Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
“İlk defa İsveç'te bir kızla çıktık. Muhabbet ediyoruz, kız sevdiğim filmleri soruyor, okuduğum kitapları soruyor, gezdiğim ülkeleri soruyor ama işimi sormuyor. Ben alışmışım Türklere, "Adın nedir?"den sonra ikinci soru "İşin nedir?" Yok abi döndük dolaştık sevdiğimiz yemeklere falan geldik hâlâ "Sen ne iş yaparsın?" demiyor kız bir türlü. En son ben sordum, dedim ki "Ya her şeyi sordun da, 'Sen ne iş yaparsın?' diye sormadın." Dedi ki kız "Ne iş yaptığını sorarsam dolaylı olarak sosyal statünü, kaç para kazandığını da sormuş olurum. Ayıptır. Ben paranı, statünü merak ettiğim için değil seni merak ettiğim için buradayım." O gün anladım ki bizde kast sistemi var. Atasözümüz var "Davul bile dengi dengine" diye. Meğerse her davul denkmiş. Başka gün yüksek mühendis bir amcayla tanıştım. Ne projeler yapmış. Tüneller, köprüler, havaalanları... "Senin yaşında oğlum var" dedi. "O da mühendis mi?" dedim. "Hayır işçi, duvar ustası" dedi. Dedim "O nasıl oldu, mühendisin oğlu işçi olur mu? Bizde olsa babam döve döve okutur mühendis yapar." Adam kızdı "Niye öyle diyorsun? Benim oğlum çok iyi bir duvar ustasıdır. Zorla kötü mühendis olacağına, iyi bir duvar ustası olmasının ne kötülüğü var?" dedi. Adam gurur duyuyor oğluyla. Utandım. Utandım çünkü biz toplum olarak buyuz. Böyle yetiştik, yetiştirildik. Bizde kast sistemi var. Mühendisin oğlu gerekirse zorla kötü bir mühendis yapılır, iyi bir duvar ustası olmasına izin verilmez…” 🌻 Alıntıdır.
Reklam
Bir coğrafyanın kimliğini, tarihinde neyin tekerrür ettiği, belirler. Ne zaman ki bu ülkede, tarih, tekerrür eden patlamalardan ibaret olmaz, belki o zaman başka hikayeler yazılır... ve de şu soru artık sorulmaz: Bir bomba kaç kez patlar?
Sayfa 170Kitabı okudu
“Siyonizm, 1880’lerin başında Bulgaristan’da, bir ulus olarak Osmanlı boyunduruğundan kendilerini kurtardıklarında ortaya çıkmış, Avrupalı Yahudileri Kutsal Topraklar’a göndermeyi planlayan, politik bir hareketti. 1895 yılında yayınlanan Plovdiv’deki ilk Siyonist gazetesi Yahudilerin “hayatlarını Suriye ve Filistin’de tarlalarda, tarımsal işlerde kurabileceklerini” öne sürmüştü.” Yukarıdaki kitabın 113. Sayfasından bir alıntıdır. Sadece bu alıntıya ulaşan kişiler tarafından okunup birçok kişinin bilmediği ve tarafımca bilinmesi gerektiğini düşündüğüm bu alıntı, belki akıllarda bir kaç “doğru” soru yaratır diyeydi. Ama kendime defalarca kez sorduğum ve hali hazırda araştırmasını yaptığım soruları da eklemek istedim: Nazi oluşumu mu daha acımasızdı yoksa İsrail oluşumu mu? Yahudiler neden kendi yaşadıkları tüm acıları göz kırpmadan başka bir topluma yaşatabildiler? Yahudiler ve Arap kökenliler Filistin’de kardeşçe yaşıyorlardı da, birbirlerine üçüncü kişiler tarafından mı düşman oldular?
440 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Unutma, bu sadece bir oyun.
