520 syf.
·
Not rated
·
Liked
. "Başkalarının ne dediği elbette en sonunda önemli değildir. Önemli olan hissettiklerimizin hakikiliği sahiciliğidir bunlara itirazım hiç yok oğlum ..." İlk okuduğum #orhanpamuk kitabı #cevdetbeyveoğulları ydı ve Orkun'un tavsiyesiyle okumuştum. Şimdilerde yine yazarı merakla okumaya devam ediyorum. Geçtiğimiz günlerde de sürekli okumayı ertelediğim #masumiyetmüzesi ne de yolumu düşürdüm nihayet. Çok da iyi yaptım çünkü inanılmaz akıcı ve etkileyici buldum kitabı. 70'li yılların ortalarındaki İstanbul'da, sosyal sınıf farklılıklarının gölgesinde, aşk, evlilik, arkadaşlık, aile, tutku, cinsellik ve insan zihninin dehlizlerine dair güçlü bir roman yazmış Pamuk. Kemal ve Füsun üzerinden de dönemin sosyolojik yapısını film izler gibi gözler önüne sererken aşkın mı yoksa paranın mı her şeyi affetme kabiliyeti olduğunu sıkça düşündürüyor okuruna. Aşk, kimi bireylerin suretinde saplantıya dönüşüp kendini yok etme gücünü hissederek göğe karışıyor. Kimi bireylerde ise şarkıya, şiire, kitaba dönüşerek zihinsel bir ummanda kendine alan yaratıyor. Yazar da bu aşktan geriye kalanları elle tutulur gözle görülür bir formda müze olarak okurlarının ziyaretine sunmuş. Sevgilinin dokunduğu her eşyayı değerli görüp yaşadığı evi ve ortamı mabed bilerek tüm hayatını ona adayan Kemaller ve ölüme yürümenin uçarı sarhoşluğu ile kayıp giden Füsunlar... Aşığı ölümlü aşkı ölümsüz kılan da tam olarak bu sahip olmayla olamama arasındaki tekinsiz sapak değil midir zaten? " Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım." Diyebilen tüm sevenlere de helal OLSUN #tavsiyekitap
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202242.1k okunma
10/10 puan verdi
·
Liked
İnsan nedir? Doğa ile uyum içerisinde yaşayan bir canlı mı, yoksa doğayı kendi çıkar ve zevkleri için kullanan, sömüren, katleden, üstelik doğaya hiçbir katkıda bulunmayan zavallı bir mahluk mu? Ben söyleyeyim, bırakın doğayı, kendi aralarında bile uyum içerisinde yaşayamayan, adalet gözetmeksizin her türlü çıkar, ego, kibir, maddi ve manevi sömürü gibi halleri kendisine şiar edinmi kalabalık canlı türü. İnsanlar iyi ve kötü olarak mı ikiye ayrılır, yoksa iyiler sadece kötülüğe fırsat veya zemin bulamayanlar mıdır? Peki hiç mi iyi yok derseniz var tabi, lakin göz yuman da yapan gibidir ya hani… Hani sustuklarımızdır ya başkalarının canını yakan. Öyle işte, tüm dünyaya serpiştirilmiş milyarlarca işe yaramaz, agresif, bencil canlı türü. Son bir soru, “Sahibi gibi takıldığımız bu dünya üzerinde biz miyiz en güçlüsü. Değil savaşmanın, kaçmanın bile mümkün olamayacağı bir tür var mıdır?” Evet var! Hem de çok yakınımızda… ‘Gölgelerin İçinde’
Gölgelerin İçinden Armageddon
Gölgelerin İçinden ArmageddonAhmet Kaya · İkinci Adam Yayınları · 20240 okunma
Reklam
368 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 25 hours
Selammm 2 gece bir gündüze sığdırdım ben canım kitabımı… Yüzbaşı Kara memleketinden uzakta görevi bitmiş evine, yuvasına dönüyordu ama yüreği hala yaşadıklarının acısı ile kavruluyordu. Gitmeden 1 yıl evvel nişanlısı Eylem onu terk etmişti hemde asker olduğu içini o ise ardından dayanamamış ve terk etmişti şehrini. Şimdi dönmüştü Annesine ve kız
Sevda Karası
Sevda KarasıRabia Gümüş · Parola Yayınları · 202420 okunma
84 syf.
