Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplumsal sorunların demokratik çözümü için karşılıklı, iki yönlü iletişim gereklidir. Böyle bir iletişim gerçekleştirilmediği sürece, sorunların çözümüne ulaşılamaz. Gücü o an elinde bulunduran otorite emir vererek, toplumsal soruna bir çözüm getireceğine inanabilir. Ancak iletişim kurmadan ortaya atılan ve zorla kabul ettirilen bu tür çözüm biçimlerinin ömrü, emri veren iktidarın ömrü kadar olur; iktidar değişince, yeni otorite eski emri ortadan kaldırır ve çoğu kere, öncekine taban tabana zıt, yeni emirler verir. Zamanla sürtüşmeler çoğalır, bu tür keyfi emirler daha derin toplumsal buhranlara yol açar. Türk eğitim, ekonomi ve yönetim tarihi, bu tür keyfi emir örnekleriyle doludur.
Eskiden bazı toplumlarda genellikle biri erkek biri kız çift yumurta ikizleri sorun oluşturuyormuş; bazı kültürlerde bunların tehlikeli yaratıklar olduğu inancı hakim olduğundan, ikizlerden biri, genellikle de kız olan öldürülüyormuş. Bununla birlikte kız çocuklarına iyi davranılan toplumlarda bile ayrımcılık kendini gösterir. Yaşamı boyunca ortaya hiçbir şey koymamış olsa bile, erkeğin üstünlüğü, zorbalığı, kendinden eminliği, ne kadar başarılı olursa olsun bir kadından daha değerli bulunur. Bütün bunlar çocukluktan itibaren, en azından manevi düzeyde, insanı yok eder, öldürür. Tabii daha sonra ayrımcılık daha da ileri gider, fiziksel şiddete ve hatta sizin de dediğiniz gibi ölüme kadar varabilir. Kadının maruz kaldığı ve "otorite sahibi" bir erkek tarafından uygulanan bu zorbalıklar, açıkça meşru sayılmasa da belirli bir müsamahayla karşılanmıştır.
Reklam
1258 yılında önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkan Moğol istilacılar Bağdat'ı ele geçirip son Abbasi halifesini infaz edince, tarihi bir kurum olan hilafetin de sonu gelmiş.oldu. Bundan sonra fiili siyasal iktidar kuramsal olarak da, uygulamada da sultanlara geçti. Halifeler ise, gölgeleri dünyaya vuran hayaletler olarak yaşamaya devam etti. 1261 yılında Mısır'daki Memlük Sultanı Baybars, Bağdat'tan kaçıp Mısır'a göçen Abbasi hanedanından bir prensi, Kahiredeki kendi sarayında halifeye yaraşır bir tarzda yeni halife ilan etti, ama filen hiçbir iktidarı olmayan bir halifelikti bu. Hilafetin çöküşü ve bitişinden sonra bile Sünni Müslüman hükümdarlar iktidarlarına meşruiyet kazandıracak, İslam'ın önceliğini ve islam aleminin birliğini resmen ifade edecek bir otorite arayışını sürdürmüşlerdir. Abbasi halifelerinin soyundan bir sülale iki üz elli yıl süreyle Mısır'daki Memlüklerin himayesinde Kahire'de iktidarsız halifeliklerini sürdürmüşlerdir. Hatta Osmanlılar ve Hindistan Müslümanları gibi bazı toplumlar Memlüklerin bu halifeliklerini bir ölçüde tanımışlardır da. Fakat 1517de Osmanlnlar Memlük sultanlığını fethedip Kahire'deki gölge Abbasi halifesini makamımdan indirince bu gölge halifelik de sona ermişti.
Tarihin cilvesine bakın ki Galilei dünyanın matematikleştirilmesi konusundaki fikirlerinin yanında Denemeci adlı eserinde kuyrukluyıldızların atmosferde olduğu tezini destekliyordu. Kitabı, birkaç yıl önce aksi görüşü savunmuş olan matematikçi Orazio Grassi'ye cevap veriyordu. Galilei'nin ünü ve kitabın güçlü tartışmacı üslubu kitabı dönemin en çok satan kitapları arasına sokmuştu ama ne ün ne de başarı gerçeği değiştirebiliyor. Grassi'nin Galilei'ye cevabı "Yine de dönüyor..." olacaktı. Galilei'nin hatasının ötesinde bu anekdot, o dönemde ortaya konan bilimsel çalışmaların ne kadar sağlam olduğunu harika bir şekilde gösteriyor. Bilimsel yöntemlerin sonuçları, bu yöntemleri uygulayan bilginin baştaki düşüncelerine bağlı değildir, hatta o bilgin Galilei bile olsa. Gerçekler değişmez. Kuyrukluyıldızların somut doğası, tıpkı fiziksel dünyanın nesnelerinin hepsi gibi, insanların düşüncelerinden bağımsızdır. Antikçağda tanınmış bir bilgin hata yaptığında öğrencilerinin çoğu genellikle gözü kapalı onu takip ediyordu, otorite geçer akçeydi. Basit bir deneyle reddedilebilecek yerleşik bir düşünceyi yerinden oynatmak çoğunlukla yüzyıllar alıyordu. Galilei'in hatasının tespitinin sadece birkaç on yıl sürmesi bilimsel faaliyetin sağlıklı bir şekilde yürüdüğünün göstergesi.
Sayfa 176Kitabı okudu
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
İnanç nedir, inanç mutlaka Tanrı'ya ve dinsel doktrinlere inanmayı mı getirir? İnanç, mantıklı düşünmeye aykırı ya da ondan kopmuş bir şey midir? İnanç sorununu anlamak için akıllı ve mantıklı olmayan inançtan benim anladığım, boyun eğmeye ya da mantıklı olmayan otoriteye (insana ya da fikre) dayalı inanmadır. Mantıklı inanç ise kendi düşünce
Sayfa 140
İstanbul'un fethi dönüm noktasıdır. Böylece Fatih bir anda islâm dünyasının en şanlı ve güçlü hükümdarı durumuna gelmiş ve kendi ülkesinde son derece büyük bir nüfuz ve otorite kazanmış bulunmaktaydı.
Reklam
Anadolu ve Rumeliyi bir tek ülke halinde birleştirip, mutlak bir otorite altında imparatorluğu örgütleyen Fatih Sultan Mehmed olmuştur.
Zamanında köylünün üç yüz kelime ile konuştuğu, Shakespeare'in eserlerinde otuz bin kelime sayılmıştır. Dünyanın herhangi bir yazarı halk dilinin dar söz hazinesi içinde kalmaya razı olsaydı edebiyat tarihi çocukça düşünce ve heyecanların iptidaî ifade tarihinden ibaret kalacaktı. Dünyaca tanınmış yazarların hepsi, halk dilini aştıkları ve günlük ifade imkânlarına yeni imkânlar katan nüansları dile getirmeğe muvaffak oldukları nisbette şöhret ve otorite kazanmışlardır.
Gücü elinde bulunduran otorite emir vererek, toplumsal soruna bir çözüm getireceğine inanabilir. Ancak iletişim kurmadan ortaya atılan ve zorla kabul ettirilen bu tür "çözüm" biçimlerinin ömrü, emri veren iktidarın ömrü kadar olur; iktidar değişince, yeni otorite eski emri ortadan kaldırır ve çoğu kere, öncekine taban tabana zıt, yeni emirler verir. Zamanla sürtüşmeler çoğalır, bu tür keyfi emirler daha derin toplumsal bu oranlara yol açar. Türk eğitim, ekonomi ve yönetim tarihi, bu tür keyfi "emir" örnekleriyle doludur.
Osmanlı'da "Kardeş ve evlat katli"
Fatih Sultan Mehmed Han, devletin daha evvel içine düştüğü birtakım tehlike ve hataları değerlendirip «Fâtih Kânunnâmeleri» denilen ka- nunnâmeleri hazırladı. Lakin sanılmamalıdır ki bunlar, onun veya o devirdeki ricâlin şahsî düşüncelerini aksettirir. Asla!.. Devlet idaresine dair pek çok kâide ihtiva eden bu kanunnâmelerde günümüze kadar
Sayfa 124 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
577 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.