Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Insanın bir başkasını, hatta sırf kendini bile tanıması mümkün mü ki?
Aşağıda verilmekte olan egzersiz aracılığıyla duyusal algıyı deneyimleyip anlayabileceksiniz. Bu satırları okurken bulun- duğunuz yerde olabilecek en rahat pozisyona geçin. Bedeninizin şu an sizi taşımakta olan yüzeyle temasını hissedin. Teninizi hissedin ve giysilerinizin teninizle nasıl temas ettiklerini fark edin. Teninizin altını hissedin - ne tür hisler var orada? Şimdi yavaşça bu hisleri hatırlayarak düşünün: kendinizi rahat hissettiğinizi nasıl anlıyorsunuz? Hangi fiziksel hisler bu genel rahatlık duygusuna katkıda bulunmakta? Bu hislerin daha çok farkına varmak sizi daha fazla mı rahatlatıyor yoksa daha az rahat mı hissediyorsunuz? Zaman geçtikçe değişen bir şey oldu mu? Bir süre böyle oturun ve rahat hissetmeye dair duyusal algının keyfini çıkarın. Iyi!
Reklam
Köpekbalığı, pullarının içinde neredeyse kaybolana kadar gözlerini kıstı. "Bu tıfıl ejderhanın çalıntı kraliyet yumurtasından çıktığına seni inandıran nedir?" diye Girdap'a sordu. "Neden sordun, yoksa çok mu yumurta kaybediyorsun?" diye araya girdi Tsunami. "Belki de bu savunmanın sorumlusu her kimse çok da iyi bir iş çıkarmıyordur. Dur biraz, o sendin, değil mi?"
Gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! Bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onların verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taamüden işlediğiniz suçları da. Bedelinde biliyorum size çek yazmam yakışık almaz bunca kaybolmuş talan parayla ölçülür mü ya?
Sayfa 236 - Tam İstiklal YayıncılıkKitabı okudu
Bir Türk için İzmir ne ise Sivas da odur. Diyarbakır ne ise Samsun da odur. İzmir zaptolundu mu, bütün Anadolu'nun ilmiği düşmanın elinde demektir.
İnsanoğlunda, doymak bilmez bir iktidar hırsı yaratan şey nedir? Yaşamsal enerjilerinin gücü mü, yoksa temelde yaşamı kendiliğindenliği içinde, sevgiyle yaşama yetersizliği ve zayıflığı mı? Bu karşı durulması güç isteklerin gücünü oluşturan ruhbilimsel koşullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koşulların dayandığı toplumsal koşullar nelerdir
Reklam
Okuyucusuna boyun eğmeyen bir yazar :))
Ya yazdıklarımı zihninizden "Benim kafam çalışmıyor mu? İsmet Özel'in yazdıklarını anlama seviyesini niçin tutturamıyorum?" suallerini geçirerek okuyorsunuz veyahut 2) benim yazdıklarımı teftiş gayesiyle okuyor, İsmet Özel fikriyatına müfettiş edasıyla yaklaşıyorsunuz.Başka ihtimaller yok mu, olamaz mı ? Hayır, yok ve olamaz. Eğer olsaydı ne yaptığım fark edilecek, benim o fark edenlerle şu veya bu aşamada teşrik-i mesai içinde bulunmam da vaki olacaktı. Seneler boyu yazdıklarım niçin benim birileriyle fikirbirliği içinde hareket etmemi sağlayamadı?
Sayfa 229Kitabı okudu
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Eğer çok özgürseniz güvenlik şartınız düşer. Konfor ararsanız özgürlüğünüzden fedakârlık edeceksiniz. Osmanlı size bir şehir konforu sağlıyor ama özgürlüğünüzden geri adım atıyorsunuz. Şu an dünyada dizginlenemez bir özgürlük var, peki bu özgürlük insanlara huzur getiriyor mu? Hayır getirmiyor. Küreselleşme sonsuz özgürlük istiyor ki nefs-i emmarenin önü açılsın, bu sayede tüketim artsın.
Sayfa 39
Kur'an ve ihlas
Kur'ân ve Sünnet penceresinde kendinizi görmeye ne dersiniz? Kur'ân nerede? Biz nerede duruyoruz? Meşrûiyetini Kitâb'dan alan bir duruş mu yoksa Kitâb'a rağmen bir duruş mu?
"Hayatın aslında tatlı sıkıntılarından kurtulmaya karar veren bir insana acaba değişik bir açıdan bakmak mümkün mü diye bakalım. Zira yalnızca empati kurduğumuzda bir konuyla ilgili olarak konuşabilme onuruna sahibiz.”
Reklam
Habire değiştirdiği iyilik meleği maskelerinin bir sonu yok mu?
Winfrey çocukluğunda mücadele etmek zorun­ daydı. Annesinin, elindeki kitabı çekip alırken ona "Sen bir kitap kurdundan başka bir halt değilsin!" diye bağırdığını anlatmıştı. "Kaldır kıçını da dışarı çık! Diğer çocuklardan daha iyi olduğunu mu sanıyorsun? Bana bak, seni kütüphaneye falan götüremem!
Fakat, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı?
«Dönüşüm bir karakterin hikâyesinin devam etmesidir: Ceza da olabilir, armağan da. Yazılı sözcük de aynı güce sahip midir, kelimeler bizi değiştirebilir mi? Yazmak ve okumak bizi dönüştürür mü?»
Sayfa 75
Çok eskiden beri hiç ama hiç kimsem olmadı, diğer herkesin bir kim­sesi oldu, benim olmadı, hiç değilse ben olmadığını biliyordum, diğerleriyse hep benimde bir kimsem olduğunu öne sürüyorlar­dı durmadan, seninde bir kimsen var diyorlardı, oysa ben kesin­likle emindim birinin olmadığına, belkide bu düşünceydi ege­men olan, mahveden, kimseye gereksinim duymamam yani. Ben bir insana gereksinimim olduğunu sanıyordum, bugün bile öyle sanıyorum. Gereksinimim yoktu, dolayısıyla da kimsem yoktu. Ama doğal olarak bir insana gereksinimiz vardır, yoksa kaçınıl­maz biçimde benim şimdiki durumumda buluruz kendimizi: yorucu, dayanılmaz, hasta, kelimenin tam anlamıyla imkansız. Ben hep tamamen yalnız kalarak, herhangi bir insan olmadan zihinsel çalışmamı sürdürürüm sanıyordum, bunun yanılgı olduğu ortaya çıktı, ama gerçekten de birine gereksinimimiz oldu­ğu da yanılgıydı, bu iş için bir insana gereksinimimiz var ve ge­reksinimimiz yok ve bazen gereksinimimiz oluyor bazen de ol­muyor ve bazen oluyor bazen olmuyor aynı zamanda, bu gerçek­lerin en saçması şimdi, bugün gene kafama dank etti; birine ge­reksinimimiz var mı yoksa gereksinimimiz yok mu hiç bilemeyiz ya da aynı zamanda birine gereksinimimiz var mı yok mu ve hiçbir zaman gerçekte neye gereksinimimiz olduğunu asla bil­mediğimiz için mutsuzuzdur ve dolayısıyla istediğimiz ve bize doğru görünen anda zihinsel bir çalışmaya başlayamayız.
Sayfa 22 - evet bugün yine kafama dank ettiKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.