10/10 puan verdi
Şükrü Erbaş'ın "Yaşıyoruz Sessizce" kitabı, Türk edebiyatında önemli bir yere sahip modern şiir örneklerinden biridir. Erbaş'ın bu kitabında insanın iç dünyasını, varoluşun sorgulanışını ve zamanın akışını derinlemesine ele aldığı şiirler yer alır *Yıldırım düşerken tırnağına, Anlam arayan, unutup hatırlayan, Sökülen bir çiçek saksısı Kaçıyor aşk, aşk kaçıyor.* Bu dizede Erbaş, ani ve etkileyici bir anın insan zihninde yarattığı etkiyi metaforlarla anlatarak zamanın geçiciliğine ve insanın iç dünyasındaki karmaşaya dikkat çeker. *Kelimelerimiz yetişmiyor artık, Daha geniş bir boşluk var bizde, Eski deniz kıyısında gibiyiz.* iletişimsizlik ve anlam arayışını işlerken, insanın iç dünyasındaki yalnızlığı ve çaresizliği de vurgular. Şükrü Erbaş'ın şiirleri genellikle metaforlar, semboller ve derin duygular üzerine kuruludur. "Yaşıyoruz Sessizce" kitabı da bu temaları işleyerek okuyucuya derin bir düşünce ve duygu dünyası sunar. Erbaş'ın dilindeki sadelik ve incelik, okuyucuya derinlikli bir okuma deneyimi yaşatırken, çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olarak kabul edilmesine de katkıda bulunur.
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201613.1k okunma
320 syf.
4/10 puan verdi
Charles Bukowski'nin "Kadınlar" kitabı, genellikle Bukowski'nin bel altı ve seks odaklı, geçici ilişkilere dayalı yazım tarzıyla eleştirilir. Ancak bu eleştiriler, kitabın kalitesiz olduğu anlamına gelmez. Kitap, Bukowski'nin kendi yaşamından ilham alarak yazdığı ve bir tür otobiyografi niteliği taşıyan bir eserdir. Bukowski'nin karakterleri aracılığıyla sunulan ilişki deneyimleri, sık sık kaçıngan, yüzeysel ve çoğunlukla sağlıksız olarak görünebilir. Bununla birlikte, bu eser, yazarın insan doğasını ve ilişkileri anlama çabasını yansıtan bir bakış açısı sunar. "Kadınlar", Bukowski'nin dilindeki doğallık ve cesur yaklaşımıyla dikkat çeker. Kitap, Bukowski'nin karakteristik tarzını yansıtarak, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve kırılganlığını derinlemesine keşfeder. Bukowski'nin eseri, okuyucuya insanın iç dünyasının karanlık yönlerini ve ilişkilerin karmaşıklığını anlama çabasında önemli bir pencere açar.
Kadınlar
KadınlarCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 20213,641 okunma
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 114 days
Osamu Dazai'nin "Pandora'nın Kutusu" adlı kitabı, yazarın savaş sonrası Japonya'nın karmaşasını ve bireysel çaresizliği işlediği bir eser. Dazai, bu kitapta kendi iç dünyasının karanlık köşelerini ve yaşadığı ruhsal çalkantıları cesurca ortaya koyuyor. Kitap, savaş sonrası Japonya'da umutsuzluğun ve kaybolmuşluğun bir portresini çizerken, Dazai'nin karakterleri de aynı derecede karmaşık ve trajiktir. Her bir karakter, hayatta bir anlam bulma çabası içindedir, ancak çoğu zaman bu çaba boşunadır ve karakterler kendilerini daha da derin bir çıkmazda bulurlar. Dazai'nin dili, yalın ama etkileyici; okuyucuyu derin düşüncelere ve duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Dazai'nin samimiyeti ve içtenliği, okuyucuyu hemen içine çeken bir özellik. Hayatın acı gerçeklerini ve insan ruhunun kırılganlığını gözler önüne sererken, okuyucuya da bu zorluklarla başa çıkma konusunda bir farkındalık kazandırıyor. Kitap, belki de Dazai'nin kendi yaşamındaki trajedilerin ve çalkantıların bir yansıması olarak, oldukça hüzünlü ve dokunaklı bir atmosferde ilerliyor. Sonuç olarak, "Pandora'nın Kutusu" sadece Dazai'nin değil, genel olarak edebiyatın en samimi ve derinlikli eserlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Okuyucuya hayata ve insan doğasına dair önemli dersler sunarken, aynı zamanda Dazai'nin kişisel dünyasına da bir pencere açıyor. Bu kitabı okurken hem bir içsel yolculuğa çıkacak, hem de savaş sonrası Japonya'nın zor zamanlarına tanıklık edeceksiniz.
Pandora’nın Kutusu
Pandora’nın KutusuOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20232,628 okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.