272 syf.
8/10 puan verdi
Uzun bir aradan sonra Soseki okudum ve bu yüzden hakkında konuşmadan duramam, evet~ Sanşiro'nun konusunun ne olduğuna dair uzun bir açıklama yapmaya gerek yok aslında. Her yerde basitçe belirtildiği gibi 23 yaşında, taşralı bir gencin Tokyo gelişini ve orada kurduğu arkadaş çevresini anlatıyor. Böylece roman sakin bir ortamda geçiyor ve
Sanşiro
SanşiroNatsume Soseki · Maya Kitap Yayınları · 2017336 okunma
199 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 15 days
Öfke sandığımdan daha fazla hayatıma dahilmiş ve aynı zamanda hiç bilmediğim alanlara kapı aralıyormuş. Örneğin anneannemin yaşadığı bir olay annemin etkilenmesi üzerine benim tam o yaşta kriz geçiriyor olmama neden olabilirmiş. Tavşanın suyunun suyunun suyu gibi bir şey. Psikoloji beni şaşırtıyor doğrusu. Kitap tam da psikoloğumda “güçlü olmak” üzerine konuştuğumuz sürece denk geldi ve bana çok fazla şey kazandırdı. Bu da Allah’ın bir lütfu olacak :) Sağlam kafayla belki daha sonra tekrar okuyabilirim. Bazı noktalarda çeviriden mi yoksa yazarın tarzından mı bilemiyorum anlamak için çok can çekiştim bu sebeple birkaç nokta kafamda silik kalmış gibi hissediyorum. Doğaçlama takılacağım, herhangi bir planlamayla okumak istemiyorum. Elbet elime aldığım an ona ihtiyaç duyacağım an olacaktır. Teşekkürler, baylar.
Öfke Dansı
Öfke DansıHarriet Lerner · Varlık Yayınları · 20192,714 okunma
Reklam
74 syf.
·
Not rated
Kitap; Gregor Samsa'nın bir sabah düşlerinden uyandığında kendini yatağında, kocaman bir böceğe dönüşmüş olmasıyla başlıyor. Girişi sayesinde çoğunluk tarafından merak edilip okunması gayet normal. Herkesin kesinlikle okuması gereken, içinde bulunduğumuz toplumu, aile yapımızı, en başta da kendimizi sorguya çekmemizi sağlayan bir kitap. İlk
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224k okunma
266 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 19 days
Haçlı Seferlerine Başka Bir Açıdan Bakış
Tarih, kitapların haçlı seferlerinin sebep-sonuç ilişkisi içinde ezbere dayalı öğretisinden öğrendiğimiz bir konu iken bu kitap ile farklı bir bakış açısı kazandım. 1. Haçlı seferinin dağınık, düzensiz yapısı ile frenklerin İznik üzerinden gelişlerine tanıklık edip Anadolu içindeki beyliklerin kendi çıkarları doğrultusunda birlik beraberlik olamayışlarına tanıklık ettim. Antakya’nın tarihi sahnede ne kadar mücadele verdiğine, hem doğal güzellikleri hem de stratejik konumunu çok iyi kavramanıza sebep olan anlatımıyla etkilendim. Ardı arkası gelmeyen haçlı seferlerine karşı müslüman, arap, hristiyan grupların her defasında kendi stratejileri doğrultusunda saf değiştirdiklerine, meydan okumalarına, tam kazandık dediğimiz anda içimizden çıkan bir hainle yeniden yenildiğimize, kazanılan zaferlerin sarhoşluğu ile elinizde tutamadığımız iktidar kayıplarımıza şahit oldum. Tarihi sahnelerin geçtiği Trablusşam, Akka, Antakya, Mescid-i Aksa, Urfa, Harran, Musul, Halep, Asi Nehri tüm halkı ve arazi şartlarıyla karşımıza serildi. Kılıç Arslan ile başlayan kitap; Çaka Beyi, Yağısıyan, Dukak, Kürboğa, İlgazi, Belek, Zümrüt Sultan, Zengi, Eyyübilerin Lideri Selahattin gibi liderlerin özelliklerini, zaaflarını, savaş stratejilerini anlatarak tarihe ışık tutmaktadır. Kitap bittiğinde meğerse ezberci yaklaşımla hiçbirşey bilmediğimin farkına vardım. Sıkıldığım tek nokta yerlerin ve liderlerin çok değişkenlik göstermesiydi. Farkettiğim diğer konu hep dini korumak adı altında iktidari gücü elinde bulundurma hırsı ve kazandıktan sonra rehavete kapılarak içkiye ve hareme yönelme eğilimiydi. Kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20221,819 okunma
361 syf.
