Ancak bir savaş muhabiri konuşabilirdi benimle! Çünkü bir savaştan ibarettim ve içimden ölü çıkıyordu! Hayat Fiziğine Giriş…. Hatta herhangi bir savaş değil, bir iç savaş muhabiri gerekiyordu bana!
50 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 hours
Yine
Stefan Zweig
Stefan Zweig
ve yine mükemmel bir kitap Stefan Zweig'in tüm eserlerine hayranım fakat
Mecburiyet
Mecburiyet
'i sona aldığım bu zamana kadar okumadığım için büyük pişmanlık duyuyorum. Kitabın konusuna geçicek olursak. Ferdinand ve karısı, ülkelerindeki savaştan kaçarak İsviçre'ye sığınmışlardır. İlk başta her şey mutlu ve iç açıcıdır, fakat Ferdinand'a orduya katılması için bir mektup gelince işler tersine döner ve içsel savaş başlar. Ferdinand'ın mecburiyet içinde bir karar vermesi gerekiyor karısı ve özgürlüğümü yoksa vatanımı ? Kitapta asıl anlatılmak istenen savaşların ne kadar gereksiz, aptalca ve acımasızca olduğudur. Masum insanların hiçbir suçu yokken ne kadar acı çektiklerini, hırpalandıklarını, zarar gördüklerini, özgür ve hür iradelerinin savaşı başlatan "güçlü" insanlar için öylece yok edilmesini ve en önemlisi bunun kimsenin umrunda olmadığını, onlar için bir rakamdan ibaret olduğunu bunun da nasıl çaresizce bir durum olduğunu iliklerimize kadar hissettiriyor. Eğer bu kitabı okumayı düşünüyorsanız (lütfen düşünün) önce Stefan Zweig'in biyografisine bir göz atın derim. Yazarın kitabı kendi yaşamından esinlenerek yazdığını fark ediceksiniz böylece kitap daha anlamlı bir hal alıcaktır. Son olarak kitapta çok beğendiğim bir alıntıyı eklemek istiyorum; "Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı. İnsanlar onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, gücü var ve bugün güç demek her şey demek." Tavsiye eder, keyifli okumalar dilerim.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162.1k okunma
Reklam
Insanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. Insan, gerçeği kavradığı için utanıyor - işte gerçek önümüzde: Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başlasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar.
Stalin'in Sovyet merkez komitesi üyelerini sorgusuz yargılaması
XVII. kongre delegelerinin bileşimi nasildi? XVII. kongreye oy hakkma sahip olarak katilan delegelerin %80'inin devrimden once ve iç savaş yillarında, bu ‘ demektir ki 1921'den once parti­ ye katildikları biliniyor. Toplumsal koken açisindan kongre de­legelerinin ana kitlesini işçiler oluşturuyordu (Oy hakkina sahip delegelerin %60’ i).Bu nedenle bu şekilde oluşmuş bir kongrenin seçtigi Merkez Komite gogunlugunun parti duşman olduklarınin kanıtlanmasına inanilamazdi. XVII. kongrede seçilen Merkez Komite üye ve aday iüyelerin %70’ inin parti ve halk düşmanı olarak damgalanmasinım biricik nedeni dürüst komünistlere iftira edilmesiydi, onlara yoneltilen suçlamalarına uydurma olmasiydi ve devrimci yasalligin ciddi bir şekilde tahrip edilmesiydi. Sadece Mericez Komite üyeleri degil, XVII. kongreye katilan delegelerin çogunlugu da aynı sonla karşılaştı. Toplam 1966 delegenin 1.108'i tutulandi; yani yarısindan çok çok fazlasi. Bu gergek, §imdi gordüğümüz gibi XVII. kongreye katilanların çogunluguna karşi yoneltilen karşi-devrimci suçlamalanrın ne kadar saçma, vahşi ve sagduyuya aykirı oldugunu gosteriyor. XVII. kongrenin tarihi olarak fatihler kongresi olarak bilindigini hatirlamaliyiz. Kongre delegeleri sosyalist devletimizin inşasina aktif olarak katilanlardi; birçogu devrim oncesinde ve ig savaş yillarında parti çikarları ugruna savaşmiş ve zorluklara katlanmişlardi; düşmanlarıyla kahramanca savaşmiş ve ölüme meydan okumuşlardi.
Teşkilat-ı Mahsusa Ne Amaçla Kuruldu?
Teşkilat, parçalanmakta olan Osmanlı'yı yaşatabilmek için, kendi canlarını pervasızca ortaya koyabilen serdengeçti asker ve sivillerin toplandığı bir bünyeye kavuşmuştur. Bunun için de, hem İslam Birliği, hem Türk Birliği fikrine hiçbir çelişkiye düşmeden sahip çıkmışlardır. Osmanlı Devleti'nin güvenliği için gerekli iç ve dış istihbaratı sağlamak, İslam ülkelerinde Hilafet çevresinde İslamcılık şuurunu güçlendirmek, sömürgeci Avrupalı güçlere karşı ruhi bir direnç oluşturmak ve savaş zamanında buralarda ihtilaller çıkarmak, yine savaş sırasında düşmanı yan ve arkalardan vuracak çeteler oluşturmak, ikmal kaynaklarını vurmak, düzenli ordunun giremeyeceği gizli ve açık eylemleri yürütmek görevleri arasındadır.