Caraval kitap yorumuyla geldimm (biraz geç oldu ama olsun) Bu kitabın atmosferi okuduğum birçok kitaptan ayrıydı, öyle işlenmiş detaylar vardı kii kimin gerçekten kim olduğunu, asıl amaçlarını, hayal mi gerçek mi asla anlayamıyorsunuz size o merak duygusunu çok güzel aktarıyor. Kitaptaki hiçbir karakter gereksiz değildi bence hepsinin küçükte
Caraval
CaravalStephanie Garber · Dex Kitap · 20231,310 okunma
Erkan Yıldırım
Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan, babasının ulaştırma bakanı olduğu 2002 yılında denizcilik şirketi kurdu, ilk gemisini 2003 yılında aldı.Çok zeki çocuktu, gemi satın aldığında henüz 24 yaşındaydı! Gemi satın alan ilk bakan çocuğuydu. 2017 itibariyle 30 gemisinin olduğu söyleniyordu. CHP bu konuda soru önergesi vermişti ama, kaç gemisinin olduğuna dair cevap alınamamıştı. Beri yandan ... Bu yazımdaki kehanet gerçek oldu. Erkan Yıldırım'ın kumarhanede yakalanmasından sadece bir ay sonra, babası başbakan oldu!
Sayfa 265 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Kim Verdi Kalemi Elime Kelamı Dilime? İç organizasyonun daha tozunu aldık birikmiş kiri öylece üzerlerine yapışmış duruyor. Kendilerini kendileri temizleyene kadar seyredecekler! Ne kadar sürecek dersiniz? Bir pisliğin ortadan kaldırılma süresi ya da son tüketim tarihi nedir? Bu soru çok mu zor oldu? Ürettikleri her ürünün üzerine son tüketim tarihi yazmak yasal zorunluluk değil mi? Bu hariç mi? Ya da yasa dışı bir ürün mü? Kim ne zaman neden ve nerede üretti bu ürünü? Kimler ne zamandan beri yiyorlar son tüketim tarihine dikkat etmeden? İbreti yaşatan tufanda yaşattıkları zulmü yaşamadan ölmeyecekler kim dedi onlara? Bilinci hak getire size! Getirir mi? Bir insanı yaratan kaç kere us ve duyunc ile donatır? Birinin değerini bilmeyen ikinciyi talep etmeye neden utanmaz? Önder Karaçay
Rastladığım bir videoda şöyle bi soru soruyor:
Bıçağı tutan kişiyi sevdiğiniz için kaç yara izini haklı çıkarmanız gerekti?
Kelimeler çıkacak kalemimden Karalıyorum temiz ve bir o kadar endişe dolu gelecek sayfaları Neden Daha kaç soru soracaktım Sahi her sualin var mı bir cevabı Kendi içime mi gömüldüm hayatın kontrolüne mi Geçmişimin izleri geleceğin üzerinde umudun izdüşümleri… F.Aslan
223 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Anlatmayı en çok sevdiğim anım. Lisans dönemindeydim sanırım. Yaz ayları olmalı. Memleketteydim. Bir kitaba çok sinirlenmiştim. Bulduğum her yerine notlar yazıyor, bir yandan da bağıra çağıra konuşuyordum. Abimin geldiğini fark ettim ama umursamadım. "N'apıyorsun?" dedi. "Abi" dedim, "çok sinirliyim. Uğraşma hiç
Avcılar
AvcılarEmrullah Gülsün · Orionebula Yayınevi · 20235 okunma
Reklam
Hediye İmzalı Kitap
Bugün 29 Nisan 2024, En yeni kitabım "Elma Veriyorum Sana" "Okumayı sevenlerdenim" diyorsan ve bu kitabı imzalı şekilde hediye olarak istiyorsan: bu iletimin yorumuna " nokta virgül soru işareti ya da herhangi bir şey yazman yeterli" sonrası tamamen bahtına. 6 Mayıs 2024 te sadece iki kişi yoruma iz bırakmışsa o iki kişiye çekiliş yapmadan; kişi sayısı ikiden fazla olursa: çekiliş sonrası 7 Mayıs 2024' te şanslı iki kişinin kitabını kargoya teslim edicem. Tabii sadece ülkemiz sınırları için geçerli. Ayrıca bu kitabımı, diğer kitaplarımı ve bir kaç haftaya en yeni kitabım olacak olan "Nöroşirürjiyen"i D&R ve diğer bir çok online kitap mağazalarında bulabilirsin. Her kitap farklı bir dünya Ve dünyan bol olsun..
