Sosyalistlerin din hususundaki sözlerine birkaç örnek verelim:
1- Marks der ki: "Din, halkların afyonudur." "Allah beşeri yaratmamıştır. Bilakis, Allah'ı insan yaratmıştır/uydurmuştur."
2- Lenin der ki: "Din hurafedir, cehalettir." Üçüncü Gençlik Konferansı'nda Lenin şunları söyledi: "Biz hiçbir ilaha inanmıyoruz. Ancak şunu kesinlikle biliyoruz ki; kilisenin, burjuvanın ve feodallerin rableri bize ilah adıyla sadece sömürmek maksadıyla hitap ediyorlar."
3- Stalin 1937'de şöyle demiştir: “Şunun iyi anlaşılması gerekir: Din bir hurafedir. Allah düşüncesi bir hurafedir. Ve bizim yolumuz ateistliktir."
4- Sovyet kadın Brovda der ki: "Biz üç şeye inanıyoruz: Marks, Lenin ve Stalin'e. Şu üç şeyi de reddediyoruz: Allah, din ve özel mülkiyet."
Sayfa 690Kitabı okuyor
“Sevdiğim erkek beni aramıyor. Benden bıktı mı acaba?” diye
endişe eden bir kadın, uzun bir süre bu korkusunu yaymaya devam
ederse, karşı taraf bunu kendi fikri gibi algılar. Bir sabah
kalkar ve der ki:
“Öf, sıkıldım! Bugün de onu aramayayım. Biraz farklı bir eğlenceye
ihtiyacım var.”
Ya da aldatılmaktan korkan bir kadın, karşısındaki erkeğin
bilinçaltına aldatmayı yerleştirebilir.
Sayfa 82
Biri çıkıp tanıyorum tabi ki der mi acaba
Siz kusursuz olmayan bir kadın ya da erkek tanıyor musunuz?
Şair bu konuda şöyle der:
Anne öyle bir okuldur ki, toplum o okulu tesis ederse necip ve soylu bir millet tesis etmiş olur.
Hikaye odur ki, dünya güzeli Hz. Yusuf köle pazarında satılırken, yaşlı ve çirkin bir kadın Yusuf’a talip olur. Herkes alayla, “Hz. Yusuf’a talip olursun, hiç mi aynaya bakmadın” derler. Yaşlı kadın, “Ben de biliyorum Yusuf’a talip olmak benim haddim değil ancak Yusuf’a talip olanların arasında benimde adım geçsin istedim,” der.
Merhaba kitapseverler
#kilittaşı#semasoykan#roman#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#engelsizokurlaokuyoruz#alıntı
"Nasıl ki bir kemeri, köprüyü ,kubbeyi ayakta tutan kilit taşıdır, toplumların ailelerin kilit taşı da kadınlardır. Cesur, güçlü, azimli kadınlar .
Kilit taşı olmazsa kemer,köprü çöker ,
kadın olmazsa toplum..."
" İsteyen
Bana baktı ve sustu, anlaşılan benden bir cevap bekliyordu. Haksız değildi "sığmaz" dedim. Mecellede ifade edildiği gibi; "ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz" dedim. Pek anlamamıştı galiba yüzüme baktı. Yani dedim, Mecelle'nin 39. maddesidir bu. Bizde kadın üzerine konan kuralların çoğu aslında nassın değil örfün belirlemesiyledir. Bu mecelle kuralı da der ki zamandan zamana, mekândan mekâna, bölgeden bölgeye, yöreden yöreye, meslekten mesleğe değişiklik arz eden örfe bağlı olan hükümler de zamana, mekâna göre değişir. Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulmaz. Bu nedenle fıkhın da güncellenmesi gerekir.
Tencere kaynamaya başlayınca nohut, tencerenin üstüne fırlamaya, yüzlerce coşkunluk göstermeye koyulur.
“ Neden beni ateşe attın, kaynatıyorsun…. madem ki satın aldın, neye bu hallere uğratıyorsun” der.
Nohut pişiren kadın da nohuda kepçeyle vurup der ki:
“ Yok… güzelce kayna, tencereden çıkmaya kalkışma.
Seni sevmediğimden senden hoşlanmadığımdan kaynatmıyorum seni ki… bir zevkle, bir çeşniye sahip ol da gıda haline gel, yen, cana karış diye kaynatıyorum. Bu imtihan, seni horlamak için değil!
Bostanda sular içtin, yeşerdin, terü taze bir hale geldin ya… İşte o su içiş, bu ateşe düşmen içindi."
Mihri Hatun
Derler ki eksik akıllı olur kadınlar
Uygundur her sözünü boş saymak
Mihrî duacınızın zannı budur
Şu sözü der ol kâmil kişiler:
Ehl bir kadın iyidir
Ehl olmayan bin erkekten
Bir kadın ki zihni paktır
İyidir bin anlayışsız erkekten
Sayfa 42
Şakîk-i Belhî (ra) der ki :
"Öğrendiklerim arasından dört bin hikmetli söz seçtim.Bunların arasından da dört yüzünü seçtim. Bu dört yüzün arasından kırkını, kırk tanesinden de dört tanesini seçtim. Onlar şunlardır:
1. Kalbini bir kadına bağlama! Çünkü o kadın bu gün senin, yarın ise bir başkasınındır.Eğer ona boyun eğersen (yanlış yollara saparsan) cehenneme girersin.
2. Kalbini mala mülke bağlama! Çünkü mal mülk senin elinde bir emanettir; bu gün senin,yarın bir başkasınındır.O halde başkasının eşyası için kendini yorma! Malın sefası,keyfi başkasına,vebali ise sanadır.Çünkü kalbini mala mülke bağlarsan,ondaki Allah hakkını (zekât,sadaka vb.) ödeyemezsin. Kalbine fakirlik korkusu girer. Sonunda şeytanın kandırmacasına uyarsın.
3. Kalbini deşeleyen, tırmalayan şeyi terk et.Müminin kalbi adil bir şahit gibidir: Şüpheli bir durumda sıkılır, daralır. Haramdan kaçar. Helalde rahat ve huzur bulur.
4. Neticesini düşünmediğin hiçbir işi yapma.
