Ben bilmiyorum sevmeyi ama çok değer veririm sana.
Ben bilmiyorum sevmeyi ama sen üzülürsen içim kan ağlar.
Ben bilmiyorum sevmeyi ama seni gözümden sakınır,düşüncelerimin en başına koyar durmadan tecelli et isterim.
Ben bilmiyorum sevmeyi ama seni mutlu edecek en küçük şeyi bir devrim edasıyla yaparım.
Ve ben bilmiyorum sevmeyi,seni gönlümün en derininde bir inci tanesi gibi saklarken bile…
-Rojin B-
Derler ya, insan asla doymak bilmez diye, yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir, oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri, onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu.
İtiraf diye bir şey yoktur aslında, biraz daha anlaşılır hikayeler ve uydurulmuş yeni yalanlarla kendine acıma ve acındırmanın sahte gözyaşları vardır.
Bir şaha kul olmak gerek
Görevden alınmaz ola
Bir eşik yaslanmak gerek
Kimse elden almaz ola
Bir kuş olup uçmak gerek
Bir kenara geçmek gerek
Bir şerbetten içmek gerek
Ben aşkın sahici, bununla birlikte ulaşılması zor, geçici bir duygu olduğunu düşünüyorum. Önce büyük bir çekimle bir araya geliyorsun, sonra yaralanarak uzaklaşıyorsun. "