Yazmayı yeni öğrenen çocuk gibi,nokta bile koysam adına yazılan bir şiir gibi.
Toprak İkindisinde
Yollar beni bulmalı, şu ahir vakti sorguya sual. Bir cevabın peşinde yüz yıl konuşturan divanelikte ne? Mecali ertesi yarındaki kelamı yangına mı okutmalı? Kül oldum güldür kelime, bir kıvılcımın yeter sözü dikenlere. Batan güneşe yönü sormalı, tepede nokta kalana devasayı. Dağın kıyısında karınca azmi, dünyada insan hali, Toprak ikindisinde, yer içinde diri yer üstünde ölü. Ne muazzam ikili, ne zıt ne eğri nedir dengi? Ahsen Tosun
Reklam
İnsanı diniyle sınayan sözler ve cümlelerle sarılı bir film. "Onların yolu mu yoksa benim inancım mı? Kim haklı? Doğru yol neresi? Sorgulamalı mı yoksa dinine bir bütün inançla bağlı mı kalmalı?" Sorular ve sorular... Bir Müslüman, bir Hristiyan vs. her zaman sorgulamaktan korkar. Bu yüzden dışlanmaktan, taşlanmaktan korkar. Oysa bir insan aklındaki şüpleri araştırıp nokta koyduğu zaman dinine bir bütün olarak bağlı kalır... Araştırmaktan korkmamalı.
Çünkü devrimci Mustafa Kemal ölümü sonrası yerini muhafazakar, olduğu yerde duran Atatürk’e bıraktı. Devrimlerinde yanında olmuş silah ve yol arkadaşları bile devrimci Mustafa Kemal’in hayaletiyle dövüştü. Belki de mecburlardı. Devrimci bir Atatürkçülüğün neler yapabileceği kestirilemezdi. "Köylü milletin efendisidir" sözüne sığmayan bir
Şüheda

Şüheda

@ihtiyarbalikcinin_hissettigibi
·
13 May 10:02
Genç kuşaklara devrim deyince akıllarına Lenin, Mao, Guevara, belki Yaser Arafat geliyor da, Atatürk gelmiyor. Devrim tarihi daha yarım yüzyılı doldurmadan ve daha onun başlangıcında tanımlanmış amaçlarına ulaşmadan başka ufuklardan medet uman bu devrimciler niçin ortaya çıkıyor? Kurtuluş Savaşı'nı iyice öğrenmeden Çin devrimini öğrenmek nasıl bir düşünce düzeyinin ürünüdür? Ve Kurtuluş Savaşı'nda çarpışıp Gazi'yi hayranlıkla bağrına basmış adamın oğlu nasıl Atatürk düşmanı oluyor?
Kendimi bir nokta olarak gördüğümde, bir bakmışım ki anlamlı bir cümlenin sonundayım…!
Yunus Emre
Yunus Emre
"Epiktetos'un söylediği gibi: Bir cesedi sırtlanmış küçük bir ruhsun sen." Dokunduğum her şey ölmeye mahkum. Ben de. Çevremiz, dünya ve evren zamanla bozunur, dengesini kaybeder. Bir daha eski haline dönemez. Atomlarımızdan başlayarak bir saniye öncesinden çok farklıyızdır. Geçmiş artık değiştirilemez. Fakat geçmişe dokunduğun sevgi, bilgi ve ilgi sonsuza kadar yankılanır. Sadece yıldırım, deprem, sel, kurşun, hastalık öldürmez. Sözler de öldürür. Sözler de bizi öldürdü. Sussuzluk bir çiçeği kurutmaz, bazen fazla güneş de kurutur. Bir çiçeğe ruh veren kokusudur. Ya insana ruh veren nedir sevgi bilgi ve emek dışında. Şimdi karanlık bir öykünün sayfaları içinde nerede biteceğini bilmeden yürüyen cümleleriz. Henüz son nokta konulmadı.
Reklam
Tüm kızlar hayatları boyunca en az bir katil tanımıştır(nokta)
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.