Kadınımda! aradığım şey şuydu: Her dala konmamış olsun, en özgür en çılgın ve en kontrolsüz zamanında bile iradesini korumuş olsun. Her çiçeğe konan arı olmasın mesela. Çünkü ben bal yapsın istemiyorum, sadece benim olsun ve bende onun olayım. Ve sadece beni sevsin ve bende sadece onu seveyim. --Bir kadın olarak, evet bende erkeğimde aynı şeyleri isterdim. Onun biriciği olmayı isterim mesela. Gönlündeki tahta benden başkasını oturtmamış olsun... Çünkü öyle olunca, sadece seni sevdim ve sadece seni seviyorum cümlelerini her söylediğinde yalan söylemiş olacaktı. *YAZILMAMIŞ HİKAYEM'DEN
Last Harbour Freedom
Last Harbour Freedom
“Bir yandan özgür kişilik haklarını yücelten ve bunlara sonsuz bir kutsallık atfeden ancak öte yandan aynı hakları ayaklar altın­da çiğneyen ve olabilecek en ağır şekilde ihlal eden bir kurumu (evlilik) onaylamam mümkün değil”
Sayfa 36 - Runik
Reklam
Bütün dinler kadına karşı oldu…
İsa Mesih’in bakireden doğumu. Bilimsellikten o kadar uzak ki, buna inanmak bütün zekânı yok etmektir. Böyle bir fikre inanç duymak intihara eğilimdir; kendini yok ediyorsun ve ne kazanıyorsun? Aptalca bir fikir, bakireden doğum! Eğer Bertrand Russell buna inanamadıysa, onu suçlayama​yız. Dindar olabilecek bir insanı engelleyen İncil’di... Russell sordu; “Neden kutsal üçlemeye bir kadın da dahil değil? Baba, Oğul ve Kutsal Ruh; ne cins bir aile bu? Bu kutsal aile çok aptalca görünüyor. Neden bunun içine bir kadın koyamadılar? Çünkü bütün dinler kadına karşı oldu.
Bilakis Mart-Nisan 2024 2.sayı
Bilakis’in Mart-Nisan konusu “Kadın”dı. Malum kadın için kadın hakkında çok konuşulur, konuşuldu, konuşulacak da. Kadın dediğin derya deniz, yaralı kaplan, hayal gücü Kaf Dağını aşan bir acayip varlık. Belki ondandır asırlardan beri bastırıp sindirilmeye çalışılması. Eşit hakların esirgenmesi, yok sayılması, değişik dozlarda şiddete uğraması.. İşte biz de bu sayıda kadının kadına yurt/şifa olmaklığına değindik.. Potansiyelini ortaya çıkarmanın gücüne ve üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın önemine… Kadın ve erkek yazarlarımız zihne ve kalbe dokunan, yeni bakış açıları sunan metinler kaleme aldı.. Keyifli okumalar dileriz… bilakisdergisi.com
121 syf.
·
Puan vermedi
Çok garip bir his. İntihar ile hayatını noktalamyı seçmiş bir kadının günlüğünü okumak. Sesini hiç bir zaman hiç bir kalbe gerçekten işittirememiş bir kadın olarak şu anda günlüğünün okunup kalplerimize dokunması ne garip. Eminim bir çok hassas kadın aynı sonu paylaşmaktan endişe duyarak okudu bu kitabı. Bir taraftan da haksızlık gibi geliyor bunları okumak çünkü rızası olur muydu bunları yayınlamaya bilemiyorum. Kendini eşinden bile kısmen saklamış bir kadının en derin duyguları ifade ettiği bir günlüğü okumak biraz beni rahatsız etti. Umarım orada iyisindir ve içindeki çölün kumlarına, o süpüremediğin kumlarının ortasında güzel bir vaha oluşmuştur. Sevgilerle büyük anne. ( Karamsarlıkta bir torunun)
Kırmızı Kahverengi Defter
Kırmızı Kahverengi DefterNilgün Marmara · Telos Yayıncılık · 20001,379 okunma
KADINLARLA İLGİLİ HADİSLERDEN SEÇMELER-KADIN VE ŞEYTAN HİKAYESİ
Muhammed uzunca bir hadisinde, “Kadının gelişi de gidişi de şeytan şeklindedir” diyor. Onun kullandığı her sözün bir hikâyesi vardır. Yani durup dururken bu gibi sözleri söylememiştir. Bu sözün hikâyesi ise özetle şöyledir. Bir gün yolda giderken hoşuna giden bir kadın görüyor ve ondan etkileniyor. Hemen eve dönüp hanımlarından biriyle birlikte oluyor. Hatta o sırada eşi elinde bir deri parçası ile el işi yapıyormuş. Muhammed onu bıraktırıp kadınla birlikte olmuş. İşte yolda gördüğü ve etkilendiği kadın yüzünden az önceki ifadeyi kullanmıştır. Kaynak: Müslim, Nikah 2/1403. Ebu Davud, Nikah bab 42/2151 Tirmizi, Süt, bab 9/1158. ibni Mace, nikah 1985.
Reklam
Çocuk için anne ve baba...
Anne ile çocuk arasında disiplinsiz, yanlış bir ilişki oluştuğunda, mesela neyin iyi neyin kötü olduğunun bilinmediği, annenin bir gün "evet" dediğine başka gün "Hayır" dediği durumlarda, çocukta güven duygusu oluşmaz. Anne çocuğa duygu, sevgi ve genel olarak iç gerçekliği, hatta kendiyle barışık ve mutlu olmayı öğretir. Baba ise dış dünyanın gerçekliğini anlatır. O yüzden anne ve babanın yeri farklıdır.
