En yakın yabancı
Şehre onurlu bir sadakatın varlığını batırarak Üstümü çarptırıp karışık hesaplara Göğsümde kahramanca bir gürültü Kabaran bir kımıltı yükseltiyor Nabzımdan arta kalan çiçek tortuları için Herkesin içinde kaba ,kaypak ihanetleri Bir kenara ittirip Temize çıkmak için Feraget edilmiş bir hayattan En yakın yabancıyı bulmak için En yakın
Albert Camus, “çağdaş insanı tanımlamam gerekirse, gazete okur ve çiftleşirdi derim” diyor. Çok billurlaştırılmış bir tanım belki, ama gerçekten de çağdaş insanın ilgi ve duyarlılık alanını bundan daha keskin ve çarpıcı olarak belirtmek güç.
Reklam
Teknik Analiz
Bazı teknisyenler, teknik analizi kullanarak geleceği gördüklerini iddia ediyor. Teknik analiz sadece geçmişi izler ve geleceği tahmin edemez. Geçmişte olanlar gelecekte olacakları ne kadar gösterecektir, bunun için biraz kendi kafamızı kullanmamız gerek. Benim için teknik analiz bir termometre gibi. Grafiklere bakmayan temel analistler, hastasının ateşini ölçmeyen doktora benzer. Bu tam anlamıyla bir budalalıktır. Eğer piyasada sorumluluğu olan bir katılımcı isen, daima piyasanın durumunun ne olduğunu bilmek istersin; piyasa hareketli ve tehlikeli mi yoksa sakin ve durgun mu? Belli bir yer edinmek için piyasa hakkında bilebileceğin herşeyi bilmek istersin. Teknik analiz, tüm piyasanın tercihini yansıtır ve bundan dolayı analiz garip bir tercihi de yansıtabilir. Tanım itibarıyla, yeni bir grafik modeli oluşturan herşey gariptir. Herkesin tercihlerini ne yönde kullandığını anlamak, dolayısıyla da gözlem yapabilmek için fiyat hareketlerinin ayrıntılarını araştırmak benim için çok önemlidir. Grafikleri incelemek kesinlikle çok önemlidir ve; mevcut dengesizliklere ve potansiyel değişikliklere işaret eder.
Sayfa 91
Öfke ve Düşmanlık
Kızgınlığı sevmek ilk bakışta anlamsız bir tanım gibi görülebilir. Ancak, gerçekten de bazı insanlar yalnızlıklarını ve boşluklarını gidermede kızgınlık duygusunu uyuşturucu bir madde olarak kullanır ve diğer insanlara karşı yaşadıkları sürekli öfke sayesinde kendileriyle yüzleşmekten kaçınırlar.
Tumin şöyle yazmaktadır: "Mademki açıkça vazgeçilmez olan diğer tüm önemli sosyal işlevlerin yerine getirildiği, ama ödül ve saik olarak eşitsizliğin olmadığı kuramsal bir model tasarlanabilir, öyleyse tabakalaşma yapısal ve işlevsel zorunluklar ve kaçınılmazlıklar bakımından nasıl açıklanabilir?" Organize sosyal eşitsizliği sonsuzlaştıran kilit mekanizmaları açıklamak için analizini genişleterek, "bilinen tüm akrabalık sistemlerinin temel özelliklerinden biri" diye yazar Tumin "nesilden nesile eşitsizlikleri aktarma işlevi üstlenmeleridir. Benzer şekilde, bilinen tüm tabakalaşma sistemlerinin temel özelliklerinden birisi, akrabalık sistemlerini eşitsizlikleri aktarma aracı olarak kullanmalarıdır. Mademki bu doğru, öyleyse akrabalık sistemlerinin eşitsizliğin aktarıcıları işlevini yok etmenin (böylece akrabalık sistemlerinin tanımını değiştirmenin), nesille ilişkili bu eşitsizlikleri de yok edeceği tanım itibariyle doğrudur. Açıktır ki ebeveynlere, kendi çocuklarına hem avantaj hem de dezavantaj aktarma yeteneği ve hakkı verilmemesi, akrabalık yapısının mevcut bütün kavramlarında ciddi bir değişiklik gerektirirdi" (aktaran Berberoğlu, 2009: 120).
"Hayat, kendimi teslim ettiğim tasavvurlara uymayı istemiyor olabilir. Sözgelimi hayatın hep sevinçlerle dolu olacağını tasavvur edersem, en ufak bir tatsızlık bana dert olur. Bunun sonucu, kendi sebebiyet verdiğim bir yaşama stresi olabilir. Her şeyin her zaman kolay geçmeyeceğini tasavvur edersem, hayat kolaylaşır. insanlar çoğu kez, bir kavramın getirdiği tanımın ne kadar önemli olduğunun bilincinde olmazlar, o tanım sadece kültürel olarak verili değildir, içi bireysel olarak da doldurulabilir. insan, kendi düşünerek, bilinçsizce kullanılan kavranılan bilinçli hale getirebilir. Böylece hayatın ne olduğuna dair tasavvuru değiştirirse, bu da dönecek, içinde yaşamakta olduğu kültüre dair genel tasavvura bir etkide bulunacaktır."