·
Not rated
Tasavvufu değişik
Tasavvufa değişik bakış açılarıyla bakmanızı sağlayacak güzel bir roman ”Bana,”Yunus!” dedi, parmağını kalbimin üzerinde gezdirerek “ burası kalbinin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta yoğun bir damla kandan ibarettir. Adına ‘süveyda’ yahut ‘sevda’ derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih içinde, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241.8k okunma
324 syf.
8/10 puan verdi
Yeni bir başlangıç yapmak için kırsala taşınan bir çift, evde bulunan bazı tuhaf nesneleri görünce paniğe kapılır. Evin tadilatını yapan işçiler, duvarı yıkarken voodoo bebeği bulurlar. Mutfakta bulunan kavanozların içinde görenleri tedirgin eden tuhaf şeylerle doludur. Çift, evin bir önceki sahiplerini araştırırken, dönüşü olmayan bir yola girdiklerinin farkında değillerdir. Bu kurguya benzer çok kitap okuduk. Kimini beğendik kimi bizi hayal kırıklığına uğrattı. Ben çok beğendim. Hani bazen yüzerken “açılmasam iyi olacak” dersiniz ama bir kulaç bir kulaç daha derken kendinizi kıyıdan çok uzakta buluverirsiniz ya, işte bu kitapta öyleydi. Bir sayfa bir sayfa daha okuyayım derken, bir bakmışsınız kitap bitmiş. Kitapta eleştirdiğim tek nokta duygular. Net bir şekilde hissedebilmek isterdim. Bir de daha yaratıcı bir son beklerdim. Daha inandırıcı. Ama olsun, okuttu mu? okuttu. Akıcı mı? Hem de nasıl. Gizemli mi? Sonuna kadar. Eh ne duruyorsunuz, atın sepete gitsin.
Beni İçeri Al
Beni İçeri AlClaire Mcgowan · The Kitap · 20245 okunma
Reklam
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 16 days
Alice Miller, bu kitabında kendi çocukluğundan yola çıkarak bir şeyler yazmış. Değindiği konular hoştu. Freudcu bakış açısından uzak ve olması gerektiği gibiydi bana göre. Zaten kendisi de Freud ekolünü kabul etmediği için Psikanalist Birliğinden ayrılmış. Bu konuda kendisine katılıyorum. Ama Freud'un da birkaç nokta atışı olduğu yerler de var tabii. Tabii yine de çok sevmem kendisini #k
Alice Miller
Alice Miller
:39835 Kitap genel olarak güzeldi. 5 üzerinden 4 puan verdim. Yazar kitabı önce 79 yılında sonra da 96 yılında tekrar yazmış. Elimdeki kitap da 96 yılında yazılmış içerikten olusuyormuş. Tüm psikolojilerin aslında çıkış noktasının en nihayetinde bebeklikten başladığını anlatıyor kitapta. Tabii yer yer kendiyle çeliştiği cümleler de vardı. Zaman zaman kopuk, zaman zaman kendine çekici cümleleri var. İşini iyi yapmayan terapistleri eleştiren bir kitap aynı zamanda. Hermann Hesse'i otobiyografik ve psikolojik olarak degerlendirmesi ve kitaplarından bahsetmesi de ayrıca güzeldi. Dikkatimi çekti, o kitapları da en yakın zamanda alacağım. Psikoloji anlamında hoş bir kitaptı. İlgilinin bilgisine
Yetenekli Çocuğun Dramı
Yetenekli Çocuğun DramıAlice Miller · Profil Yayıncılık · 20213,055 okunma
363 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Tara Westover... Kendi hayatını anlatan yazarın etkileyici ailesi... Otobiyografiler içinde en etkileyici olanlarından benim için... Okula gitmeden verdiği mücadele ve geldiği nokta müthiş... Azim ile doğru bildiği yolda ilerleyen Tara çok sıkıntı çekiyor... Ailesi özellikle babası ve Shawn tam bir psikopatlar bence... Yaşadıklarından sonra destek almaya başlıyor ve bir yılda anca kendini topluyor... Sorun ise onları silmekle bitiyor... Annesi ile görüşmek istese de annesi hep babasını dinliyor... Bu da okuyucu olarak beni çok etkiledi... Güzeldi... okunur...
