Tatlıdır kulağa çalınan melodiler; fakat hiç duyulmayanlar daha tatlı. John Keats, "Bir Yunan Vazosuna Övgü”
Kahkahalarının şiddeti gitgide azalıyor. Onu öpmek istiyorum. Nasıl yapacağımı bilemiyorum. Dört yüzyıldır yalnızım ve bugünlerde bu işlerin nasıl yapıldığına dair hiçbir fikrim yok. Ama kendimi hafiflemiş, mutlu hissediyorum. Aslında bu da yeterli. Bu "Bir Yunan Vazosuna" anı. Öpüşmenin sonsuza kadar bir olasılık olarak kaldığı. Onun bana baktığı, benim ona baktığım. En az onun benim gizemimi çözmeyi istediği kadar benim de onun gizemini çözmeyi istediğimi fark ediyorum ve Camille biraz bana sokulunca, kolumu omzuna atıyorum. Oracıkta. Parktaki bankın üstünde. Belki de birine aşık olmak böyle bir şey. Sonsuza kadar çözmekten mutlu olacağın bir gizem bulmak.
Reklam
Tatlıdır kulağa çalınan melodiler; fakat hiç duyulmayanlar daha tatlı. John Keats, "Bir Yunan Vazosuna Övgü"
Bir Yunan Vazosuna Övgü (1820) En zalim yalanlar çoğunlukla söylenmeyenlerdir.
John Keats
«Hiç Yunanca bilmemesine karşın Yunanlı doğmuştu.» Şiirlerinden ikisi «Bir Bülbüle Övgü» (Ode to a Nightingale) ve «Bir Yunan Vazosuna Övgü» (Ode to a Grecian Urn), İngiliz dili var oldukça yaşayacaktır.
Dört yüzyıldır yalnızım ve bugünlerde bu işlerin nasıl yapıldığına dair hiçbir fikrim yok.Ama kendimi hafiflemiş,mutlu hissediyorum. Aslında bu da yeterli.Bu "bir Yunan vazosuna" anı.Öpüşmenin sonsuza kadar bir olasılık olarak kaldığı.Onun bana baktığı, benim ona baktığım.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
İşitilen melodiler tatlıdır, ama İşitilmeyenler daha da tatlıdır. John KEATS Bir Yunan Vazosuna Övgü, 1820
Sayfa 49 - SAY YayınlarıKitabı okudu