- «Peki böyle bir vakitte ve niçin Kur'an okunuyor?» O zaman bana «bir yaşıma daha girdim» dedirtecek kadar acayip bir şey anlattılar. Ailenin (veya ailelerin) en büyüğü olan adam, öldükten sonra kıyamet günü gelinceye kadar ruhuna Kur'an okunmasını vasiyet etmiş. Bunun için yetecek kadar serveti vakfetmiş. Onun için her gün sabahtan akşama kadar durmadan Kur'an okunuyor. Meğer benim kulağıma gelen ses bu okunan Kur'an sesi imiş. Kur'an okunan yeri görmek istediğim için beni Kur'an odasına götürdüler. Bu oda, penceresi bir yanı açık dikdörtgen biçimi binaların ortasındaki meydana nazır. Kur'an okuyan adam bu pencerenin içinde okuyor, böylece hepsi Kur'an sesini duyuyorlar. Odada 12 tane hasır var. Her hafız pencerede okuyor bir saat. Onun sırası bitince başka bir hafız alıyor; sırası biten hafız gidip hasırının üstüne uzanıyor. Yemek zamanlarında uşaklar tabla getiriyorlar; boş olan hafızlar, Kur'an okunadursun, yemeklerini yiyorlar. Yan gülmekten, yarı hayretten çatlayacağım. Sanki Amerikan «mass production» usulü ile Kur'an okuma. Bilmem hiç bir Müslümanın aklına böyle bir şey geldi mi? Acaba adam hayatında böyle seri halinde günah mı işlemişti ki ahirete gidinceye kadar mezarında Kur'anın sayesinde kendini cennete hazırlamayı düşünmüş?
Sayfa 160 - Çağdaş Yayınları
Bir oda, içinde bir saat sesi. Hayatın sırtımdan giden pençesi, Ve beni mazi ye götüren bir el, Eski günlerimiz, sessiz ve güzel... Bulduğum kayıplar, her günkü yerin,
Sayfa 29 - BİR ODA, BİR SAAT SESİ
Reklam
Bir oda, içinde bir saat sesi Hayatın sırtımdan giden pençesi, Ve beni maziye götüren bir el, Eski günlerimiz, sessiz ve güzel...
Ziya Osman Saba
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Hikâyeyi, Bern Büyükelçisi Taner Baytok'un kitabından özetleyerek aktarıyorum... Bir diplomatımız eşiyle birlikte Selanik'e gitmek için Yunan sınırına gelirler. Sınır kapısından geçiş uzayınca, bir otelde kalmaya karar verirler ve mecburen yolları bir köye düşer. Köyün meydanındaki kahvehanede otururlarken, yan masada, kendilerinin
Sayfa 89 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / bu toprakların hikayesiKitabı okudu
Reklam
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.