Biliyorsun. Hala birine aşık olabilirim. Sana hiç benzemeyen çocuklarım olur. Adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım. Hayalimdeki yüzünü eskitir zaman.
Biliyorsun. Herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında... Babanın cüzdanından yürüttüğün paralar gibidir bazı şeyler, belli oluncaya kadar devam edilir.
Biliyorsun. Unutabilirim. Zaten ben kimleri unuttum. Onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin. Tozlanırsın. Üzerin örtülür.
Biliyorsun. Seni sevdim. Bir gün kör olsaydın da severdim. Ellerin olmasaydı mesela. Ellerin olmasaydı sen bile kendini sevmezdin oysa.
Biliyorsun. Kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta. Hala seni bana unutturacak insanlar tanıyabilirim. Başka bir ses kazınır kulaklarıma.
Biliyorsun. Herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi var aslında. Oysa ölene kadar sevebilirdim seni eğer biraz yardım etseydin bana.
Daha önce hiç böyle sevmedim, biliyorum
Ve hiç kimse seni benden fazla sevmedi
Seninle güldüm ve ağladım, yaşadım ve öldüm
Sadece seninle olmak için neler yapmazdım ki
Seni unutmam ve yoluma devam etmem gerektiğini biliyorum
Gözyaşlarımın akmasını daha fazla durduramam
Ama sensiz hayat artık aynı olmayacak
Suçu kendim üstlenmeli ve seni hayatımdan çıkaracak gücü bulmalıyım
Sadece git, sadece "hoşçakal" de;
Arkanı dönme çünkü ağladığımı görebilirsin
Üzülmemeliyim
Yada kırık kalbimi veya sana olan aşkımı göstermemeliyim
Bu yüzden sadece git
Ve kapıyı kapat
Ve hayatımın senden önceki gibi olmasına izin ver
Gitmene nasıl izin verdiğimi asla ama asla bilmeyeceğim
Ama söyleyecek hiçbir şey kalmadı ;sadece git
Pişman olmayacağım tek bir an bile olmayacak
Seni, tanıdığım günden beri sevdim
Bana verdiğin tüm sevgi için
Sana "git" diyecek gücü kendimde bulmam gerektiğini biliyorum.
dön kadınım dön...
geri dön ansızın
“sensiz tadı yok ne baharın, ne kışın, ne de yazın
dört mevsim seni bekler...perme-perişan ayvazın
dön kadınım dön...
dön ansızın yeter ki dön...
güneşim ol harında yanayım
depremim ol göçük altında kalayım denizim ol dalganda boğulayım öderim ben ihanetin kefaretini yeter ki gel...kurbanın olayım
bir çığ
Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim.
"Uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil
Nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve günışığı sislerden düşsel ovalara
Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim.
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü,
Yitik ceren arayı arayı anasını buldu,
Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek,
Soludum, üfledim,yaprak pırpırlandı Ağustos dindi
Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi.
Seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar,
Ve onların yoğun boyunlu kadınları.
Düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
Yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
Köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
Dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce
Nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
Senet senet satılmadan önce
Şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
Tanrı parsellenip kapatılmadan önce
Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin.