Seneler önce seyrettiğim Koku filminin uyarlandığı kitabı ancak okuyabildim. Patrick Süskind bizi 18. yy Paris’ine götürüyor romanında.
Paris'te bir balıkçıda çalışan hamile bir kadın daha önce beş defa yaptığı gibi, iş arasında, tezgah altında doğurmuştur Jean-Baptiste’i. Balık artıkları arasında bıraktığı bebeği neden sonra fark edilir.
İnsanın yüreği ve kafası var...
İnsanın elleri...
İnsan?
Ne zamanki,
nerdeki,
hangi sınıftan?
Onların insanları,
bizim İnsanlarımız.
Ve her şeye rağmen
yeni bir dünya için yapılan kavga.
Sonra sen
ben
bir kırık küvet
ve benim
kendime karşı duyduğum merhamet...
Altı ay kadar geçti aradan.
Bir gece karı koca denizden dönüyorlardı.
Gökte yıldızlar, ağaçlarda yaz meyveleri vardı.
Fahire birdenbire durdu
baktı muhabbetle kocasının gözlerine
ve suratına tükürür gibi bir tokat vurdu.
Süleyman'ın karısı Fahire
şunları anlattı kocasına ertesi gün :
— ... Dayanılmaz bir acı halindeydi
kendime karşı duyduğum merhamet,
ölmeye karar verdimdi, Süleyman...
Annem, çocuklarım ve en önde sen
bulacaktınız karda ayak izlerimi.
Bekçi,