Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitaplar
Ben eskiden çalışırdım. Markette, cafede, fabrikada... Sonra bir gün Oğuz Atay'ın ''Tutunamayanlar'' adlı kitabını okudum. Bıraktım çalışmayı. Çünkü, bir yerde çalışmam sadece beni ilgilendiriyordu, oysa ben bütün insanları ve dünyayı ilgilendiren şeyler yapmak istiyordum. Bunun için öncelikle düşünmem lazımdı. Düşünmek için de avare olmak en
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Reklam
Seni tanımadan önce bilmezdim aşkın kuşatıcılığını, saflığını, azizliğini ve de haşmetini. Oysa senin adın, aşktı. Uyandığımda bir nağme duyulur kulaklarımda sana dair, zihnime gelirsin sanki her an oracıktan çıkmak için zaten bekliyormuşçasına kalbim sana aittir. Nasıl ki, çiçekleri, börtü böcekleri, ve insanları senden sebep seviyorsam,
Fatır :37
Size düşünmek isteyen herkesin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedik mi?
Ben eskiden çalışırdım. Markette, cafede, fabrikada... Sonra bir gün Oğuz Atay'ın ''Tutunamayanlar'' adlı kitabını okudum. Bıraktım çalışmayı. Çünkü bir yerde çalışmam sadece beni ilgilendiriyordu, oysa ben bütün insanları ve dünyayı etkileyen şeyler yapmak istiyordum. Bunun için öncelikle düşünmem lazımdı. Düşünmek için de avare olmak en ideal
Turing & Enigma
Alan Turing Matematikle savaş kazanan adam Alan Turing, II. Dünya Savaşı'nda Almanlar'ın "çözülemez" dediği şifrelerini çözen çok zeki bir matematikçi, bir kahraman ve intihara sürüklenmiş bir dahiydi. Bayan Clayton, 1954'ün haziran ayında, akşamüstü eve yaklaşırken bir şeylerin yanlış gittiğini biliyordu. Her gün ev sahibine yemek
Reklam
Ben eskiden çalışırdım. Markette, cafede, fabrikada... Sonra bir gün Oğuz Atay'ın ''Tutunamayanlar'' adlı kitabını okudum. Bıraktım çalışmayı. Çünkü bir yerde çalışmam sadece beni ilgilendiriyordu, oysa ben bütün insanları ve dünyayı etkileyen şeyler yapmak istiyordum. Bunun için öncelikle düşünmem lazımdı. Düşünmek için de avare olmak en ideal
BİR GECE YARISI
Ben bile bilmezken derdimi nasıl anlatabilirim ki? Yolun sonuna bakarken sızlayan yüreğimi saracak bir gazete bile bulamamak kaderim miydi yoksa benim beceriksizliğim mi onu anlamaya çalışıyordum. Başım önümde ellerim cebimde yürüyorum arkama bakmadan. Sahi kimindi bu dize. Bir hayal görüyorum gözlerimin karanlığa saplanan son noktasında. Soğuk
Altmış Yıl İnançsız Olarak Yaşayan Biri Ebedi Azabı Hak Ediyor mu?
Siz bir insanın kanındaki kolestrolü, şekeri öğrenmek için vücuttaki tüm kanını tahlil etmenize gerek yoktur. O kişinin kanından bir miktar kan almak, istediğiniz tahliller için kâfi olacaktır. İşte Allah da (celle celaluhu) kuluna vermiş olduğu altmış yıllık bir ömür o kulun salih mi yoksa zalim mi olduğunu bilmek için yeterli bir süredir. İnançsız kişiler altmış yetmiş yıllık sürede dâhi Rabbine karşı gelip isyan ediyorsa altmış milyar yıl verilseydi isyanı çok daha artmış olurdu. Allah (celle celaluhu) tüm zaman ve mekanları bildiği gibi cehenneme gidecek kullarına bin defa fırsat verse yine aynı fiile döneceklerini de bilir. ( Üç Boyutlu Düşünmek)
Çektiğim acılar varlığımın inşasının irili ufaklı parçalarıdır. Sadece düşünmek var etmez insanı; duygularını, ruhunu ve hatta zekasının geliştiren asıl öğreticiler acılardır. O halde varım çünkü acı çekiyorum. Doğduğum günden beri anlatmak istediklerim var ve elbette asla anlatmayacaklarım ve anlatıyor gibi yapıp asla anlatmadıklarım. Önce akciğerlere değen oksijenin yakıcılığıyla başladı ilk acılar, sonra dünyanın anlamsızlığını düşünüp duran beynimin kıvrımlarındaki patlamaların elektrik çarpmalarıyla. Doğduğumu anımsıyorum, ölümü ise düpedüz hatırlıyorum. Bir insan doğduğunda gözyaşları dökülür sevinçten. Bir insan öldüğünde gözyaşları dökülür, üzüntüden. Yani hayat boyunca değişmeyen tek şey gözyaşlarıdır ve yeryüzünde gözyaşları sonsuzdur. Biri ağlamaya başladığında, bir başka yerde de, bir başkasının gözyaşları diner. Biri doğarken başka birinin de öldüğü gibi. Geriye kalan sadece gözyaşları ve hiçtir. Ve arada ağzımızda bir ömür dolandırıp durduğumuz onca laf, kağıtlara döktüğümüz onca kelime sadece bir tür duygu kalabalığıdır. Tutsaklığımızdan kurtulmaya çalışmanın beyhude uğraşlarıdır bunlar. Asla gerçekten bir şey anlatılamaz, ancak bir şeyin hayali anlatılabilir, kendisi değil. O yüzden anlatmaya değil, anlatmamaya bakarım. Anlatma derdinden çok anlatmamanın zevkine kurulurum. Ama yine de hiç susmam, eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir, her şey söylenmiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile. Samuel Beckett
483 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.