Sayfa 312Kitabı okudu
481 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“Çünkü bu, ustaca bir kitap yazma girişimi değil, bir iç dökme, bir itiraf, bir paylaşma arzusu.” Nerden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Bir süredir kitaplığımda olan ama kalınlığından dolayı hep ertelediğim kitaba bir akşam öneri ile başladım ve bir çırpıda okudum. Kitap, İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamış Profesör Maximilian Wagner'in hayatına girmesiyle kendi geçmişine, aile tarihine dönen ve öğrendiklerini yazmaya karar veren Maya Duran'ın hikayesini kendi ağzından anlatıyor. Livaneli, Struma faciasını bir aşk hikayesiyle daha çarpıcı bir hale getirmiş. Hem muhteşem bir kurgu hem de(bence) bir araştırma kitabı okuduğumu söyleyebilirim. Öyle ki bazı bölümleri okurken merak edip araştırma yaptığımda oldu. Üç kadın, üç hayat.. hangisi daha çok acı çekmiş bilemiyorum.. Ama en çok Nadia boğazımda bir düğüm oldu kaldı. Ahh, sevgili Max.. sen nasıl dayandın bu acıya? Yaşar Kemal’in “Demir olsam çürürdüm, toprak oldum da dayandım.” sözünü anımsattın bana. Acıları, sevgileri, başımıza gelse katlanamayız diye düşündüğümüz, haberlerde duyduğumuz ve üzüntüden kahrolduğumuz olayları gözlerim dolu dolu okudum bu kitapta. Sonu hüzünlü ama huzurlu biten kitaplardandı benim için. Hikayen anlatıldığı için mutluyum Maximilian Wagner! “Çünkü ancak hikâyesi anlatılan insanlar var oluyordu.”
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020134,8bin okunma
Unutalım öyleyse, siz, sizin için neredeyse hiçbir anlam taşımayan bir adı, ben de kendim için olanaksızlaşan bir mutluluğu.
Gece lambası kırmızı bir kadın yapıyor beni Oysa limon ağaçları bahçede küçük sarı güneşler taşıyor. Dokunsam bile onlara yanmam. Ne tuhaf! Bir oyuncak ayım vardı, ismi Işıldak. Bir kızkardeşim vardı saçları simsiyah Ne tuhaf böyle hatırladıkça herşeyi, Ağrı Dağında saçlarımı karla yıkamak. Kırmızı bir mum olsam yakışırdım şamdanıma Oysa çok üşüyor ellerim bu akşam...
Didem Madak
Didem Madak
Reklam
"Unutmamak gerekir, kadınların köleleştirilmesi o kadar büyük ve eski bir konudur ki, onları bizden ayıran uçurumu genellikle anlamak istemeyiz.."
216 syf.
5/10 puan verdi
Bu kadar ruhsal analiz anlatan kitapları okurken çok sıkılıyorum, yazarı seviyorum ama bir kadının yaşamından 24 saat kitabının Türk dizilestirilmis hali gibiydi. Hoşlanmadım. Ama kalem anlatım ana karakterin duygularıni çok güzel islemis. Ne cemilmis arkadaş...
İki Kadın İki Aşk
İki Kadın İki AşkSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2021298 okunma
Cumhuriyet
Sevinç Cumhuriyeti bekleyen büyük, acı, kanayan sorunları bir akşamlık olsun unutturmuştu. Oysa bir zamanların en kudretli, en uygar imparatorluğundan Cumhuriyet'e, kötü ve akıl dışı yönetim yüzünden, maddi bakımdan borca batık bir miras kalmıştı. Cehalet, yoksulluk, birçok konuda üzücü, utandırıcı gerilik, yönetici, uzman ve milli sermaye yetersizliği, büyük bir borç, Batı karşılığını aşağılık duygusu, Arapçılık, kadın erkek eşitsizliği, sağlıksız toplum, yetersiz eğitim, çağdaşı kanunlar, hurafeler, batıl inançlar, huzurlarına sürünerek girilen şeyler, Toprak ağaları, Ortaçağ'ın sürmesini, halkın uyanmasını asla istemeyenler, İngilizlerin kışkırttığı ve Sevr'in umutlandırdığı ayrılıkçılar yani Kürtçüler ile Lozan'ı affetmeyen emperyalist bir dünya, Güneybatı Anadolu'da gözü kalmış İtalya vb., vb. Cumhuriyet bu sorunları çözmek, bu zorlukları aşmak, bu düşmanları yenmek zorundaydı. Yenebilir miydi? Cumhuriyet karşıtları kıs kıs güldüler. Bu yeni, yoksul devlet, bu deneysiz yöneticiler ne bu büyük sorunları çözebilirlerdi, ne bu dev gibi düşmanları yenebilirlerdi. Haklı gibi görünüyorlardı. Ama bir şeyi unutmuşlardı: Yurtseverlik. Onun yenemeyeceği ne vardı?
Sayfa 342Kitabı okudu
EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN İLİM NEDİR?
👉9 Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'e göre ilim, "Malûm olanın, olduğu hal üzere bilinmesidir."(12) Bu yaratılmışların ilmidir. Allahû Teâla (cc)'nın ilmi ise; bir şeyin (eşyanın) aslının ne olduğunu ve ne olacağını kuşatması ve haberdar olmasıdır. 👉10 Kur'an-ı Kerim'de: "Bilmediğin şeyin ardına düşme. (Peşinden
Aşk sarhoş eder...
Aşık olmak, sarhoş edici bir duygudur. Aşkın kimyası üzerine yapılan araştırmalarda, aşk esnasında beyinde keyif verici, gevşetici, vücuttaki ağrıları giderici, morfin benzeri bir madde salgılandığı tespit edilmiştir. Tabii bu, insanın sevgi ve mutlulukla ilgili zihni melekelerini harekete geçirmesi ile mümkündür.
Sayfa 298Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.