Veda hutbesi.
Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. "Ashabım! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden
224 syf.
·
Not rated
Yazar dördüncüsü olan bu kitabında, Seyyah olur ve Fesleğen’inin peşine düşer. Sevdiğinin sevdirdiği yolda; özlemle, hüzünle, gözünde yaşlarla ilahi bir aşka, ilahi bir aşkla yürür. Ve okurlarına bu kitabı bitirmek için değil; anlamak, gelişmek ve değişmek için okumalarını önerir… Sevmek insanın ateşidir. Sevdin mi ateşin yükselir, içten içe
Eyvallah 2
Eyvallah 2Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 20175.5k okunma
Reklam
Bütün bu yüceltmeler ve tahtından indirmeler çok yorucu, tüketicidir. İdealleştirme aşaması iyi hissettirse de değersizleştirmenin etkileri acı verici ve karmaşıktır. Ebeveynlerimizin ilk yıllardaki başarısızlığının yarattığı hüsranın bir yansısını yaşamış gibi oluruz; aynı derecede ezicidirler. Ama yine de, gerçek umut ancak bu hüsranın içinde bulunabilir. Her şeye gücü yeten, sizi kurtarabilecek bir Başkası ümidi yere çakıldıktan sonra aslında istediğinizin fakat ulaşmaya güç yetiremeyeceğinize inandığınız şeyin ne olduğunu kavrayabilirsiniz. Kendi iyiliğinizi uzansanız tutabilirsiniz. İdolün düşüşüyle idealleştirmenin büyüsü yerini sadece kısa süreliğine gerçekliğe bırakır; neredeyse yakalayabileceğiniz kadar yakındır. Derken bir kere daha onu imkansız diye uzaklaştırır ve kifayetsiz bir yeis içine düşer, tüm gücünüzü yeni bir Başkası'nın ellerine teslim edersiniz. Velev ki... Sevgili okur, bir kez daha divana buyurmaz mıydınız?
NOCTİS
Derin dehlizleride kesişti yollarım karanlıkla, öyle kolay değil vazgeçmek. Şimdi çık dışarı akşamleyin odandan, kimin var? Hiç kimse. Yavaşça göğe sunulan ince bir duman şimdi hayatım. Anlamını kaybetmiş bütün kıvrımlarım. Koyver gözlerini usulca penceremden, ne var ki karanlıktan başka. Kendi dünyamı kurdum kafamda, koskoca sessizlikle olgunlaşan milyonlarca hiçlik içindeki kelimeler. Dünya gürültülü, tanrının sesi duyulmuyor. Karanlıklar arasında çömelmiş ölüm bekler durur. Düşünür sıra kimde, ben mi? Daha vaktim gelmemiş. Hep ağlaması gerek birinin, noctis daha ayrılmadı hücrelerimden ondandır belki bu bitmeyen savaş. Çünkü ben hariç bütün nesneler bir yer buldu kendine, uydurdu kendi yapbozunun parçasını. Çünkü bir yere ait olmak daha anlamlandırır bu gereksiz, boş gezegeni. Karanlık benim zenginliğim, saklanıp oracıkta ürkek ürkek beklerim sonsuza kadar. Ne getirir bana hayat tam bir muamma. Aydınlığı aradığım bütün yıldızlar ölü gibi, bir bende mi işe yaramaz bu düzen. Hep bir düzensizlik, hep bir karmaşa. Hep çok noctis.
huseyin yani
huseyin yani
Pamfilya'nın Ruhu ~ Huriye TEMUR
"Öyle bir şehir düşünün ki ister on beş gün için ister bir ömür kalmak için gelin hiç fark etmez, sizde öyle bir his yaratsın ki sanki hep oranın insanıymışsınız da sadece bir yere kadar gidip geri dönmüşsünüz. Sokaklardaki insanlar tanıdık; yağmuru, güneşi bildik, her ağacının altına gölgenizi bırakmışsınız da güneş batana kadar yine o ağacın altında yerinizi alacakmışsınız gibi. Antalya böyle bir şehir işte, siz onu sevmeye başlamadan o sizi sevmeye başlamıştır bile."
Sayfa 12 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
O âna kadar beni ayakta tutmuş olan tılsım bozulmaya başladı. Tahammül gücümün yerini tepki aldı ve çok geçmeden beni kıskıvrak yakalayan üzüntü öyle boğucu bir hale geldi ki yüzükoyun yere kapandım. Ağlıyordum. Helen Burns yanımda değildi. Bana güç verecek hiçbir şey yoktu. Tek başıma kalınca kendimi bıraktım, gözyaşlarım yerdeki tahtaları ıslatıyordu.
Sayfa 92 - ARTEMİSKitabı okudu
Reklam
Her şey yeniydi ve dünya o kadar büyüktü ki kendimi içinde kaybettim. Kendimi dünyanın içinde kaybetmek için çok çabaladım ama bunun en zor kısmı korkmamaktı. Ona da alıştım bir zaman sonra, olayların beni bir yerden bir yere sürüklemesine, bir şeylerin başıma gelmesine izin vermeye alıştım. Bu, her zaman o kadar da kötü hissettirmiyordu.
