youtu.be/_hyAOYMUVDs?si=... 🎹🎵🎶
Okurun görebildiği son mektup onun bitiş cümlesi, “Yine yazacağım” ile kendi kahramanlık yolculuğuna, kendi kımıldayışına işaret eder. Çünkü asıl hikaye hep insandır. 📰
Not; Hayat lineer değildir, spirallerden oluşan bir olay örgüsü, bir yolculuktur ve bu yolculuk insanlığın tüm anlatılarının da temelini oluşturmaktadır.📋📌
“Bazen hayatımın bir hikaye olduğunu ve benim dışımda gelişen, çoktan beri yeterince dikkat etmediğim bir kalıp içinde meydana gelen olaylardaki rolümü oynuyormuşum gibi hissediyorum.”
Hikaye, sınıfıyla birlikte bir eğlence parkına giden ve eğlence parkında korkutucu, heyecan verici şeyler yaşayan Fritzii'nin hikayesini konu alıyor. Hikayede gerçekten hoşuma gitmeyen şey, aşırı kilolu olduğu için ayrımcılığa uğrayan ve eğlenceye katılmasına izin verilmeyen şişman küçük bir çocuktu. Onun adına üzüldüm. Bir saatte okuyabileceğiniz güzel bir kitap. Bu kitabı tüm çocukların okumasını tavsiye ediyorum, çok heyecan verici bir kitap. :)
Het verhaal gaat over Fritzi die met haar klas naar een pretpark gaat, en enge, spannende dingen beleeft in het pretpark. Wat ik erg vond in het verhaal, was een dikkere jongetje die werd gediscrimineerd door zijn overgewicht en niet op de attractie meemocht. Ik vond het triest voor hem. Het is een leuke boek die je op een uurke kunt uitlezen. Ik raad dit boek aan alle kinderen om te lezen, het is een heel spanned boek. :)
Öyle güzel sevmedin ki beni
Sımsıkı kapatmıştın cennete giden kalbini
Bir olmuyora sığdırmıştın karşılıksız hisleri
Seninle geçirdiğim kısacak zamanda anlasam da gerçeği
Gitmeye kararlı tavırların dehşete düşürmüştü hayallerimi
Boş gözler
Duygusuz bir yüz ifadesi
Aceleye getirilmiş bir kaç veda cümlesi
Omzundan yükleri atmışsın gibi
Üstüne hiçbir şey eklenemeyecek kadar her şey çok netti
Arkanda bırakmıştın tuzla buz olan beni
Hızlı adımlarla geleceğe bırakırken kendini
Kim bilir hangi başlangıçların heyecanı sarmıştı bedenini?
Yüreğime koyduğun mesafeler hangi kalpte aşka dönüşecekti?
Bu sevgisizliği hangi sevgi ile çarparsan çarp
Sonuç hep ayrılığa denkti
Bu hikaye, aşkın doğmadan ölümle tanışmasından ibaretti.
Sabahattin Ali Türk Edebiyat'ının önemli hikayecilerinden biri ve yaşadıkları ile bir dönem Türkiye'sinin sosyo-politik yapısını gözler önüne sermekten çekinmemiş bir kalemdir.Kızı Filiz ve eşi Aliye Ali'nin elinde yıllardır bir sandık dolusu kağıtlardan oluşan
ve bu kitapta yayımlanmamış eserleri arasında ikisi tam, biri bitmemiş üç kısa hikâye, bir uzun hikâye, on bir şiir, bir hikâyesinin opera formunda yeniden yazımı, ileride yazmayı planladığı hikâye ve romanlarına dair kısa notları, eski yazıyla kendi el yazısı ve kendi çizimlerinden oluşmakta.Kitaba ismini veren hikaye Abdülhamid döneminde geçer. Küçük yaştaki Mehmet'in babasının intikamını ve yediği dayakların faturasını Abdullah Efe'ye gümüşlü martini ile ödemesi ve dağları mesken tutmasının anlatıldığı düzenine olan isyanın hikayesidir.
Bu kitabı bitirdiğim Sabahattin Ali'nin hatıra defterini okumuşum gibi hissettim.Keyifli bir okumaydı benim için tavsiye ederim.
Arka kapaktan;
Ben hayatta herkese karşı lakaydımdır... Bu bende sevmek hissinin mefkudiyetinden değil çok fazla oluşundandır. Ben sevdiklerimi köpek gibi severim yavrum... Zelilâne severim."
KALEM SENİN ELİNDE...
Gecenin bir yarısı değil, her yarısı uykun kaçar ya hani, sonra içmediğin halde camın kenarında canın bir sigara yakmak ister ya hani, dikersin gözlerini gökyüzüne, o parlayan yıldızlara ve dalarsın; onunla yaşanan ve belki de tekrarı olmayacak o güzel anlara. Hani ellerini avuçlarındaki ter ile tuttuğun, gözlerine bakmadan usanmadan baktığın, kucağındasın sımsıkı sarıp sarmaladığın o hep mutlu olduğun anlar gelir ya aklına. Ve kocaman bir tebessüm oturur yüzüne, yüreğine. Ya sonrası mı? Sevdiğim; kalem senin elinde, nasıl yazmak istersen öyle biter bu hikâye.
Bir hikaye yazılır, bin çeşit duygu ve düşünce açığa çıkar. Bu kitabı üniversitedeki bir hocam kendi çıkarımlarıyla anlattığında çok ilgimi çekmişti. Çalıştığım yerin kitaplığında görünce alıp başladım.
İyi bir yaşam için sigara içiyorsanız bırakın, içki içiyorsanız çok azaltın. Yağlı yemeklerden tümden vazgeçin. Bir de muhakkak okuyun. hikaye ver romanın dinlendiren ve hafızayı açan gücünü ihmal etmeyin. En önemli şey hafızadır.
Kitabı anlatmamin bir anlami yok. Gidip arka kapak kopyalayanlara bakabilirsiniz, benim sorunum değil.
Bir sorunumuz var (h)akim beycigim: Bu kurguyu yazar hangi kafayla yazdı? Birinin tavuğuna kişt mı dedi? Nasıl aklına geldi bu hikaye? Okuduğum bazı şiddet içerikli kısımlarda ya da karakterlerin birbirine söylediği dehşet saçan cümlelerde