Ah benim elleri kitap kokan sevgili dostum…
Sevgili dostum... Bugün yokluğunun yüzüncü günü. Geçen yüz gün boyunca seni aramadığım yer kalmadı. Sen kitapları çok severdin ve ben de bu yüzden ilk olarak seni kitaplarda aramaya başladım. Belki yemyeşil kırlardan koparılmış ve kitabın arasında kurutulmuş masum bir papatya gibi sen de bir kitabın sayfaları arasında kalmışsındır. Belki de çok
Sayfa 47
Yağmur yağınca gözlerinin bulutlardan süzüldüğünü hissediyor. Bir menekşe beliriyor ufkun en bulanık noktasında; bir gün beyaz ve masum, bir gün siyah ve mahzun, bir gün yeşil ve sarı ve mavi ve kırmızı.
Reklam
Belki de her şeye rağmen insanlar birbirlerinden o kadar da farklı değildi, sadece sınırlarla ayrılmışlardı, gerçek ve hayali sınırlarla..
Bir menekşe beliriyor ufkun en bulanık noktasında; bir gün beyaz ve masum, bir gün siyah ve mahzun, bir gün yeşil ve sarı ve mavi ve kırmızı. Bir menekşe sokuluyor içine, "Merhaba!" diyor boynu büküklüğüyle. Gözleri sızıyor yanaklarından.
Şehirdeki çiçekçi dükkanlarını dolduran rengarenk çiçekleri gördükçe içim burkulur. Hepsinde Yaratanın kudret damgasının güzelliğini görürüm. Görürüm amma, bir de çiçeklerde bir gariplik, bir yalnızlık sezerim. Ha gurbetteki çaresiz insan, ha kafesteki zavallı kuş, ha akvaryumdaki yavru balık, ha da hapishanedeki masum gelin. Ne fark var bunlar arasında? Hangisi ait olduğu yerde bulunuyor? Hiç birisinde renk, şekil biçim çirkinliği yoktur. Bu güzel varlıkların çirkin yerlerde tutulması çirkindir. Belki de bunlar "küçük meseleler" diyeceksiniz. Büyük meseleleriniz nerden başlar acaba? İnsanı en büyük varlık yapan hususiyetler boyunun uzunluğu mu, bedeninin ağırlığı mı? İnsanolmak küçük mesele değildir. Bizim dağlarda kaya menekşesi dediğimiz bir menekşe türü var. Susuz, topraksız sarp kayaların yarıklarında biter. İnsan boyunun ulaşamadığı yerlerde. Burçak burçak kokar. Güneş gören yerlerde açık mavi, güneş görmeyen yerlerde açık eflatun renginde. Tohumu toprağa dökülür bitmez. Engin kayalara dökülür bitmez. Kökünü saksıya alırsınız yetişmez. İnsanlara kafa tutan bu menekşeyi çokseverim. Ne var ki diğerleri onun gibi olamıyorlar. Güzelliğine sahip olmamak ne acıdır.
OCAK YAYINLARIKitabı okudu
Ne güzel şey güneşin penceremi aydınlatan ışığında sana rastlamak. Mor menekşe kokusunda sana merhaba demek. Bir gölge misali ellerin yatağımın başucunda. Gözlerin bir martının kanatlarına tutunup gelmişçesine, masum masum bakıyor gözlerime. Pencereyi aç, rüzgâr kokunu savursun odama. Tut ellerimden kaldır beni! Bahçemdeki erik ağacının çiçek
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.