Hata yapmak doğaldır; hata yaparım korkusuyla hiçbir girişimde bulunmamak, işte en tehlikeli olan budur.
Duygusal açıdan acı verici bir olay yaşayıp kendimizi bunun bizim hatamız olduğuna inandırdığımızda, aslında durumun kontrolümüz altında olduğuna inanıyoruz demektir: Biz değişirsek acı da son bulacaktır. Aşırı seven kadınların kendini suçlama mekanizmasının ardında sıklıkla bu dinamik görülür. Kendimizi suçlayarak, nerede hata yaptığımızı bulabileceğimiz, bunu düzeltebileceğimiz, böylece durumu kontrol edip acıyı durdurabileceğimiz umuduna tutunuruz.
Reklam
Eksiklik ve Milli Gurur
Kendini geliştirmeden değer görme çabası, insanın içinde övülmeye değer şeylerin oluşmasını engellediği için, çoğu insan dış kimlikler üzerinden dikkat çekmeye çalışır. Babasının parasıyla övünen bir çocuğu gülünç bulan insanlar, kendilerinin seçmeden ve çaba göstermeden sahip oldukları ırkları, deri renkleri , dinleri, memleketleri veya cinsiyetleriyle övünürler. Akılları geliştikçe içten içe fark ederler ki , seçmedikleri şeylere dayanan bu gurur gösterileri aslında kişisel eksikliklerini kendilerinden ve başkalarından gizleme çabasıdır . Her '0' ın içinde büyük bir boşluk bulunur ve bütün hayatı onu bilgiyle doldurmak yerine boş sözlerle (s)avunmakla geçer! "En ucuz gurur biçimi , milli gururdur.Bu gurur, onu yoğun olarak hisseden kişide, gurur duyabileceği bireysel niteliklerin eksikliğini gösterir. Aksi takdirde bu kişiler milyonlarca insanla paylaştığı bir şeyden medet ummazdı. Olağanüstü özellikleri olan bir kişi, kendi milletinin hatalarını açıkça görür, çünkü bunlar gözünün önündedir. Bununla birlikte, dünyada gurur duyacağı bir şeyi olmayanlar, son çareyi ait olduğu milletle gurur duymakta bulur. Bu şekilde eksikliğini telafi eder. Bu kişiler kendi ırkına özgü tüm hata ve çılgınlıkları savunmaya hazırdır ve hatta bunun için şükreder" Arthur Schopenhauer(1850)
Sayfa 137 - ALFA YayınlarıKitabı okudu
Bazen verdiğimiz bir karar o anda doğruymuş ( gibi gelir. Ama sonra, geriye bakınca, hata yaptığımızı anlarız. Bazı kararlar ise bugün­ den baktığımız zaman bile doğru görünür.
Hayatım müddetince hep onu aramış, onu beklemiştim. Bütün dikkatini, bütün varlığını bir noktaya biriktirerek her tarafta bu insanı araştıran, het rast geldiğini bu bakımdan tetkik ede ede ede ede adeta marazi bir meleke ve hassasiyet kesp eden hislerimin yanılmasına imkân var mıydı? Bu hisler şimdiye kadar asla hata etmemişlerdi. Bir insan
Birinin kendilerini incelemekte olduğunu fark ettiklerinde tedirginlikleri daha da artar. Adeta kendilerinden utanırlar. Bu nedenle, çok istedikleri halde ilgi merkezi olmaktan kaçınırlar. Bakışlar onları, bilemedikleri bir suçları fark edilecekmişçesine ürkütür. Söyledikleri bir söz ya da yaptıkları bir davranışın ardından hemen suçlanır, karşı tarafı kırmış olabileceklerini ya da yaptıkları bir hata yüzünden onaylanmadıklarını düşünürler. Kendilerine değer verildiğinde bundan hoşlanır, ama için için buna lâyık olmadıklarını düşünürler. Başarılı işler yaptıkları zaman bile değersizlik duyguları varlığını sürdürür. Buna karşılık garip bir çelişki de yaşanır kendilerine gerçekten değer verilmediğini hissettiklerinde aslında değerli olduklarını, ama bunun diğer insanlar tarafından fark edilemediğini düşünürler. Bu duyguları yaşayan insanların çocukluk dönemleri incelendiğinde, kısıtlayıcı, aşırı koruyucu, reddedici, cezalandırıcı, tutarsız vb. ana-baba tutumlarının varlığı fark edilir. Açık ya da üstü kapalı olsun, bu tutumların ortak yönü, saygı ve sevgiden yoksun olmalarıdır. Çocuk, ana babanın kendisine hakça davranmadığını ya da onu kendilerinin bir uzantısı gibi algıladıklarını fark ettikçe kendisini yalnız ve çaresiz hisseder. Aynı zamanda bireyleşmesinin engellenmekte olmasından ötürü için için kızgınlık da duymaya başlar. Ancak kızgınlığını açıkça yaşayamaz. Çünkü çaresizdir, ana-babasının onay ve desteğini yitirme korkusu kızgınlıklarını bastırmasına neden olur.
Remzi Kitabevi, 13. Basım
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.