Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
pek zavallı, sessiz, boynu bükük bir adamdı; hatta her zaman dayak yemiş gibi bir hali vardı ki, aramızda kimse ona el kaldırmazdı. Ondaki bu ezilip büzülme de yaradılışındandı. Nedense ona her zaman acırdım. Hatta bu duyguyu hissetmeden ona bakamazdım bile; ama bunun sebebini kendim de bilemezdim. Onunla da doğru dürüst konuşmak mümkün değildi; ağır bir iş saydığı konuşmayı bir türlü beceremezdi. Ancak birkaç kelimelik konuşmamızın sonunda ona bir görev verir ya da bir yere yollarsam, o zaman canlanıverirdi. Hatta hizmetime koşmaktan sevinç duyduğuna artık iyice kanaat getirmiştim. Ne uzun ne kısa, ne güzel ne çirkin, ne genç ne de ihtiyar, biraz çopur ve hafif sarışın bir adamdı. Hakkında kesin bir tanım yapmak olanaksızdı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum. Limandaki sokaklarla aramızda hiçbir fark yok; gerçi onlar sokak, ben bir insanım, fakat bütün varlıkların aynı özden vücuda geldiğini düşününce, aramızdaki fark belki de üzerinde durulmayacak kadar küçük. İnsanlarla nesnelerin soyut ve bu nedenle ortak bir yazgısı var -sırların cebri içinde anlamsız bir tanım daha. Ama başka bir şey daha var... Bu ağır, bu boş saatlerde, ruhumun derinliğinden zihnime doğru her varlığa vergi bir hüzün, her şeye sinmiş olan ıstırap yükselir ve bir de tamamen bana ait olan, ama aynı zamanda da dışarıdan gelen, değiştirmeye gücümün yetmediği bir duygu. Ah, düşlerim kaç kez, elle tutulur şeyler gibi dikilmiştir karşıma; gerçekliğin yerini almak değil, kendilerinin de gerçekliğe ne kadar benzediğini bana anlatmaktır dertleri; çünkü onları da reddetmekteyimdir, çünkü onlar ansızın dışarıdaki dünyadan fırlayıvermiştir, sokağın öbür başından birden çıkıveren tren gibi ya da gece vakti kim bilir ne anlatan, ansızın patlayıvermiş bir fıskiye, bir Arap yalellisini hatırlatan, biten günün tekdüzeliğinden koparak yükselen çığırtkanın sesi gibi.
Reklam
Kindî öncelikle hüznün sebeplerini ortaya koymanın gerekli olduğunu düşünür ve şöyle bir tanım yapar: "Hüzün, sevilenlerin kaybından ve isteklerin gerçekleşmemesinden kaynaklanan psikolojik bir rahatsızlıktır."
Öte yandan, iyice anlamak gerekir ki (söz konusu dogmatik marksistlerin yapmadığı budur) hiçbir tanım kendiliğinden, diğer bir tanımdan daha «bilimsel» değildir.
Sayfa 29 - Gün YayınlarıKitabı okuyor
"Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum. Limandaki sokaklarla aramızda hiçbir fark yok; gerçi onlar sokak, ben bir insanım, fakat bütün varlıkların aynı özden vücuda geldiğini düşününce, aramızdaki fark belki de üzerinde durulmayacak kadar küçük. İnsanlarla nesnelerin soyut ve bu nedenle ortak bir yazgısı var -sırların cebri içinde anlamsız bir tanım daha."
aşk -bir tanım değil midir- kusturucu güzellikler ardından.
Sayfa 56 - Tam İstiklal YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tüm Rusya’da cinayete felaket, suçluya zavallı denmesi boşuna değildir. Son derece derin manalar içeren bir tanım. En önemlisi, tamamıyla bilinçsiz, içgüdüyle yapılmış bir tanımdır.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çoğu insan "solunum" terimini duyduğunda nefes almak anlamına geldiğini düşünme eğilimindedir. Bu, kelimenin en yaygın tıbbi anlamı olsa da. biyoloji daha geniş bir tanım atar: Aslına bakılırsa, omurgalıların nefes alıp verişine benzer olsun ya da olmasın, tüm organizmalar solunum yapar. Biyolojik olarak solunum, şeker ya da başka kimyasal yakıtlardan enerji elde etme işlemi olarak tanımlanır.
Sayfa 16 - Kronik Kitap
Bir anda aklına, sabıka dosyası kabarık katiller için yapılan tanım geldi: "Cinsel sadistlerin çoğu gibi, böyle bir katil sürekli yer değiştiren, gezgin bir adamdır, sosyal bakımdan faaldir, en azından görüntüde, çünkü kurbanlarını ürkütüp elinden kaçırmamak için normal bir insan maskesi takınmak zorundadır, cinayet mahallini kusursuz bir biçimde denetler.."
Sayfa 50 - Doğan KitapKitabı okudu
"İnsanı mantıklı bir hayvan olarak tanımlayan kimdi merak ediyorum. Gelmiş geçmiş en yersiz tanım bu. İnsan pek çok şey olabilir ama mantıklı değildir."
Reklam
Tarif veya başka bir ifade ile tanım bilimde son derece önemlidir. Çünkü muhatabın zihninde ancak tanımla bir şeyin tasviri ve mahiyeti hakkında fikir oluşturulabilir. Ancak günümüz iktisat ve finans literatüründe tanım oldukça fazla istismar edilen bir konudur. Özellikle faizli finansal ürün ve işlemler özü itibariyle kazan-kaybet temelli oldukları ve bu ürünleri piyasaya sürenlerin karşı tarafı yanıltıp kazanan taraf olma arzusu temelinde üretildikleri için mahiyet ve karakterlerinden ziyade muhataba sağlayacağı varsayılan faydaları temelli isimlendirilmektedir. Kimileri ise muhatabın zihninde olumlu bir yere sahip başka kavramlarla ilintili olarak yapılır.
Her insanın kendi hakkındaki tasavvuru,onun iradi davranışlarına yön veren temel etkendir. İnsan kendini nasıl kabul ediyorsa hareketlerini ona göre ayarlar. Hapishaneden kaçması için insanın önce kendinin serbest yaratıldığına inanması gerekir. Bazı görevleri yüklenebilmek ,o görevleri yüklenmeye yaraştığını anladıktan sonra mümkündür. Demek ki insan her şeyden önce kendine bir tanım getiriyor.
İşlevsel tanım olarak narsisizm kendilik değeri ile aynı anlama gelmemektedir. Kendilik değeri iç ve dış faktörler tarafından zedelenebilir.Kendilik değeri bir şekilde zedelendiğinde ve azaldığında onu korumak, onarmak ve sabitlemek için narsistik uğraşılar gündeme gelir. Dolayısıyla işlevsel tanım olarak narsisizm güçlü nesne ilişkileriyle başa çıkamayan kendilik değeri regülasyonunun hizmetinde olan bir yapıdır.
daha sade ve daha güzel bir tanım okumadım Allah'ım nasip etsin, âmin.
Bugün temelleri atılan sağlıklı bir yuvanın semerelerinin sadece bu dünyada değil, ahirette de devşirileceğini anladıklarında, eş olmanın ne anlama geldiğini idrak edebilirler. Birlikte kol kola yürünen bu yolun Allah ve Resulu'nün rehberliğinde srat-ı müstakime varacağı ümidiyle hareket ederler. Hayat imtihanında aynı yola baş koymak, aynı değerleri kuşanmak, aynn idealler uğruna mücadele edebilmek aile olma bilincinin gereğidir.
aşk -bir tanım değil midir- kusturucu güzellikler ardından.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.