Tek kişilik yalnızlık şarkısıyım Söyle beni Ölü bir güvercin taşıyorum içimde Anla Yitik, adressiz Avuntularla dolu bir mektup gibiyim Konuşmak ağlamak demek bana
Zübeyir Kındıra
Zübeyir Kındıra
5/6 Mart 1920 gece 1.30
Arslancığım, güzelim, Naciyem! Bugün bol bol senden bahsedildiğini işiterek hem müteselli, hem de müteessirim. Hayriye Hanım, Berlin'e geldi. Saatlerce sizden bahsetti. Çocuklarımı anlattı. O anlatırken zorla gülüyor, mahzuz görünüyor, fakat için için ağlıyordum. Ah! Ne olur Hayriye Hanım yerinde sizinle karşı karşıya otursaydım.
Reklam
internet bağlantısında bir sorun yok, farklı internet sitelerine giriş yapmakta da sorun yaşamıyorum.. ama dergiparka giremiyordum.. sorun bende sanıp kendi kendime; 'böyle teknoloji özürlüsü olursan elinin altındaki siteye girmeni engelleyen nedeni bulamazsın işte..' diyordum, meğer sitede çalışma sebepli kesinti varmış.. lol. x.com/DergiPark/statu... siteden de fethi tevetoğlunun harbord raporu çalışmasını indirecektim.. general harbord sivas kongresi sonrası anadoluya ermeni soykırımı iddialarını araştırmaya geliyor, Mustafa Kemal ile görüşüyor.. oradan kafkasyaya gidiyor, general harborda 24 eylül 1919da rumeli müdafaa-i hukuk cemiyetinin kuruluş sebepleri ve teşkilatı ile son durum, ermeniler, bolşevizme ve bolşeviklere karşı görüşü konuları hakkında anlattıklarını rapor olarak yaverlerinden nuri beyle samsuna gönderen Mustafa Kemal (harbord kafkasya dönüşünde samsuna uğrayınca mektupları teslim alsın diye) canik mutasarrıfını bilgilendiren osmanlıca bir yazı yazıyor. (ilk görsel -günümüz türkçesi, ikinci görsel-) devamında Mustafa Kemal ayrı olarak general harborda da durumu açıklayan latin harfleri ile başka bir mektup yazıyor.. (orijinal mektup üçüncü görsel -günümüz türkçesi, dördüncü görsel-) bu arada #242295402
Aslında Nazım Hikmet; Münevver'e olan sevgisi, Galina'ya olan bağlılığı, Vera'ya karşı olan tutkusu ve Piraye'ye olan aşkıyla yüzlerce mektup yazmış, ayran gönüllü bir şairimizdir.
Ölüm, şimdi de bütün giysilerinden arınıp çıplak bir mermi olmuş, daracık sokakların yıkık duvarlarından sekip duruyor. Bağrına başını yaslayacağı delikanlıları arıyor çıldırtan bir soğukkanlılıkla. Öylesine inatçı ki; bitmek tükenmek bilmeyen bir sabırla dolaşıyor sokaklarda. Başıboş, vurdumduymaz; aldırmadan hiçbir gözyaşına ve yakarışa, yürüyüp duruyor aramızda. Ne yarım kalmış bir mektup ne imrendiren aşklar ne de oğlu gelmeden yemeğe oturmayan anneler; hiçbir şey yolundan çeviremiyor inatçı ölümü. Umursamadan, başını tezgâhından ayırmayan bir işçi gibi her şeye ilgisiz kol geziyor sokakta. Sokağa çıkmaktan korkuyorum. Sana gelemeyişim bu yüzden.
Kraliçenin Pireleri
Kraliçenin Pireleri
... kolunu kopardığım pencereyi takıyorum gözlerime arkamdan dertlenip bir sigara daha yakan kapıya asıyorum bir iki kırmızı mektup kimse gelmez elektrik faturasını getiren postacı okusun istiyorum onları postacı okusun... bana küfrederek intihar etsin istiyorum! ...
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.