Reklam
Güzel tanım ;)
Sen, dürüstlük ve iyi niyet aradığım çok önemli bir kavgada, belki de beni oyuna getiren gizli bir günahsın.
Sayfa 105
Yaşam dünyaya gelmezden önce, moleküller kimya ve fiziğin bildiğimiz süreçleriyle de ilkel bir evrimleşme geçirebilirlerdi. Tasarım, amaç ya da yönelim aramamıza gerek yok; eğer bir grup atom, enerji eşliğinde kararlı bir yapı alırsa, bu biçimde kalmaya eğilimlidir. En ilksel doğal seçilim, basitçe, kararlı yapıların seçilip kararsızların reddedilmesiydi. Bunda esrarlı bir şey yok. Tanım gereği böyle olmalıydı.
Bir kez kendinizin farkına vardığınızda,kendinizi gözlemlediğinizde,kuantum alanınızla,kalbinizdeki sıfır noktasıyla enerjik bir şekilde iletişim kurduğunuzda,dünyanın sizin hakkınızda sahip olduğu her tanım kaybolur.
aşırı güzel bir tanım
Gerçek de orta malı bir orospu gibidir. Orospuyu hepimiz tanırız da sokak ortasında karşılaşmaktan çekiniriz.
Reklam
Danto'dan alıntılarsam: "Felsefi bir tanım hiçbir boşluk bırakmayacak şekilde her şeyi kapsayabilir." Bu sahte sanatın temeli tanımlarındadır ve başka anlamlara yer vermemek için önce­den tanımlanması gereklidir. Baştan tanımlayalım ki anlamı tek olsun ve hiç sorgulanmasın. Aristoteles'çi yönteme göre tanımlarda türe ve belli ayrıştırıcı özelliklere yer verilir. Örneğin türü "bulun­muş nesne" temsil ederken (Colby Bird'ün eselerindeki gibi) yerleş­tirilmiş bir ampul ve tahta parçaları ayrıştırıcı özellikler olur.
1914 yılında, Osmanlı İmparatorluğu içindeki milliyetçi Arap hareketi çok önemli görülmese de, bütünüyle gözden uzak tutulacak gibi de değildir. Hareketin ilk ataları İran, Mısır, Suriye ve Mezopotamya'da 19. yüzyıl ortası-sonu arasında faaliyet göstermiş din adamları ve aydınlardan oluşan bir karışımdır. Hemen hepsi imparatorluğun çağdaşlaşmasını ve eski dünya gücü konumunu yeniden kazanmasını, böylelikle Araplar da dahil, Doğu'yu Batı karşısında koruyabilmesini arzular. Bu sürecin nasıl gerçekleştirileceği tartışma konusu olarak kalır. Kimi Arap Avrupa tehdidine İslam'ın karşı koyacağı inancındadır; böyleleri Panislamist akımın içinde yer alır. Panislamist hareketin içindeki Arapların salt Osmanlı dirilişinde rol almakla yetinmemesi gerektiğini, Türklere kaptırılmış halifeliği de geri almalarının beklendiğini ileri sürenler de görülür. Bir azınlık da dinlerine bakmaksızın, imparatorluk içindeki bütün Arapların birliğini savunur. Bütün bu akımların Osmanlı İmparatorluğu'nun canlandırılmasını hedeflemelerinden hareket eden tarihçiler, söz konusu yaklaşımları Osmanlıcılık adını verdikleri tek bir tanım altında toplar.
Kendiyle daha fazla dost olmanın yedinci yordamı, benliğe açık seçik bir çerçeve çizmektir. Yedi noktada tanım getirmeye ihtiyaç duyarız. Her insan ancak kendisi yapabilir... 1. Kendi hayatımızdami en önemli ilişkileri tanımlamak 2. Şimdiye kadarki hayatımızın, iyisiyle kötüsüyle en önemli tecrübelerini tanımlamak 3. Kişisel hayatımızdaki Nereye, Niçin, Niye'yi tanımlamak 4. Davranışlarımıza yön verebilecek değerleri tanımlamak 5. Kendi benliğimizle ilgili akışkanlıkları tanımlamak 6. Tecrübeleri hayatın bir parçası olabilecek korkuları, yaraları ve travmaları tanımlamak 7. Kendimiz için güzel olanı tanımlamak...
... diye cevapladı Nietzsche, "sınırlamaya bir tanım getirmek gerek. Sonra da kişinin kendisine uzaktan bakmasını öğrenmesi gerek;
Sayfa 64 - Çeviri: Aysun BabacanKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.