Bana, " Yunus!" dedi, parmağını kal­bimin üzerinde gezdirerek, "Burası kalbinin en değerli ye­ridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta, yoğun bir damla kandan iba­rettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih için­ de, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çır­pınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçala­rı bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur. " Bütün bun­ları bir yerden okur gibi söylemişti. Kimden dinlemiş ya­hut hangi kitaptan okuyup öğrenmişti elbette bilemedim. "Sevda, Yunus'um, sevda!.." diye devam etti sonra, yut­kundu ve mırıldandı: " O noktanın adına sevda demişler!.."
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye Laleli' den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor Bütün kara parçalarında Afrika dahil
Reklam
Savaş, İnsanın bedenini tüketiyordu, bir kara­ sevda gibi
Ruh Adam'da Dil ve Şiir: Ruh tahlillerinin ve bir psikolojik romanın bu kadar akıcı ve anlaşılır bir dille yazılmış olması, bana öyle geliyor ki, sadece Atsız nesrinin başarabileceği bir iştir. Eserde evet, işmizaz, muhayyele, muhassala, istihfaf, ihfâ, garâmî, cemad, tarziye gibi bugün artık seyrek kullanılan, gençler tarafından pek
Bilmem ki bu tılsım mı? muamma mı nedir Yarabbi! Nasıl dert? Kara sevda mı nedir Gündüz, uyanıkken bana bir hal oldu Bilmem, gözümün gördüğü rüya mı nedir
Sevda ile kara sevda arasındaki renk farkı ışıltılı kalbini de karartmaya başlamıştı. Kalbindeki bir damlacık süveydanın ne zaman ve ne kadar karardığını, aşkının ne vakit kara sevdaya evrildiğini bilemeyecek kadar tutkundu artık. Tarif edemiyordu, anlatamıyordu ama hissediyordu. Kalbinde bir sızı gibi, bir hüzün gibi, bir sevinç gibiydi ama tam olarak yaşadığı neydi, bilemiyordu. Bütün benliğiyle ve bütün hücreleriyle kuşatılmıştı, o kadar...
Sayfa 30 - Kapı Yayınları
Reklam
Kapıldım hüsnüne sevdim mağruru Şu kara bahtıma küsüyorum ben Doluya dönüştü sevgi yağmuru Hicranda yanıyor üşüyorum ben Yar onulmaz yara açtı bağrıma Bir gün olsun kulak vermez çağrıma Derman bulamadım gönül ağrıma Tükendi takatim düşüyorum ben Kalbimde mühürdür aşkın izleri Kurşundan beterdir yârin sözleri Silenim olmadı nemli gözleri Kendimde çağlayıp taşıyorum ben Kahrım kaderime tebessüm ile Sevda harmanında hissemdir çile Anlatır özlemi yüreğim dile Hasret yarasını kaşıyorum ben
Ne bir ses ne de haber gelmiyor artık senden Öylece kalakaldım da deli hasretinle ben Bir yabancı selamın ile hüzünlere daldım Kendi ellerimle ben beni kederlere saldım Sonunda bir oyuncak kara sevda aldım senden Yani değişmedim hâlâ, öyle biraz çocuk kaldım
Siyah bir mühür mü vardı kalbimizde?
Kara sevda demek, siyah bir mührür demektir. Sevdaya düşenlerin kalbinde mutlaka o mühür vardır.
Sayfa 57 - İletişimKitabı okuyor
BİLMEM ki bu tılsım mı? Muamma mı acep Yarabbi! Nasıl dert? Kara sevda mı acep Gündüz, uyanıkken bana bir hal oldu Bilmem, gözümün gördüğü rüya mı acep.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.