Benim kendi fikrim var ve yalanı, her gün ve her saat bir alet gibi kullandığım ve kullandıktan sonra hep temizlediğim ve temiz tuttuğum doğrudan ayırmayı bilirim.
Club Risqué adlı bdsm serisinin ilk kitabı kendileri okuduğum en sevimsiz Dom karakteri bu kitabın erkek kahramanıydı sanırım . Adamın hiç bir açıdan kurtulur tarafı yoktu inanılmaz yani .
Desi ve Joel üniversite sevgilisi 18 aydır birlikteler aralarında 3-4 yaş fark var bu arada . Joel bdsm meraklısı ve Dom kızda sub gidip tonla adamın
Gerçekten bazı okurlar gereksiz yere kitabı, yazarı gömmüş ve okumayın okumayın diye haykırmışlar
Evet yer yer argo kelimeler var ama benim kanaatime göre çok yanlış bir tutum ve davranış .
Haa şöyle diye bilirdiniz arkadaşlar okudum pek fazla ilgili mi çekmedi ya da sürükleyici bulmadım ama tabbi bu benim görüşüm okumak isteyenler merak edenler
Bu kitapla ilgili hiçbir fikrim yokken sadece ismine bakarak birine ait bir kitabı çalan biriyle ilgili olabileceği gelmişti aklıma. Hatta şöyle bir fikir daha oluşmuştu bende. Mesela birisi bir yazmış ama başkasö onun yazdığı kitabı alıp kendisinin gibi sunmuş falan filan. Okumaya başladığım zaman anladım ne büyük hata etmişim. Öncelikle kitap Nazi Almanyası ve dönemde Yahudi oldukları için insanların maruz kaldığı acı ve işkenceyi hatta sırf Yahudi oldukları için öldürülüyor oluşlarını çok içe dokunan hatta bazen ruhunuzu boğan bir hüzne kapılmanıza neden olacak kadar derin bir şekilde anlatıyor. Kitabı çok ayrıcalıklı kılan bir özelliği var. O da tüm bu olayları ölümün anlatıcılığıyla okuyacak olmamız. Çok sevdim demekten incinirim çünkü o dönem yaşanmış ve yaşanmış olması muhtemel şeylerin anlatımı beni çok yaraladı. Buna rağmen anlatımın güzelliği ve konusunun bütünlüğü ve içe işleyişi ile beni büyüledi.
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Yayınları · 202112,6bin okunma
"Ve tabii sen de bu arada," diye sürdürdü sözlerini, "umudunu kaybetmemelisin. İnan bana, bu durumda olan bir tek sen değilsin. Bugün atının sırtına atlayıp, evinin yolunu tutması gerekirken, uzak diyarlarda tütün çapalayan bir sürü adam var. Bazen kimi hayatlar, en iyi durumda bile, birbirinin tekrarıdır. Beni düşün mesela!
Sence ben, mal mülk sahibi bir adamın, neredeyse doktor sayılabilecek kadar bilgili oğluna benziyor muyum? Öyleyken, gelmiş burada Hoseason denilen şu herife uşaklı ediyorum işte." Ondan nazikçe, kendi hayat hikâyesini anlatmasını rica ettim.
Yanıt olarak upuzun bir ıslık koyuverdi.
"Benim anlatmaya değer bir hayatım olmadı hiçbir zaman," dedi. "Aklım fikrim eğlenmekteydi, hepsi o kadar." Sonra da hızla baş kasaradan çıkıp gitti.
SPOİLER İÇERİR
Amerikalı hanım kızımız uzaylılar tarafından kaçırılıyor. Bu kızı kaçıran uzaylılar bizim bildiğimiz yeşil kafalılar işte. Ayrıca tek bizim kızı değil başka kızları da kaçırmışlar. Kızları kargo olarak görüp bir yerlere götürüyorlar ama nedeni veya nereye o kısımları meçhul.
Velhasıl kelam bunları başka bir gezegene atıp
Kaderim benim fikrim alınmadan yazılıyordu. Bazen içimden herkesin sözünü kesip, "Bir dakika, burada sanık kim? Sanık olmak önemli bir şey. Benim de söyleyeceklerim var! " demek geliyordu...
Bu size sıkıcı gelebilir ama ben benleşmekle ilgilenmiyorum, içimdeki potansiyeli keşfetmek için burdayım. Kim olduğumla ilgili çok net bir 'fikrim' var zaten.