Talebe
TalebeTara Westover · Domingo Yayınevi · 20193,175 okunma
127 syf.
8/10 puan verdi
Bir kadının arkadaşının isteğiyle kızını yetiştirmesi için verdiği 15 maddelik önerilerden oluşuyor. Her maddede bundan sakın bunu uygula minvalinde cümleler var. Feminizmi en net, en yalın haliyle aptala anlatır gibi anlatmış. Feminizm ile ilgili doğru bilinen yanlışlar da anlatımla ortaya çıkıyor. Bazı cümleleri var ki nokta atışı yapmış.
Feminist Manifesto
Feminist ManifestoChimamanda Ngozi Adichie · Doğan Kitap · 20191,383 okunma
724 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 days
Çemberin dışında mısınız?
Ya dışındasın çemberin Ya da içinde yer alacaksın Kendin içindeyken kafan dışındaysa Çaresi yok kardeşim Her akşam böyle içip kederlenip mutsuz olacaksın Bu kitabı okurken Murathan Mungan’ın “Çember” adlı şiirini düşündüm durdum.Çemberin içinde var olmaya çalışırken kendisi gibi olamadığını fark edip mutsuzlaşan ve yalnızlığı tercih eden Selim aile, evlilik ve toplum ezberlerinin çok ötesinde bir zihin yapısına sahiptir. Oğuz Atay Selim karakteri ile bize Tutammayan bir insan profilini bütün çıplaklığıyla sunar. Selim’i okurken onun bu yalnızlığının ne kadar onurlu ve haklı bir yalnızlık olduğunu fark ederiz. Diğer taraftan diyalektik bir bakış açısıyla Oğuz Atay iş ve aile bütünlüğünü koruyabilen Turgut Özben karakteri ile hayata tutunabilmiş bir bireyin zamanla Selim’i daha yakından tanımasıyla bir Tutunamayana dönüşmesini görürüz. Kitabı okumadan önce duyduğum şehir efsaneleri benim bu kitapla ilgili korkularımı tetiklemişti oysaki okuduktan sonra kendi adıma duyduklarımın yersiz olduğunu düşündüm.Kitapta en sevdiğim bölümler kitabın sonunda yer alan Tutunamayanlar ansiklopedisiydi, Oğuz Atay’ın inanılmaz bir hayal gücü var, bu hayal gücü ona “disconnectus erectus “adında tutunamayan bir hayvan türü icat ettirir ve bu hayvanın yaşam şekli, sosyal ilişkileri ve yeteneksizlikleri konusunda bir ansiklopedik bilgi oluşturacak kadar okuyucuya bilgi sunar. Öyle ki bu bilginin gerçek olup olmayışı konusunda kuşku duyup internetten araştırdım. Kitapla ilgili söyleyebileceğim tek olumsuz nokta başlarda belli bir kısımda Osmanlıca bir bölümün oluşuydu. Çemberin dışındakilere selam olsun.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062.1k okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.