Sayfa 254Kitabı okudu
Peygamberimiz öyle bir peygamberdi ki; hangi iyilikte gayret etse makamı yükselmeyecek, Gayretini azaltsa makamı düşmeyecekti. Allah kendisine öylesine özel bir yere koymuştu ki; Ne daha önce yaratılanlar onun gibiydi, ne de daha sonra yaratılacak olanlar. Olmayan günahları için Rabbinden af diler, Hatalarından bağıslanmayı ister, verdiği nimetler için teşekkür ederdi, sabahlara kadar ayakları şişer, secde yeri gözyaşları ile ıslanırdı. Tövbeleri, duâları neden bukadar uzardı? Acaba her yönü ile örnek olan peygamberin çağlar ötesinden bize bir mesajı mı vardı? Bağışlanma isteğimiz, hatalarımızı kabul etmemiz aldanışlarımızı itiraf etmemiz, onun için neden bu kadar önemliydi. Hataları ile yüzleşmeyen, çoğalan hatalarıyla yanlışlardan kurtulamayan birinin hem kendi hem de toplumun kalitesini düşürmesinden mi endişe etmişti. Tevazunun toplumdaki şiddetin ve nefretin tek ilacı olduğunu mu hatırlattı bizlere. Kaldır elini sonsuzluktan söz etmeyen her şeyi bırak bir kenara. Hatalarınla, yanlışlarınla yönel semaya. Kendinden tamamen tövbe etmek ile başla her şeye. Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamber bu özel anları ciddiye alırdı. Sende ciddiye al.
“Bu kadar direnmezsen, hayat daha katlanılabilir olur," diye fısıldadı kulağına, ama buna kendisi de inanmıyor gibiydi. Neden hayatı için daha fazlasını yapmamıştı ki babası? Neden daha fazlasını istememişti? Fakat yaptığı ve istediği az mıydı gerçekten? Bunca yılı sabırlı bir sessizlik içinde, bir gün böyle yere serileceğini bilerek geçirmek hiç de az şey değildi.
Son bir bitiş değildir hep. Final diye bir şey yok aslına bakarsan. Her şey evrilir, bazı şeyler devrilir bu dünya kanunlarında. Sonra ölünce geçilen yere de "öbür dünya" deriz. İki dünya arası sersem ve serseri, hırçın ve asi, toy ve mecazî gidip gelmekteyiz.
Sayfa 114 - HabitusKitabı okuyor
Reklam
Bazen her şeyden uyuyarak uzaklaşırdı veya zincirlerinden kurtulup, hep geri döndüğü derin, sessiz yerlere, dönmekten nefret ettiği o yerlere savrulurdu. Bu sersem hali içinde bile bazı şeyleri çok uzun süre ertelediğini, senelerce içinde tuttuğunu biliyordu. Önceden anlatmış olması gereken birçok şey vardı, fakat sessizliğinin, kımıldatılamaz bir noktaya gelene kadar hâkim olmasına izin vermişti. Tamamen uzaklaştığını, kimsenin ona ulaşamayacağı bir yere vardığını düşündüğü zamanlar olurdu, bir makaradan çözülen ince bir ipe tutunarak, yavaş yavaş gözden kaybolduğunu düşündüğü zamanlar. Fakat oradaydı işte..
“Neden bu güzel ülkeyi brakip o Kansas dediğin, kurak, gri yere gitmek istediğini anlayamiyorum." "Beynin yok da ondan," diye yanıtladı kız. "Biz etten kemikten yapılmış insanlar güzel bir ülkede yaşamaktansa, ne kadar bunaltıcı ya da gri olursa olsun, evlerimizi tercih ederiz. Ev gibisi yoktur."
"Beni korumaya geldiğin için teşekkürler," dedim. "Melek," dedi, sesi ciddiydi, "senin için daima gelirim." Bir dakika kadar orada öylece, hareketsizce durduk. Kanatlarının altında olmak çok hoştu ve eninde sonunda ayaklarımı yere tekrar basacak olmaktan çekiniyordum aslında.
432 syf.
·
Not rated
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır. Sherlock Holmes Bir suçu çözmenin ilk prensiplerinden biri, her ne kadar önemsiz gibi görünse de hiçbir ayrıntıyı atlamamaktır. İnsanların göz ardı ettiği şeyleri görmek, sonuca ulaşmanın ilk kuralıdır. Araştırmanız, ayrıntıların gözlemlenmesi üzerine kurulu olduğunda en doğru sonuca vardığınızı siz de göreceksiniz. Sherlock Holmes Yıllardır büyük bir ilgiyle okunan Sherlock Holmes maceraları, heyecanı zirvede tutmaya devam ediyor. Toplam 56 hikâyeden oluşan serinin iki kitabından (Akıl Oyunlarının Gölgesinde & Suç Detayda Saklıdır) sonra, Şüphe Asla Uyumaz ile başarılı dedektifin zekâsına bir kez daha hayran kalacaksınız. Dünya edebiyatının klasikleşen eserlerinden biri olan Sherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle tarafından kaleme alınan Şüphe Asla Uyumaz kitabı ile seriye devam ediyor. Polisiye romanları dünyasında çok önemli bir yere sahip olan Sherlock Holmes karakterini günümüzde birçok insan gerçekten yaşadığını sanıyor ve bu da hayatımıza ne kadar girdiğinin bir kanıtı aslında. Mükemmel dikkati ve ipuçlarını yakalama kabiliyeti ile her olayı çözen ünlü dedektifimiz yine sizi gizemli bir dedektiflik macerasının içine sokacak. Polisiye romanları sevenlerin kaçırmaması gereken güzel bir kitap. Başlamanız ile bitirmeniz bir olacağına emin olabilirsiniz. Bir kere o gizemin içine girdiyseniz çıkmanız pek mümkün değil.
Sherlock Holmes - Şüphe Asla Uyumaz
Sherlock Holmes - Şüphe Asla UyumazArthur Conan Doyle · Martı Yayınları · 20177.8k okunma
"Her anı, ölümün tümüyle farkında olarak yaşamak kolay değildir. Gözümüzü güneşe dikmeye çalışmak gibidir bu: ancak bir yere kadar dayanabilirsiniz."
Sayfa 49 - Irvin Yalom’dan alıntıKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.