Astronaut In The Ocean
@Uzayboslugundakayipbiryildiz
☆ . ` ☆ . ` ☆ . ☆ . • ☆ . • ☆
☆ ` • ☆ `『 Per aspera ad astra 』 ☆ . • ` . • . • . ☆ . • . • . . ☆ . • . . ☆ ` • . • ☆
Son Süpernova kalıntısı
NASA
M-31
Orion, Sirius B, 20 Temmuz
15 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Bizi, biz olduğumuz için sevmezler; sağlam olalım...
PDF
Kimyasal olarak fotosentez solunumun tersidir çünkü karbondioksit ve su molekülleri glikoz ve oksijen üretmek için birleştirilir ve bunun için gereken enerji klorofil moleküllerinden sağlanır.
Sayfa 18 - Kronik Kitap
Okur Takip Önerileri
Çoğu insan "solunum" terimini duyduğunda nefes almak anlamına geldiğini düşünme eğilimindedir. Bu, kelimenin en yaygın tıbbi anlamı olsa da. biyoloji daha geniş bir tanım atar: Aslına bakılırsa, omurgalıların nefes alıp verişine benzer olsun ya da olmasın, tüm organizmalar solunum yapar.
Biyolojik olarak solunum, şeker ya da başka kimyasal yakıtlardan enerji elde etme işlemi olarak tanımlanır.
Sayfa 16 - Kronik Kitap
Yaşam
Yaşam nedir? Bilim insanları yaşamı kısaca en az bir "termodinamik döngü" gerektiren bir kendini-kopyalama süreci olarak tanımlıyor. Farklı kelimelerle ifade etmek istersek, yaşam: canlı olan bir şeyin kendi kopyasını üretebilme yeteneğine sahip olması ve bunu, kimyasal maddeleri bir şekilde dönüştürmesini sağlayan bir kaynaktan edindiği enerji sayesinde gerçekleştirmesi olarak tanımlanabilir.
Sayfa 8 - Kronik Kitap
Genetik kodumuzun doğasının karakterlerimizi ve davranışlarımızı ne ölçüde yönettiği sorusu karşılaşılan en zor bilmecelerden birini ortaya koymakta.
[...]
Bu cezbedici alanlarda gerçekleştirilen araştırmaların tıptaki ilerlemelerin yanı sıra yirmi birinci yüzyılda ve takip eden gelecekte insan olma kavramını anlamamız üzerinde de son derece büyük etkileri olacağına kesin gözüyle bakabiliriz.
Sayfa 7 - Kronik Kitap
Bir bilim olarak genetik nispeten yeni bir dal; temelinin 1850'lere dayanmasına rağmen birçok koldan edinilen bilgi ancak yirminci yüzyılın başında tek bir alanın çatısı altında toplanabildi. Başlangıçta ilerlemeler oldukça yavaş gerçekleşirken, genetiğin gizemlerinin açığa çıkarılmaya başlaması 1950'leri bulmuştu. İlk olarak DNA'nın çift sarmal yapısının, daha sonra da canlı olmayan bir kimyasal kodun nasıl bir canlının meydana gelmesini sağladığını gösteren merkezi/santral dogmanın keşfi üzerine genetikteki ilerlemeler gen'e dair sırların çözülmesini oldukça hızlandırdı. Ancak katetmiş olduğumuz devasa yola rağmen bugün dahi DNA'mızda çözülmeyi bekleyen birçok sır mevcut.
Sayfa 6 - Kronik Kitap
