Ne tuhaf değil mi? Bir kitabın iki kapağının arasına sıkışıp kalmış gibiyiz. Sanki başka birinin öyküsünün içindeyiz, hatta ortasındayız. Bu insanı ürkütecek kadar tuhaf bir duygu.
Sayfa 177Kitabı okudu
Ne tuhaf değil mi ? Bir kitabın iki kapağının arasına sıkışıp kalmış gibiyiz. Sanki başka birinin öyküsünün içindeyiz ,hatta ortasındayız. Bu insanı ürkütecek kadar tuhaf bir duygu.
Reklam
Butler'ın Undoing Gender (“Cinsiyeti Çözme”) kitabı, türünün en tanınmışlarından biridir. On bir bölümden oluşan bu kitabı okumak benim için çok zor oldu. Öncelikle, cinsiyet ve cinsellik tekrarlamalarına sıkışıp kalmış, maneviyat başta olmak üzere her alandan uzak, başka boyutu olmayan bir varoluş, insanlık adına çok üzücü. Sonra, ilk
Bir kitabın iki kapağının arasına sıkışıp kalmış gibiyiz. Sanki başka birinin öyküsünün içindeyiz, hatta ortasındayız. Bu insanı ürkütecek kadar tuhaf bir duygu.
Sayfa 177 - Altın KitaplarKitabı okudu
Okumaktan hangi hakla sözediyoruz? Okuma terbiyesinden önce, çok daha mühim, çok daha âcil disiplinlere muhtacız. Böyle bir ruh haleti içindeki insanlar nasıl, neyi okuyabilirler? Büyük bir yazarın tek satırını anlamaları imkânsız. Kendini yığın hâline getiren bir millet payidar olamaz. Tek kaygısı para olan bir yığın yaşayamaz. Düşünceyi küçümsüyoruz. Kitaba harcadığımız parayı, atlar için harcadığımızla kıyaslarsak, yerin dibine girmemiz gerekmez mi? Kitap sevene, kitap delisi diyoruz. Kimseye at delisi dediğimiz yok. Kitap yüzünden sefalete düşen görülmemiş. At uğrunda iflas eden edene. İngiliz milletinin içkiye verdiği para, kitaba verdiğinin kaç misli, hiç düşündünüz mü? En güzel kitap bir kalkan balığı fiyatına. Alan nerede? Umumi kütüphaneler resmî ziyafetler kadar pahalıya mal olsa idi hükümetimizin daha çok iltifatına mazhar olurdu şüphesiz. Kitaplar bileziklerin onda biri kadar etse beyefendilerimizle hanımefendilerimiz arada bir okumak hevesine kapılırdı belki. Birçokları kitabı ucuz olduğu için almaz. Düşünmez ki kitabın tek değeri okunmasındadır. Bir değil birçok defalar okunmasında, çizilmesinde, tanınmasında. Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu. Bizi helak eden ne ahlâksızlık, ne bencillik, ne kafamızın ağır işlemesi. Bir öğrenci kayıtsızlığı içindeyiz. Hoca tanımadığımız için yardım görmemize imkân yok.
Ne tuhaf değil mi ? Bir kitabın iki kapağının arasına sıkışıp kalmış gibiyiz. Sanki başka birinin öyküsünün içindeyiz ,hatta ortasındayız. Bu insanı ürkütecek kadar tuhaf bir duygu.
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.