Sayfa 288Kitabı okudu
Bir Gizli Teşkilat: Teşkilat-ı Mahsusa
Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar İçişleri Bakanlığı ve Ordunun birer haber alma teşkilatı varsa da Meşrutiyet yahut Sultan Hamit'ten sonra dağılmış olan Yıldız Teşkilatı'nın yeri boş kalmıştır. Muhtemelen bu ihtiyacın yakından hissedilmesi üzerine, iç-dış istihbarat yapmak, karşı propagandalar yürütmek, gerektiğinde askeri ve yarı askeri hareketlerde bulunmak üzere Teşkilat-ı Mahsusa kurulur. Teşkilatın Enver Paşa tarafından kurulduğu ve ona bağlı olarak çalıştığı, raporlarını da Başbakan ve Savaş Bakanı'na verdiği bilinmektedir. Bazı bakan ve yüksek rütbeli subaylar bu örgütün varlığından haberdar olsalar da yapı ve çalışmaları hakkında fazla birşey bilmezler. Bu bakımdan Teşkilat-ı Mahsusa'nın tam bir gizlilik içinde çalışmalarını sürdürdüğünü söylemek mümkündür. Kuruluş tarihi hakkında farklı bilgiler vardır; Mustafa Balcıoğlu, Genelkurmay arşivlerine dayanarak 17 Kasım 1913'te kurulduğunu söyler. Enver Paşa, bu tarihten bir ay kadar sonra Savaş Bakanı olmuştur. Ergun Hiçyılmaz, Teşkilatın isim babasının veteriner Miralay Rasim Bey olduğunu ve kuruluşun Sultan Reşat Han tarafından onaylandığını yazar.
Sayfa 287Kitabı okudu
Reklam
485 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere #theadsız adlı bir eser ile geldim. Aksiyonun bol olduğu ve maceranın bize kollarını açtığı bu eser polisiye severlerin aradığı bir okuma olarak yerini alıyor. Henüz küçük yaşta yetimhane’ye bırakılan bir çocuk ve hayatının dönüm noktasına üstün zekası ile MİT için eğitilmek üzere götürüldüğünde ulaşır. Kim olduğunu, annesinin ve babasının kim olduğunu bilmediği için ona söylenen her şeye bir nebze inanan adsızın bir amacı vardı oda kim olduğunu bulmak. Bu uğurda verdiği savaş oldukça heyecanlıydı. Okurken sayfaları bir bir çeviriyordum. Oldukça sürükleyici olan kitabın biraz da iç yüzünden bahsetmek istiyorum. MİT Adsız için oldukça önemli bir görev veriyor. Kaçakçı’nın peşine düşen Adsız’ı bu görevde büyük bir engel bekliyor. Aşka inancı olmayan Adsız; hovarda egoist ve günü birlik yaşayan biri iken, görevde kaçakçının kızına vurulmasıyla kurguya birde aşk ekleniyor. Eğlenceli bir ana karakter ve aranan bütün özellikler karşılayan bir kitap. Büyük sorular var aklımda, MİT Adsıza karşı dürüst mü? Adsız görevinde aşka yenilecek mi? Onu ne gibi süprizler bekliyor? Hepsi ve daha fazlası bu kitapta. #alıntı ; Yalancının cezası kendine inanılması değil onun kimseye inanamamasıdır. İnsan her koşula uyum sağlama yeteneğiyle muhteşem bir yaratıktır. İnsan sevmeye başlayınca yaşamaya da başlar.
The Adsız
The AdsızSelin Şafak · Mythos Kitap · 202321 okunma
Büyük travmalar, büyük acılar kendilerini ifade edecek kelimeleri kitapları ve zamanı bulamazsa saklı kaldığı yeri yakar patlatır. İdeolojik iç savaş kastıyla aynı travmatik noktalara saplanıp kaldığımız için, geçmiş bir türlü geçmiyor, geçmişteki iç savaşların harareti dinmiyor.
" İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor. İşte gerçek önümüzde: Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar. "
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 hours
Merhaba arkadaşlar! Bugün size #hayatoyunu adlı bir eser ile geldim. Eserin içeriği en sevdiğim tarzda “kişiye çok şey katan, yapılması gereken doğru adımları atmamıza vesile olan ve güzel olan yola çıkmamız için iyi bir rehber niteliği taşıyor” gelelim içeriğine. Kişi neden önce ben diyor? Ya da neden sürekli başkaları diyor? İkisi de aslında
Hayat Oyunu
Hayat OyunuBurcu Saner Savaş · Sokak Kitapları Yayınları · 20236 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.