Edebiyat
... Stockholm'de yaşayan ve roman yazmak için çırpınan arkadaşım , hayatımı romanlaştırmayı önerdiği zaman, ileri sürdüğüm tek koşul bu olmuştu. Romanı okuyacak ve uygun görmediğim yerleri çıkaracaktım. Kabul etti . (Başka çaresi de yoktu zaten. Benim film tutkum gibi, o da aklını edebiyatla bozmuştu.)...
"Şeriat'ın Sesi"
"...Şarkı söylemek yasaktır. Dans etmek yasaktır. İskambil oynamak, satranç oynamak, kumarın her türü ve uçurtma uçurmak yasaktır. Kitap yazmak, film izlemek, resim yapmak yasaktır. Eveninde kuş beslerseniz, kırbaçlanacaksınız. Kuşlarınız öldürülecek. ... Kadınların dikkatine: Evinizden dışarıya çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda amaçsızca dolaşması, caiz değildir. Dışarıya çıkarsanız, yanınızda mutlaka bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan kadın dövülecek ve evine gönderilecektir. Her ne şart altında olursa olsun, asla yüzünüzü göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken, burka'yla örtüneceksiniz. Aksi halde, şiddetle kırbaçlanacaksınız. Makyaj malzemeleri yasaktır. Mücevher yasaktır. Çekici, gösterişli giysiler giymeyeceksiniz. Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız. Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz. Uluorta gülmeyeceksiniz. Gülenler, kırbaçlanacaktır. Tırnaklarınızı boyamayacaksınız. Boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir. Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır. Kadınların çalışması yasaklanmıştır. Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz. Dinleyin. İyi dinleyin. İtaat edin... "
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
"Dünyadan gizlendiğim duvarlar arasında var gücümle çalışıyorum. Roman çok ezici bir uğraş, şiir yazmak neredeyse eğlence, film ilginç."
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Zaman, mesai, kreş, banyo, çizgi film saati, cumartesi alışverişi arasında bölüştürülüp düzene sokuluyor, mekânsa giderek daralıyordu. Düzenin mutluluğunu keşfediyorduk. Kişisel projelerin –resim, müzik yapmak, yazmak– gitgide uzaklaştığını görmenin getirdiği melankoli, aile projesine katkıda bulunmanın tatminiyle telafi ediliyordu. Bizi bile hayrete düşüren bir hızla, hepimiz çok sıkı dokunmuş ve yerleşik minik hücreler oluşturuyor, genç çiftler ve yeni anne babalar kendi aramızda görüşüp birbirimizi davet ediyor; bekârları aylık faturalardan, Cici Mama konservelerinden, Dr. Spock’tan bihaber, olgunlaşmamış bir tür olarak görüyor, özgürce gezip tozmalarına belli belirsiz içerliyorduk.
Kendi başıma gitar çalıp şarkı söylemek, müzik dinleyip kitap okumak, bir şey yazmak, sevdiğimle baş başa olmak, film izlemek, yürüyüşe çıkmak hep daha cazipti oturup birisiyle kahve içip sohbet etmekten.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
165 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.