Kitabın dörtte üçüne ancak dayanabildim, ki bu kutlu bir dayanıştır. Kitabı özetliyorum bana güvenin:
Tuğla, tuğla, tuğla.. Bir kulampara hikayesi.
Tuğla, tuğla, tuğla.. Bir ölüsevici göndermesi.
Tuğla, tuğla, tuğla.. Bir intihara meyilliye sempati.
Tuğla, tuğla, duvar.. Kendi gibi hastalıklı kardeşler ile selamlaşmalar.
Yazara, yaşadığı kötü şeyler için, insanlık namına özür diliyorum. Ama o kadar yani.
Metnin orijinal dili yoğun şiirsellik, armoni, bal, börek içeriyor olabilir, ona hiç lafım yok. Ancak Türkçe olarak metin, yalnız tuğla ve duvarlardan ibaret. Yoksa Türkçe masonik bir dil mi ?