HUZURLU MUSUNUZ? Afrika'nın Gana'sından gaydırı gubbak yollarla ülkemize gelmiş olan gadası kara gaddar bakışlı Ganalı kaçağın taşıdığı un çuvallarının dizili bulunduğu ekmek fırının, boyası gecikmiş duvar dibinde yer alan hamur karma makinesinin başında yer alan ve orada yer almak için Afganistan'dan birkaç ülkeyi pas geçerek,
Bu gün bir kaç soru sormak istiyorum.
Arkadaşlarıma özelden sorar ve cevabını çok güzel bir şekilde alabilirim. Hatta Türkçe öğretmeni olan da var. Ama ben bu konuyu önyargılı baskılar üzerine buradan belirtmek ve herkesle beraber aşmak istiyorum. Buarada parantez açayım, "herkes" bitişik yazılıyormuş. Peki, "hiçbir", "her şey"... Var mı bu gibi sözler? Neden soruyorum? Çünkü Azerbaycan türkçesinde "heç bir," "hər şey", "hər kəs" ve türü sözler ayrı yazılıyor. Türkiye türkçesinde hiç bir eğitim almadığımı düşünürsek, "y-ğ" üzerinde çalışarak, hatta bir arkadaşımın çok güzel anlatımıyla zamanla ilerleme kaydediyorum. Yeri gelmişken; "qeyd etmək," "ola bilər," de ayrı yazılırken, Türkiye türkçesinde, "olabilir", "kaydetmek" v.s. yazılıyormuş. Peki okulunu okumadan bunları öğrenirken, neden ben yargılanıyorum? Olamaz mı? İmla hatalarını kastetmiyorum bile. Ki klavye azizliğine uğrayabiliriz. "Nahif", "Naif" sözlerini karıştıranlar da var. Bu gabileye ben de dahildim ta ki, bir kardeşim anlamını anlatana kadar. Bir yanlış mı gördünüz? Uyarın! Ama üsluba dikkat ederek. Yargıyla değil, nahif, nazik bir üslubunuz olsun. Çok mu zor? Kırmadan, incitmeden uyarıyorum ben. "Da", "de" ayrı yazılıyor mesela. Bitişik de yazılıyor. Yer, mekan, konum bildirirken bitişik; Misal: Evde(neredesin?), okulda(nerede öğrendin?), çantamda(kalemin nerede?) Birgelik, beraberlik, hemfikir olurken ayrı yazılıyor. Misal: ben de (ben dahil), sevgim de(sevgim dahil). Anlaşılmak istiyorsak, anlamamız lazım.
Kitabsever
Kitabsever
Oysa ki kendini sadece böyle tanıyan insanlarla dolu etrafımız...
"Biraz önce size 'siz kimsiniz?' diye sordum. Nerede doğdunuz, nasıl bir aileye mensupsunuz, nerelerde okuduğunuz, kaç dil biliyorsunuz, neleri başardınız, neler sizin için hayal kırıklığı oldu diye sormadım. Dikkat ederseniz soru çok basitti: Siz kimsiniz?"
Bizim adet elin kedilerine kadar gitmiş
- Tebrikler! Çok tatlı bir civciv bu. Kaç kilo doğdu... - Ne biçim soru bu? Ben bu civcivin annesi değilim... - Geleneksel sorudur bu. Yanlış anlama. Gerçekten çok sevimli bir civciv...
Sayfa 67 - Can Çocuk, 30. BasımKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.