Erkeğin mesleği var; etkili şeyler yapabilir." "Erkeğin bir mesleği vardır" dedi Solange, "oysa kadın sevdiği tüm erkeklerin yaşamlarını yaşayabilir. Bir subay savaşı getirir ona, bir denizci okyanusu, bir diplomat entrikayı, bir yazar yaratmanın hazlarını. Bunları yaşamanın günlük sıkıntısına katlanmadan, on yaşamın heyecanlarını tadabilir." … "Unutmayın ki, aynı şeyi erkekler için de söyleyebiliriz" dedi Philippe. "Birbiri ardından sevdikleri kadınlar onlara da farklı yaşamlar getirir." "Evet, belki de" dedi Solange, "ama kadınlarda kişilik öyle azdır ki; getirecek hiçbir şeyleri yoktur."
Reklam
Gerçek dostluğun ne olduğunu bilirim; bildiğim için de dostumu kendime çekmekten çok, kendimi ona veririm. Ona iyilik etmeyi onun bana iyilik etmesinden daha çok istemekle kalmam; kendine her edeceği iyiliğin bana da iyilik olmasını isterim. Bana en büyük iyiliği kendine iyilik ettiği zaman etmiş olur. Bir yere gitmek ona hoş geliyor yahut bir işine yarıyorsa, uzakta olması bana yanımda olmasından daha tatlı gelir. Kaldı ki haberleşmek mümkün oldukça insan ayrı düşmüş de sayılmaz. Ben vaktiyle dostumdan ayrılmada fayda bile buldum. Birbirimizden uzaklaşmakla hayatımızı daha fazla doldurmuş, imkanlarımızı genişletmiş oluyorduk. Başka başka yerlerde, o benim için yaşıyor, keyfediyordu, ben de onun için. Hayatın tadını bir aradaymışız gibi çıkarıyorduk. Hatta bir aradayken birimizden biri işsiz kalıyordu. O kadar kaynaşmıştık ki, ayrı ayrı yerlerde olmakla aramızdaki gönül birliği bir kat daha zenginleşiyordu.
Musa 'dan beri bütün büyük liderler korkulan bir düşmanın tamamen ezilmesi gerektiğini bilirler. (Bazen bunu deneyimle öğrenmişlerdir. ) Eğer bir köz yanık halde bırakılırsa ne kadar cansız tüterse tütsün yangın eninde sonunda çıkacaktır. Yarı yolda durulduğunda tam yok etmeyle olduğundan daha fazla şey kaybedilir: Düş- man iyileşecek ve intikam peşine düşecektir. Onu yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da tamamen ezin
Ben, bir Müslüman'ın evinden fazla çöp çıkmaması gerektiğine inanıyorum. Evinin uygunluğu ölçüsünde atıkları muhakkak değerlendirir. Eşyalar eskidiyse onu başka bir eşyaya çevirir. Bu sebeple her alanda üretimi teşvik ediyoruz. Dijitalde, sinemada, edebiyatta, teknolojide... Her ne yeteneğin varsa o alanda önce fikir üret sonra çalış ve üretime geç! Öğrencilerimize bunları diyoruz.
İnandığı hikayeleri yayınlamaya devam etti, ancak bunlar onu ülkesi Kolombiya'da ve başka yerlerde sürgün haline getirdi. Siyasi yazılarının tartışmalı doğası nedeniyle 1980'de kendi ülkesinde hoş karşılanmadı. Oldukça kısıtlı bir vize ile 1962-1996 yılları arasında -otuz yıldan fazla bir süre- ABD'ye girişine de izin verilmedi. Pek çok kişi tarafından bir dönek ve asi olarak görüldü ve hiçbir zaman özür dilemedi.
Reklam
Çalışmanın yasal olarak dayatılması, “fazla zahmetlidir, çok şiddet gerektirir ve fazla gürültü patırtı yaratır; açlık ise tersine, yalnızca huzurlu, sessiz, bitmek bilmez bir baskı oluşturmakla kalmaz, çalışmanın ve sanayinin en doğal saikiymiş gibi, en güçlü çabaları da kışkırtır.
tespitini uydurduğu yerine (gtüne) soktuğum adamı.. -3
Kadınlar genellikle salaktır. Zekası ancak vasat bir erkeğin zekasına eşdeğer olan bir kadına, çok akıllı olduğu söylenir. Bunu daha fazla gizlemenin alemi yok. -Henri Jeanson
"İnsanı kendi kötülüğünden fazla üzen bir şey yok.Ölmek üzereyken bile böyle bu. Hatta en çok ölmek üzereyken böyle. "
İnsanoğlunun yaratılışının gereğidir; insan kendi mutluluğundan yalnız kendini haberdar olmasıyla kanaat etmez, herkesi de haberdar etmek ister. Hatta bir insan esasında mutlu değilse bile, etrafa kendi mutluluğunu inandırmak için hilekârlığa ve yalancılığa bile düşer. İnsanoğlunun yaratılışının bu gereği adeta umumî gibi bir şey olduğundan o kadar önemli görülmezse de beş liralık bir saate, yirmi beş liralık veyahut daha fazla bir paha etmek üzere elmaslı kordon takmak gibi gösterişler bu karakterin en adi mertebesinin gereklerindendir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.