3319 Kasırga rüzgârı bir çok ağaç devirirse de taze ve zayıf ota güzellikle temas eder. 3320 Ey gönül, o sert rüzgâr, onun zaafına ve aczine merhamet eder de ona bir şey yapmaz. O halde sen de kuvvet ve mukavemetten bahis için homurdanma. 3321 Balta, ağaçların ve dallarının çokluğundan ve kalınlığından korkar mı? Onları parça parça kesiverir. 3322 Lâkin bir yaprağa vurmaz. Keskin ağzını, keskinlik ve sertlik gösterenlerden başkasına temas ettirmez. 3323 Ateşe odunun çokluğundan ne gam ârız olur, bir kasap bir sürü koyundan ürker mi?
Yaşlandıkça mendeburlaşan insanlar vardır hani. Mutsuzluklarının altında yatan sebep budur. Bir de bakar ki, yaşamında kendisi yok; içi bunu hisseder. Ona kızar, buna kızar ama aslında neye öfkelendiğini kendisi de bilmez. Avuçlarının arasından yaşanmadan akıp gitmiş, anlamsız, bomboş bir ömür... İşte öfkesinin kaynağı budur. Bazıları da vardır ki yaşlandıkça nur yüzlü olurlar. Öyle keyiflidirler ki... Onların da içi bilir; doya doya yaşanmış, anlamlı bir ömür sürmüşlerdir. Özellikle çocuklara ve gençlere karşı dikkat çekici bir hoşgörü ve sevgi beslerler.
Reklam
İşçiler kendilerini işte tüketerek kendi güçlerini ve gelecek nesillerin güçlerini de tükettiklerini; tükenmiş olduklarından he­nüz yaşlan ilerlemediği halde hiçbir iş yapamaz duruma geldiklerini; tek bir sapkınlıkla aptallaşmış, tamamen kendilerini ona kap­tırmış oldukları için artık insan değil, insan müsveddesi olduklarını; geriye sadece çalışma deliliğini bırakmak üzere bütün yetilerini yok ettiklerini anlamıyorlar mı?
Sayfa 56 - PdfKitabı okuyor
“Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. ”
"Günün birinde uzun süre dağcılık yapmış bir adamla karşılaştım. Ona hangisinin daha zor olduğunu sordum; yukarı tırmanmak mı, aşağı inmek mi? Hiç düşünmeden, 'İnmek,' dedi. 'Çünkü tırmanırken tepeye ulaşmaya yoğunlaştığın için hata yapmaktan kaçınırsın.'"
Şöyle der: "Dolayısıyla "Arş O'nun altındadır. Cenab-ı Hakk Arşın üst tarafındadır" demek doğru değil. Bu Mücessime'ye ait bir algı tarzıdır." Sifil, bu sözleriyle Selef'in Müccessime olduğunu ifade etmekte ve kendisinin bu hususta Cehmî ve Muattıla olduğunu unutmaktadır. Evet, Sifil'in itikadına göre; "Allah, ne âlemin içinde ne âlemin dışında, ne üstte ne altta, ne âlemden ayrı ne ona bağlı, ne Arşın üstünde ne de onun altındadır." Görüldüğü gibi bu ifadeler yokluğun ve muhalin tarifinden başka bir şey değildir. Kardeşim, Allah Celle Celâluhu haktır, hakikattir, hayal değildir. Bu ifadelere göre Allah'u Teâla hiçbir şey değildir ve O, sadece zihinlerde tasavvur edilen, var olduğu kabul edilen bir algıdan ibarettir. Maturîdiler'in dillendirdiği bu vb. ibareleri İbn Sina gibi filozofların eserlerinde görmekse raslantı değildir. Oysa Selef, ittifakla Allah'ın Arş üzerinde olup kullarından ayrı bulunduğunu söylemiştir.
Sayfa 193 - Nuhbe YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gönül
Neydi bu içindeki susmak bilmeyen çocuğun adı? Sahi hiç mi susmazdı?Onu zorla susturmaya çalıştığı zamanlar oldu evet ama o bir müddet sonra, daha fazla çığlık atma derecesine gelene kadar devam ederdi haykırmaya. Beden onun ne istediğini gayet iyi biliyordu. Ama bunu ona anlatmaya çalışsa da başarılı olamıyordu bir türlü. Cahil körpenin bilmesi gereken bir şeyler daha vardı sanki.Beden ona çok güç sarf etmişti öğretmek için ama o kulak bile asmamıştı. Ona bunu sonunda biri öğretmiş ve yaşatmış olacak ki gün geçtikçe sesi çıkmaz olmuştu. Çocuk anlamış olmalıydı. Bağırmanın, haykırmanın bi çare getirmediğini.Bi ara terk-i diyar etmeyi düşündü bu bedenden. Ama bedeni orta yolu bulup onu yanında kalmasına ikna etmişti. Ona hayatı boyunca eşlik edeceğine dair söz vermişti.Menfaat uğruna yapılan bir çıkar ilişkisine dönmemişti bu söz.
Ama onun bütün varlığı sadece ona, kraliçesine, son bir kez bakmak için uçarak yanına gittiği bu kadına doğru durdurulamaz şekilde koşuyordu.
"Dinle..." derken tüm dikkatimi ona vermek için vücudumu çevirdim. "Benim hakkımda bilmen gereken bir şey var, duygularımı anlık olarak yaşamıyorum. Ben geçici şeylerin peşinde koşmam, öyle biri değilim. Bu yüzden sana bir şey söylediğimde ya da yaptığımda ciddiyimdir, olabilecek her ayrıntıyı düşünmüşümdür. Şimdi de sana burada, benim yanımda olmanı istediğimi söylüyorum."
Sayfa 175 - Martı Yayınları, JhonnyKitabı okuyor
Toplumlar belki de bizim toplulumuz hemen herkesi ilahlaştırmaya ne kadarda meraklı ya sırf bir felsefeci veya düşünür bir şey söyledi diye ona körü körüne bağlanmak doğru değil hatta bu felsefenin doğasına aykırı felsefe ne der düşün der siz bir kişinin söylediği şeye hemen inanırsanız bu çokda düşünmediğinizi gösterir.Ben olsam bu düşünür niye böyle söylemiş acaba diye düşünürüm sonra inanmak gerlir veya inanmamak.Mesela Freud evet çok güzel eserleri var ve farklı noktalara değinmiş ama çook fazla abartılacak kadar değil,yani norml konuları işlemiş çoğu yerde kitaparinda sadece o daha önce yazmış diye o düşündu diye ona ithaf etmiştir,mesela Rüya Yorumu kitabı o kadar büyütülecek bir eser değil.Benim düşüncem katılan katılır katılmak istemeyendw farklı düşünür olabilir🍀:))
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.