Beni adeta ergenlik yıllarıma geri götürdü bu kitap. Uzun zamandır fantastik bir eser okumuyordum yıllar önce gerek Harry Potter serileri olsun gerek vampir günlükleri olsun hepsini bitirmiştim. Geçen aylarda sosyal medya hesabımda önüme bir reels düştü "Eğer Ejderhanı Nasıl Eğitirsin(How to train your dragon) film serisini seviyorsanız bu
Sözü başka bir üye aldı, Koyu renk gözleri çakmak çakmak, sesi keskin, neredeyse küçümseyiciydi. Thanatos -Yunanca ölüm anlamına gelen bir isim almış olan vampir- olabileceğini dişündüm.
‘Ah’lar Ağacı
1-
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Bu şiiri Tuğba Dursun'un enfes sesinden dinlemenizi tavsiye ederim.
YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum.
Spotify: open.spotify.com/episode/1DbK3Py...
YouTube: youtu.be/uuMws4PB01E?si=...
AH’LAR AĞACI
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya
1-
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
"Cadılar, hortlayan ölülerdir. Onlar üzerine de pek çok hikâyeler anlatılır. Çokluk, kadınların cadı olduklarına inanırlar; cadı-karı sözü bu inanıştan gelmeli. Ama erkeklerinden de 'cadılaşan'ların bulunduğuna tanıt belgeler vardır. Türk geleneğindeki cadı, aşağı yukarı Batı inanışlarındaki vampir'i karşılar. Cadılar, mezarlardaki taze ölüleri çıkarıp ciğerlerini yerlermiş. Bir Rumeli anlatmasından öğrendiğimize göre eskiden cadıları zararsız hale sokan uzman 'cadıcılar' olunmuş. Cadılar üzerine inanış ve hikâyeler Anadolu'dan çok İstanbul ve Rumeli 152bölgelerinde yaygın olsa gerek..
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Ayşecik
Rose’un hayatının aşkı Dimitri, artık bir Strigoi olmuştur. Artık Rose’un tek bir amacı vardır, Dimitri’yi öldürerek onu huzura kavuşturmak.
Dimitri’yi bulma adına akademiden ve Lissa’dan ayrılan Rose, Dimitri’nin ana vatanı olan Rusya’ya gider ve onu aramaya koyulur. Bu yolda Sydney adlı bir Simyacı’yla tanışır ve beraber Dimitri’nin köyüne, Dimitri’nin ailesinin yanında giderler.
Ailesiyle belirli vakit geçirdikten sonra Dimitri’yi aramak için yola koyulan Rose, resmi olarak gardiyan olmayan fakat kendini Strigoi öldürmeye adamış dampirlerle hareket eder. Ta ki, aradığı Dimitri onu bulana kadar.
Dün
Gölge Öpücük kitabını bitirdikten sonra hemen bu kitaba başladım. Uyuyana kadar okudum, uyandım ve bitirene kadar devam ettim. Öyle soluksuz bıraktı ki bu kitap beni… Şimdi neden bu serinin bu kadar sevildiğini anlıyorum, tabii seri hala daha küçük yaş kitleleri için.
Dimitri aşkıyla yanıp tutuşan ben başta Strigoi Dimitri’ye ısınmıştım, diğerlerinden farklı gibiydi. Tabii bir Strigoi her zaman Strigoi’dir. Öldür, avlan, güç kazan. Sonrasında bu ısınmam son buldu ve gardiyan Dimitri’ye daha fazla aşık olduğumu anladım.
Yazar keşke bu kitapta Rose’u vampir ısırığına bağımlı yapmasaydı. Kitabın içine öyle girdim ki benim dahi gururum kırıldı. Dimitri’nin öldüğünü de gram düşünmüyorum çünkü o ölürse seri devam etmez. Her neyse, artık favorim seride bu kitap oldu…
Kan SözüRichelle Mead · Artemis Yayınları · 20121,008 okunma
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
"Zodiac Academy: The Awakening", "Supernatural Beasts and Bullies" adlı fantastik genç-yetişkin serisinin ilk kitabı. Sanırım öncesini anlatan novellaları da var ama ben hangi sıralamayla okumam gerektiğini bilmediğimden ve bulamadığımdan serinin ana kitaplarını okumaya çalışacağım öncelikle.
Yabancı bookstagram hesaplarında
“I would beg,” he murmured. “For you, I would. You have fucking destroy me, Oraya. Do you know that?”
Öncelikle kitaba bayıldığım söyleyerek başlayayım. Kitabımız ana kadın karakterimiz Oraya’nın 20 yok önce bir katliam sırasında Bir vampir klanının Kralı olan Night King Vincent tarafından evlat edinmesiyle başlıyor. 20 yıl geçiyor, Oraya
Abıru: 1.Yüz suyu. 2.Irz, namus, şeref, haysiyet.
Acuze: Huysuz, yaşlı kadın
Adülkahır: (Ödül kahır) Pembe çiçekli, çok yıllık otsu bir bitki
Agâh: 1.Bilen, bilgili 2.Haberli
Akarca: Sürekli işleyen çıban, fistül
Altar: Adak adanan ve kurban kesilen dini yapı, sunak.
Arkebüz: XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Ayşecik vazoyu