Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
Arnavutluk...
Çok güzeeell Konusunu hiç bilmeden, yazarını tanımadan,roman zannederek aldığım Özgür 'e bayıldım. Aynı kuşağa dahil olduğum yazarların kitaplarını çok seviyorum. Çocukluğumun haberlerinden, büyüklerin konuşmalarından duyduğum kişileri ve olayları canı tanıklarından dinlemek bambaşka...Samimi. . Özgür bir anı kitabı Her sahne,nesne ,diyalog
Özgür
ÖzgürLea Ypi · Yapı Kredi Yayınları · 202373 okunma
Farabi cahil insanı “bilgisiz insan” olarak tanımlar. Ve şöyle der: “Cahil insan (bilgisiz insan) yeme, içme, zevk peşinde koşan insandır. Bunların bazıları rahatlığın verdiği bolluk ile öfke duyularını kaybetmişlerdir. Bazıları ise tam tersine rahatlığın verdiği bolluk ile son derece öfkelidirler. Bunlar genellikle şehvetine düşkün insanlardır. Bedensel zevklerine tutsak olmuş bu insanların kendi arzuları dışında hiçbir hedefi yoktur. Onlar bu düşkünlüğün içinde debelenirken düşünmek, öğrenmek, sorgulamak gibi yeteneklerden de mahrumdurlar. Tamamen dünya zevklerine kendilerini kaptırmış bu insanlardan kendi nesilleri de zarar görecektir. Cahil insan mutluluğu bu gibi dünyevi zevklerin içinde zanneder. Onun için bedenin ihtiyacı olan her şey bir mutluluk sebebidir. Gerçek mutluluğu sorgulamazlar, gerçek mutluluğun ne olduğunu dahi düşünmezler. Bu insanlar ahlaki düşkünlükleri hoş görmektedirler, onlar için ahlaki düşkünlük kötü bir şey değildir. Çünkü onlar kendi nefisleri, kendi arzularına tutsak olmuş insanlardır.”
Reklam
134 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül Kimlikler
Aamin Maalouf'un "Ölümcül Kimlikler" kitabının dili üst düzeydi ve okurken Tarihi sosyolojik vs .bir çok öğeyi içinde barındırıyor .Özellikle tarihi anlamdaki eksikliklerim her noktada asgari düzeyde bir bilgi taraması yapmama neden oldu. Maalouf'un ölümcül kimlikler de vurguladığı temel noktalardan birinden bahseder
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197,8bin okunma
İnsanlar genellikle akıllarında kalanın ne olduğunu kitabı bitirip düşündüklerinde "Neyi hatırlıyorum?" sorusuna verdikleri cevapla ölçerler. İşin aslı bu sadece hafıza sınamasıdır. Oysa öğrenmek böyle değil, küçük bir çocuğun süt içmesi gibidir. Süt nereye gitti? Koluna mı, gövdesine mi? Hangi süt damlası hangi eti oluşturdu? Bunları bilmek imkansızdır. Vakıada gözlenen şey, çocuğun büyüdüğüdür. Kitap okumak da yaklaşık bunun gibi bir şeydir.
193 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap yorumu: Öncelikle kitabı beğenenler olmuş ama ben kitabı hiç beğenmedim kitap hiç akıcı değildi yazarın kalemini hiç sevmedim okurken çok sıkıldım kitap bana hitap etmedi maalesef. Kitap konusu: Şöyle bir durup düşünün. Kocaman bir ülke, kocaman evler. birçok insan. hepsi de KADIN. Adından da anlaşılacağı üzere Kadınlar Ülkesi. Doğal
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İş Bankası Kültür Yayınları · 202112,3bin okunma
Öğrenme isteği çok insanda vardır. Herkes çok bilgili bir şahsı gördüğünde öykünür, onun gibi olmak ister. Örneğin iyi bir eserin sahibi olmayı herkes ister. Bunun metodları da gizli değildir. Daha zor olan yöntemi bulmak değil, çalışmaya karar vermek ve devam edebilmektir. Bir insan gerçekten istediği, faydalı bir şeyi neden yapamaz? Çoğu zaman bunun tek açıklaması nefis terbiyesinden ibarettir. Bu isteğin önüne geçen şey çoğunlukla terbiye edilmemiş ya da terbiye edilmeye çalışılmayan bir nefistir.
Reklam
Gene İsrailliler bugün bir ulus oluşturmuşlarsa, bunun tek nedeni, ne kadar güçlü olursa olsun, onları birleştiren din bağı değildir, kendilerini modern İbranice sayesinde gerçek bir ulusal dille donatmayı başarmış olmalarıdır, kırk yıl İsrail'de kalıp da sinagoga adımını asla atmamış bir kişi bir anda toplum dışına atılmayacaktır; orada kırk yıl yaşayıp da İbraniceyi öğrenmek istemeyen birisi içinse aynı şey söylenemez. Bu, dünyanın her yerindeki birçok ülkede geçerlidir ve bir insanın dinsiz yaşayabileceğini ama herhangi bir dili olmadan kesinlikle yaşayamayacağını görmek için uzun ispatlamalara gerek yoktur.
Sayfa 108Kitabı okudu
Kitap okurken unutulmaması gereken şey şudur: Kitap, sabit bir materyaldir. Değişken olan sizsiniz. Dolayısıyla sadece "Hangi kitabı seçeyim?" sorusu üzerine düşünmek hatalı olacaktır. "Ben bu kitabın karşısına hangi halde çıktım?" sorusu çok daha önemlidir. Böyle eserlerin karşısına az birikimle gitmek ile çok birikimle gitmek arasında devasa farklar vardır. Bu sebeple 5-10 yıl sonra hiç çalışılmamış gibi baştan çalışılabilir. Bu, aynı eseri peş peşe 3-4 defa okumaktan çok daha faydalıdır. Zira zaman aralığı koymadan 4 defa okusanız da aynı birikim düzeyinizle bu eseri okur ve benzer çıkarımlar yaparsınız. Peş peşe yapılan 4 okumadansa 5 yıl ara koyarak yapılan 2 okuma çoğu zaman daha faydalıdır.
İlim branşlardan, branşlar ekollerden, ekoller önemli yazarlardan tahsil edilir. Velûd bir yazarı tanıyan, onun müntesibi olduğu ekolü, bir ekolü tanıyan bir branşı, bir branşı tanıyan öğrenmenin ne olduğunu kavrama noktasında adım atmış demektir. Aynı ekole dair birden fazla yazarı bu şekilde heybemize attığımızda çokça şey öğrenmiş olduğumuzu fark ederiz.
Bir eseri, yazarı anlamak kendi yaşantımızı sorgulamakla başlar
"önemli olan, benim kitaplarımı okuyanların biyogra­fisi, benimki değil. Akademisyenler benim eserimden bir şey öğrenmek istiyorlarsa, kendi hayatlarını soruştursalar daha iyi ederler."
Sayfa 19 - Sel Yayınları, 1. Basım 2015, Türkçesi: Işık Ergüden, Samuel BeckettKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.